MHP’de seçimlerden hemen sonra başlayan kurultay istekleri çok yönlü mücedeleler neticesinde bugüne kadar geldi. Buğünden sonra neler olacak hep birlikte göreceğiz.Ülkücü Hareketin ve Milliyetçi Ülkücü iradenin gönlü yine Devlet Bahçeli’nin önderliğinde milliyetçi Hareket Partisin'e çeki düzen verilerek yeniden bir yol haritası oluşturulması yönünde olmuştur.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin meseleyi uzatmadan kurultay isteyen kendisine muhalif liderleri çağırmalı ortak bir noktayla hareket ederek meseleyi kökten halletme cihetine gitmeliydi. Ancak bu böyle olmadı. Bir taraftan Genel Merkez’in katı tutumu, diğer taraftan genel merkez’e tepkili olanların meseleyi dillendirerek MHP’nin yönetiminden hoşnut olmayanları etrafında toplamaları ile birlikte işin içinden çıkılmaz oldu. Geri dönüşü imkansız hale geldi. Peki ama şimdi ne olacak?Pazar günü tüzük kurultayındaki heyecanı hepimiz gördük. Üstkurul delegelerin yarısından fazlası oradaydı. Her türlü imkânsızlıklara ve baskılara rağmen 800’e yakın delegenin o salona gelmesini sağlayan iradeyi görmemezlikten gelmek namümkündür.MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli bu gerçeğin farkındadır. Bahçeli’nin birkaç gün içinde yapacağı açıklama çok önemlidir. Yapılacak muhtemel açıklama ile ülkücü hareketin birlik ve beraberliğini tesis ederek Türkiye siyasetinde çok önemli bir demokrasi dersi verebilir. Ülkücü Hareketin çok daha fazla güçlü olmasını sağlayarak tarihe geçebilir. Bu yüzden Bahçeli’nin birkaç gün içinde yapacağı açıklama çok önemlidir.Sosyal medya’da ülkücülerin birbirlerine düşmesi, birbirlerine hakaret yağdırmalarını hiçbir şeyle bağdaştırmamız mümkün değildir.
Birlikte mücadele verdiğimiz, birlikte cezaevlerinde işkencelere maruz kaldığımız, ellerimizde şehit verdiğimiz zamanları bir koltuk mücadelesi ile yok sayamayız.Milliyetçi Hareket Partisi’nde içerde var olan mücadeleleri, çabaları, liderlik yarışlarını, daha iyi yönetim anlayışını anlamamız mümkündür. Ancak, bütün bu mücadeleler devam ederken kardeşten daha öte duygularla birbirlerini sevdiklerini ve birbirlerine bağlı olduklarını söyleyen ülkücülerin daha dikkatli ve daha duyarlı olmaları gerekmektedir.Artık bu gerginliğe son verilmelidir.Ülkücülerin birbirlerini şuçu-bucu diye suçlamalarından nemalananları görmeyecek kadar hiçbir ülkücü kör olamaz.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin meseleyi uzatmadan kurultay isteyen kendisine muhalif liderleri çağırmalı ortak bir noktayla hareket ederek meseleyi kökten halletme cihetine gitmeliydi. Ancak bu böyle olmadı. Bir taraftan Genel Merkez’in katı tutumu, diğer taraftan genel merkez’e tepkili olanların meseleyi dillendirerek MHP’nin yönetiminden hoşnut olmayanları etrafında toplamaları ile birlikte işin içinden çıkılmaz oldu. Geri dönüşü imkansız hale geldi. Peki ama şimdi ne olacak?Pazar günü tüzük kurultayındaki heyecanı hepimiz gördük. Üstkurul delegelerin yarısından fazlası oradaydı. Her türlü imkânsızlıklara ve baskılara rağmen 800’e yakın delegenin o salona gelmesini sağlayan iradeyi görmemezlikten gelmek namümkündür.MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli bu gerçeğin farkındadır. Bahçeli’nin birkaç gün içinde yapacağı açıklama çok önemlidir. Yapılacak muhtemel açıklama ile ülkücü hareketin birlik ve beraberliğini tesis ederek Türkiye siyasetinde çok önemli bir demokrasi dersi verebilir. Ülkücü Hareketin çok daha fazla güçlü olmasını sağlayarak tarihe geçebilir. Bu yüzden Bahçeli’nin birkaç gün içinde yapacağı açıklama çok önemlidir.Sosyal medya’da ülkücülerin birbirlerine düşmesi, birbirlerine hakaret yağdırmalarını hiçbir şeyle bağdaştırmamız mümkün değildir.
Birlikte mücadele verdiğimiz, birlikte cezaevlerinde işkencelere maruz kaldığımız, ellerimizde şehit verdiğimiz zamanları bir koltuk mücadelesi ile yok sayamayız.Milliyetçi Hareket Partisi’nde içerde var olan mücadeleleri, çabaları, liderlik yarışlarını, daha iyi yönetim anlayışını anlamamız mümkündür. Ancak, bütün bu mücadeleler devam ederken kardeşten daha öte duygularla birbirlerini sevdiklerini ve birbirlerine bağlı olduklarını söyleyen ülkücülerin daha dikkatli ve daha duyarlı olmaları gerekmektedir.Artık bu gerginliğe son verilmelidir.Ülkücülerin birbirlerini şuçu-bucu diye suçlamalarından nemalananları görmeyecek kadar hiçbir ülkücü kör olamaz.
Artık bir ve beraber olma zamanıdır.
KAPSAMHABER/GARABEY