MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan Erdoğan Şam'daki Yezid'den önce, İmralı'daki, Kandil'deki Yezid'lere bakmalı, bunlara kafayı takmalıdır. Sayın Başbakan, bugün Yezid diye mimlediklerine geçmişte kardeşim diyordun, dün ise 'döktükleri kanda boğulacaklar' dediklerinle bugün çözüm ve barış konuşuyorsun. Bu nasıl bir iştir? Böylesi bir çelişkiyi senin zihnin ve miden nasıl kaldırabilmektedir?" dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Hicri 1435'inci yıla girildiğini ve Hicri yılbaşının kutlandığını belirterek, Muharrem ayının ilahi lütuf ve keremle müjdelendiğini; bereket ve bollukla zenginleştirildiğini söyledi. Muharrem ayında Hz. Hüseyin ve ailesinin hunharca katledildiğini hatırlatan Bahçeli, Kerbela'da yalnızca Hz. Hüseyin'in kanının dökülmediğini, Kerbela'da İslam'a ihanet edildiğini ifade etti. Bahçeli, şöyle devam etti:
"İslam alemi, bu elem ve keder verici olaydan gerekli ders ve sonucu maalesef henüz alabilmiş ve çıkarabilmiş değildir. Hala Yezidler, Nemrutlar, Firavunlar ve destekçileri her taraftadır. Hala yeni Kerbelalar yaşanmakta, aklın ve insafın almayacağı kanlı hadiseler görülmektedir. Yüce dinimizi cinayetlerine alet edenler ısrarla işbaşındadır.Şu günkü tabloda, etnik ve mezhep gerilimi İslam toplumlarını esaret altına almış, geleceğini belirsizliğe itmiştir. Barış ve kardeşlik ikinci plana düşmüş, kavga ve düşmanlık öne geçmiştir. Şüphesiz yaşananlar Efendimizin tebliğine, Hz. Hüseyin'in duruş ve ilkelerine tamamıyla aykırıdır. Cahiliye devrini aratmayan ilkellikler, kana ve ölüme doymayan vicdansızlıklar, mezhep üzerinden yürüyen kutuplaşmalar İslam coğrafyasını zifiri bir geceye mahkûm etmiştir. Kutlu dinimizi terörle yan yana getiren alçak plan ve propagandalar, acılar üzerinden cepheleşmeleri yaygınlaştıran, husumetleri tırmandıran emeller tüm Müslümanları zora sokmuştur. Bu karanlıktan çıkmak lazımdır."
Tüm İslam dünyasının, İslam'ı günübirlik siyasetlerine, hainliklerine ve öfkelerine kılıf yapmaya çalışanlara engel olması gerektiğini dile getiren Bahçeli, yaşanan barbarlıklara duyarsız kalmanın mümkün olmadığını bildirdi. İslam aleminin özeleştiriden sakınmaması, nerede eksik ve noksan kaldığını gözden geçirmesi gerektiğini işaret eden Bahçeli, akan Müslüman kanının acilen durmasının, sözde İslamiyet adına vuran, kıran ve öldüren cinayet örgütlerine fırsat verilmemesinin zorunlu olduğunu vurguladı.
"Petro-dolarların üzerine kapaklanan, enerji kuyularının etrafına öbek öbek çadırlarını kuran, bunun yanında saltanatlarını sürdürebilmek için Batı'nın güdümüne giren emirler, sultanlar, krallar kendi vicdan muhasebelerini mutlaka yapmalıdır" diyen Bahçeli, İslam'ı kirletmeye, karanlığa çevirmeye ve sorgulatmaya hiçbir faninin hakkı olmadığını belirtti. Herkesin kararını, safını, nerede durduğunu ve yönünü belirlemesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, şu görüşleri dile getirdi:
"Bilinmelidir ki, yerli ya da yabancı odakların, Peygamber Efendimizi ve yüce tebliğini istismar etmesi hepimize hakaret, hepimize saygısızlıktır. Türkiye üzerinden kurgulanan mezhep gerilimine, en son örneğini Iğdır'da şahit olduğumuz dışlayıcı, ötekileştirici, hakaretamiz ve tehlikeli gelişmelere herkesin dikkat etmesi şarttır. İslam'la kandıranlar, Cenab-ı Hakk'ın emir ve yasaklarını işlerine geldiği gibi kullanıp üzerinde oynayacak kadar gözü kararanlar, unutmayınız ki gerçekte Yezid'in peşi sıra gidenlerden, Ebu Cehil'in takipçilerinden, Ebu Süfyan'ın mirasçılarından başkası değildir ve bunların hakkından gelmek bizlerin en bariz mükellefiyetleri arasındadır."
