Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih YALÇIN MHP'ye yönelik yıpratma politikaları hakkında açıklama yaptı.
Semih Yalçın yaptığı basın açıklaması şöyle:
AKP iktidarı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olması beklenen Başbakan Erdoğan’ı halka sevimli ve şirin göstermek için her türlü algı yönetimi metodunu kullanmaktadır. Bunların başında, muhalefetten gelen açıklamaların saptırılması gelmektedir. Bilhassa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda halkın çoğunluğunun temayülünü yansıtan tespit ve değerlendirmeler
Erdoğan’ın gerek hükümetteki gerekse parti yönetimindeki tilmizleri tarafından Sayın Bahçeli’nin ortaya attığı “çatı formülü”nün MHP-CHP ittifakı gibi gösterilmeye çalışılması, sözünü ettiğimiz saptırma telaşının mahsulüdür. Çünkü MHP lideri Devlet Bahçeli Türk seçmeninin siyasal algısını ve psikolojisini ortaya koyan fevkalade önemli bir sosyolojik tespitte bulunmuştur. Bu tespiti Türk toplumunun yapısını ve dinamiklerini bilen her aklı başında aydın ve siyasinin önemseyeceğine, ciddiye alacağına şüphe yoktur.
Hâl böyle iken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çatı aday formülü, geçenlerde televizyon programında bir araya getirilen havuz medyası mensuplarınca asıl maksadından tamamen farklı değerlendirmeler
MHP, son yerel seçimlerde hem muhafazakâr ve dindar, hem liberal ve hem de sosyal demokrat ve milliyetçi kesimden oy almıştır. MHP; gerçek merkez partisidir, Türkiye’de en geniş kesimlerden oy alan yegâne siyasi partidir. Buna rağmen AKP yandaşı havuz medyası öteden beri MHP’nin halk nezdindeki itibarını sarsmaya, partimizin toplumsal tabanı hakkındaki gerçekleri kamuoyunun gözünden kaçırmaya ve fikirlerimizi olduğundan farklı göstermeye çalışmaktadır. Süleyman Öğün’ün sözünü ettiğimiz programda kerameti kendinden menkul sözlerle gerçek dışı sosyolojik tahlillere girişmesinin sebebi de budur. Ancak bu anlayış fevkalade tehlikeli ve ayrıştırıcıdır. Milleti kamplara bölmeye çalışan bu gibi sahte bilim adamları, etrafa fitne ve nifak tohumları serpmektedir. Öğün’ün değerlendirmeler
Devlet Bahçeli’nin çatı formülünden kastı, “cumhurbaşkanlığ
AKP sözcüleri, akılları sıra MHP ile CHP’yi üst düzey ortaklık yapıyormuş gibi göstererek hedef küçültmeye çalışmakta, sonuç vermeyecek siyasi bir taktikle netice almaya çalışmaktadır. Zaten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözünü ettiği çatı adayından kastı, CHP ve MHP arasındaki bir ortaklık değildir. AKP dışındaki partilerin temayüllerinin tek aday üzerinde birleşebileceğin
Sayın Devlet Bahçeli’nin öngörüsünü değersizleştirme
Aslında Başbakan Erdoğan’ın Gülen cemaatini hedef alarak yaptığı “haşhaşin” benzetmesi kendi şakirtlerine daha çok yakışmaktadır. Başbakan’ın emirlerini gözü kapalı ve kayıtsız şartsız yerine getiren AKP kurmayları, haşhaşinlerden daha beterdir. Bunlar, Recep Molla’nın meczuplarıdır. Çünkü hiç birinin bağımsız aklı, mantığı ve iradesi yoktur; sadece emir alır ve sorgulamadan yerine getirirler. AKP genel merkezinde ve hükûmette Recep Molla’ya mutlak itaat, siyasetin amentüsüdür.
Erdoğan’ın mutilerinden Hüseyin Çelik, "CHP‘ye ve MHP’ye oy verenler, cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’a oy vereceklerdir.” diye bir kehanette bulunmuştur. Bu kehanetten anlaşılmaktadır ki Çelik, AKP genel merkezinin “falcı bacı”sı görevini üstlenmiştir. Anlaşılan Tayyip Erdoğan, kendisini fal ve astrolojiden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak görevlendirmişti
“Falcı bacı” Hüseyin Çelik, geçen günkü açıklamasında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili değerlendirmeler
Asıl maskaralık, AKP’nin oy aldığı %43’ü seçmenlerin %57’sini oluşturan bir muhalefetten üstün görme ve muhalefeti MHP ve CHP’den ibaret gösterme çabasıdır.
Erdoğan tilmizlerinin, MHP’nin muhafazakâr tabanında parti politikalarından rahatsızlık olduğu yolundaki öngörüleri ise hüsnükuruntu ve çoğunlukla da kurgudur. AKP; kurulduğundan beri MHP tabanından oy emmeye çalışan asalak bir parti olduğu için, iktidar sözcülerinin bu yönde algı yaratma çabalarını, tabiatlarının ve AKP’nin temel seciyesinin gereği olarak görüyoruz.
Erdoğan’ın kurmaylarının “BDP ille ittifak yapmak aklımızdan geçmedi, biz milletle ittifak yapacağız.” iddiası da hilaf-ı hakikattir. Zira BDP sözcüleri, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığı
O hâlde asıl tencere ile kapak AKP ile BDP’dir. Üstelik ikisi birleştirildiğin
Bunların, Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın rakip olmayıp birbirlerini mütemmim cüzü olduklarına dair sözleri ise bir itiraftır. Demek ki Cumhurbaşkanı fiilen partilidir ve AKP ile organik bağları vardır. Bu, Anayasa suçudur. AKP sözcülerinin itirafı, seçildiği takdirde Erdoğan’ın da Anayasa’yı ihlal edip partili cumhurbaşkanı rolünü üstleneceğini ortaya koymaktadır.
Bugünkü Danıştay’ın kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen toplantı sırasında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına tepki gösterip salonu terk eden Başbakan Erdoğan’ın tahammülsüz, hoşgörüsüz tutumu, kendisinin cumhurbaşkanlığı makamına yakışmadığının ispatıdır. Erdoğan, tek seslilik istemektedir, eleştiriye tahammülü yoktur. Hiç kimsenin fikir ve görüşlerine değer vermeyen nobran bir politikacıdır. Ayrıca Danıştay toplantısındaki bu çıkışı, Erdoğan’ın hukuk tanımazlığının, hukuka ve hukukçulara saygısızlığının yeni bir göstergesi olmuştur. Bu son hadise ortaya koymuştur ki “kargadan başka kuş tanımama” anlayışının Çankaya’ya taşınması kavga ayrışma ve bölünme getirecektir.
MHP olarak Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkarılıp Türkiye’nin geleceğinin tehlikeye atılmasına şiddetle karşıyız. Danıştay toplantısındaki bir Başbakan’a asla yakışmayan nahoş tutumu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çatı aday formülünün ne kadar isabetli ve haklı olduğunu ortaya koymuştur. Milletimizin bu gerçeklerin ışığında sandığa gideceğine ve Erdoğan’ın şişkin egosunu patlatacağına inanıyoruz.