-"Başbakan, muhalif unsurları sütten çıkmış ak kaşık gibi sunmakta"
Bahçeli, Türkiye'nin içten ve dıştan tazyik ve taciz altında olduğunu ifade ederek, komşu coğrafyalarda yaşanan belirsizliklerin Türkiye'ye ihraç edildiğini öne sürdü. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gerilim atmosferi ve çatışma ikliminin Türkiye'yi çembere aldığını ileri süren Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve hükümetinin, bölgede cereyan eden olaylara milli çıkarlara bağdaşmayan tepki ve refleks gösterdiğini savundu. Hükümetin Suriye politikasının Esed karşıtlığına bağlandığını ileri süren Bahçeli, şunları söyledi:
"Başbakan Erdoğan, Esad'a yüklenirken, neredeyse tüm muhalif unsurları sütten çıkmış ak kaşık gibi sunmaktadır. Başbakan'ın mantık ve anlayışına göre Esad kötüdür ama insan eti yiyen yamyamlar masumdur. Esad katildir ama kafa kesen canavarlar, terör estiren vandallar mağdurdur. Başbakan Erdoğan için Suriye'de izlenecek orta yol kalmamış, iki cinayet makinesinden birisine taraf olmak kaçınılmaz olmuştur. Hükümetin Suriye politikası milli gerçeklerden, milli hedeflerden ve jeo-politik çerçeveden bütünüyle soyutlanmış ve kopmuştur."
-"Milletimizin alın teri, Başbakan ve hükümeti tarafından çarçur ve heba edilmektedir"
Suriye'de perişanlık ve acımasızlığın diz boyu olduğunu, tüm tarafların silaha ve bombaya sırtını dayadığını, öldürmeye ve yok etmeye programlandığını anlatan Bahçeli, "İnsanlık Suriye topraklarının dışına sürülmüş, sağduyu, akıl ve teenni çoktan kaybolmuştur" dedi. Suriye'de 130 bine yakın insanın hayatını kaybettiğine işaret eden Bahçeli, milyonlarca Suriyelinin ülkesini terke mecbur kaldığını vurguladı. Şiddet, açlık, yoksulluk ve sefaletin Suriye'yi kasıp kavurduğuna dikkati ceken Bahçeli, Türkiye'ye 500 bini aşan Suriyeli mülteci yerleştiğini bildirdi. Muhtaç olanların imdadına yetişmenin milletin asil niteliklerinden olduğunu belirten Bahçeli, Âlicenap milletin gerekirse ekmeğini bölüşmekten, sofrasını paylaşmaktan hiçbir zaman kaçınmayacağını ifade etti. Bahçeli, şöyle konuştu:
"Ancak kontrol altına alınamayan, önüne geçilemeyen, makul sınırı çoktan aşan mülteci yığılması sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel açmaz ve sorunlara da sebebiyet vermektedir. İnkar edilemez bir gerçektir ki Suriyeli sığınmacılar sınır il, ilçe ve kasabalarımız başta olmak üzere, milletimize ilave külfetlere yol açmaktadır. Bu çerçevede suç ve suçlu sayısı artış göstermekte, asayişsizlik vakalarında gözle görülür bir yükselme görülmektedir. Başbakan ve hükümeti, muhaliflere ve mültecilere millet kesesinden bol bol harcama yapmaktadır. Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde, bugüne kadar yapılan harcamaların iki milyar doları bulduğunu açıklamıştır. Türkiye'nin ekonomik şartlarını dikkate aldığımızda, bütçe imkanlarını masaya koyduğumuzda, bu tutar bize göre çok fazladır. Milletimizin alın teri, insanımızın el emeği Başbakan ve hükümeti tarafından çarçur ve heba edilmektedir. Başbakan Erdoğan taahhüt edilen yardımları alamamış, tutulmayan sözlerin altında kalmış ve milletimizin sırtına yeni ve büyük bir fatura yüklemiştir. Hükümetin düşünmesi ve menfaatine uygun hareket etmesi gereken öncelikle aziz Türk milletidir. Milyonlarca yoksulumuz ve işsizimiz varken, yardımlarla güç bela, kıt kanaat geçinenlerimiz bulunuyorken, devlet hazinesini küresel kanlı planların emrine havale etmek, önüne gelen ulufe gibi dağıtmak bir defa akılsızlık ve düşüncesizliktir."
-"İmralı canisiyle pazarlık yaparken PKK'nın yolundadır"
"Bizi en çok rahatsız eden Esad muhalifi terör gruplarının desteklenip ödüllendirilmesidir" diyen Bahçeli, "El Kaide, El Nusra, PYD ve diğer muhalif unsurların sırf Esad düşmanlığından dolayı besiye çekildiğini, gizli müzakerelerle taltif edildiğini" öne sürdü. Bahçeli, "Başbakan Erdoğan, kendi halkını bombalayan, kendi insanını öldüren Esad'ın karşısında, sınırlarımızın hemen öbür tarafını mesken tutan insanlık müsveddesi cellatların, kiralık tetikçilerin tarafındadır. Nedense Başbakan'ın, Türkmen kardeşlerimizin arkası arkasına canı alınırken, Türkmen kentleri yağmalanıp, yıkılıp peş peşe bombalanırken taraf olmak hiç hatırına gelmemiştir. Nedense Başbakan, söz konusu Türkiye ve Türk milleti olunca tarafsız kalmayı benimsemiş, bunu da alışkanlık edinmiştir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın her zaman tarafını belli ettiğini, bitaraf kalmadığını savunan Bahçeli, "Türk milletini 36 etnik parçaya ayırmaya teşebbüs ederken bölücülerin tarafındadır. İmralı canisiyle pazarlık yaparken PKK'nın yolundadır. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da BOP'un hizasındadır. Trablus'ta NATO'nun, Roma'da Katolik Kilisesi'nin, Madrid'de Medeniyetler İttifakı'nın yanındadır. Mısır'da Mursi'nin, Irak'ta Barzani'nin, Ermenistan'da Sarkisyan'ın, Filistin'de Hamas'ın, Ege'de Yunanistan'ın, Akdeniz'de de Rumların dibindedir. Başbakan tarihte isyancılarla kol kola, bugünlerde milli ve manevi değer inkarcılarıyla yanak yanağadır. Türklüğü asimile etmek, sindirmek ve silmek isteyen ahlaksızlarla, ciğeri beş para etmez Sevr müdavimleriyle ve kalbi katrana dönmüş parçalanma elçileriyle sırt sırtadır" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın "Şam'daki Yezid yerden ve gökten ölüm gönderiyor" dediğini hatırlatan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bağdat'ta, Kerkük'te, Musul'da, Telafer'de, Kabil'de, Beyrut'ta, Mogadişu'da, Sana'da, Nairobi'de yerden ve gökten acaba yağan nedir ve bunun müsebbipleri kimlerdir? Irak ve Afganistan'da; kadınlara, yaşlılara, gençlere, körpe yavrulara, Türk ve İslam'ın her tarafına namlu çevirip ölüm kusanlardan hiç mi malumatın olmadı? Bunlarla hiç mi karşılaşmadın? Devri iktidar yıllarında bir kere de olsa, Eşbaşkanlık görevini aldığın çevrelere; durun, yapmayın diyerek önlerine geçmek, kendini feda etmek hiç mi aklının ucuna gelmedi? Bunun da ötesinde, yıllarca Kato'da, Tendürek'te, Cudi'de, Hakkari'de, Şırnak'ta, Diyarbakır'da, Bingöl'de ve hatta Ankara'da, İstanbul'da ölüm yağdıranlar, insanımızı, çocuklarımızı, gencecik kızlarımızı, Mehmetçiklerimizi, polislerimizi şehit edenler kimlerdir? Başbakan Erdoğan Şam'daki Yezid'den önce, İmralı'daki, Kandil'deki Yezid'lere bakmalı, bunlara kafayı takmalıdır. Sayın Başbakan, bugün Yezid diye mimlediklerine geçmişte kardeşim diyordun, dün ise 'döktükleri kanda boğulacaklar' dediklerinle bugün çözüm ve barış konuşuyorsun. Bu nasıl bir iştir? Böylesi bir çelişkiyi senin zihnin ve miden nasıl kaldırabilmektedir? Başbakan Erdoğan her sözüyle çürük tahtaya basmaktadır. Her açıklamasında falso yapmakta, derin açıklar vermektedir. Türk milleti Başbakan ve hükümetinin maksadını anlamış, oyunlarını fark etmiştir. İnşallah bu oyun bozulacaktır. İnşallah Türk milleti gafletle arasına çizgi çekecek, kötü giden talihi tersine çevirecektir."
(Sürecek)