“BİZ ÜLKÜCÜYÜZ” maskesi altına gizlenerek kendi menfaatleri doğrultusunda ülkücüleri kullanıp sonra tanımayan, hatta başka siyasi yapılar içinde kendisine yer bulduktan sonra da zamanı geldiğinde “BİZ DE ESKİ ÜLKÜCÜYÜZ” narası atanları çok gördük.
Eskiyen ülkücülüğü yerine ihanetleri bırakan, Her gittiği yere fitne ve fesat tohumları ekmeye gayret eden birlik ve beraberlik gibi en yüce duyguları, aşağılık ve ahlaksız plan ve programlarıyla yok etmeye çalışan çook ülkücüyüz diyenlere şahit olduk.
“BİZ ÜLKÜCÜYÜZ” diyerek mangalda kül bırakmayan ve sonrada kendi yol arkadaşlarını gammazlayan ve ve hiçbir zaman ülkücü olmayan, kanı beş para etmeyen insancıklarla iş birliği içine girerek birlikte yol adığı ve ülküdaşım dediği insanları pazarlayan ve satanları çok gördük.
“BİZ ÜLKÜCÜYÜZ “ naralarıyla kendine yer tutmaya çalışan, ne kadar korkusuz ve cesur olduğunu gösterdiğini sanan, aslında içindeki korku ve aşağılık kompleksinden kaynaklanan bir telaşın getirdiği riyakar, ziyankar ve düşmankar bir davranışla ayni davayı paylaştığını sandığı insanlara ve liderlerine saldıran insanları çok gördük.
Ülkücü Hareket dün vardı; bu günde var. Ülkücü Hareket dün her türlü tehlikeler ve komplolar karşısında, birlik ve beraberliği tehdit eden her türlü unsurlar karşısında , her türlü ihanet, zulmet, husümet ve adaletsizlik karşısında yolunda yürümeye devam etmiş, dimdik ayakta kalabilmiştir. Bu gün de Ülkücü Hareket, her şeye rağmen hedefine koşmaya devam edecektir. Allah’tan başka kimsesizliğine rağmen, şerefsizliklere rağmen doğru bildiği yolda yürümesine devam edecektir.
Gidenler gitse de kalan sağlar bizimdir. Davamızdan bir menfaat umanlar başka kapılarda kendilerini mutlu edecek, bir parça kemiğin peşinden saatlerce, günlerce, hatta ömrü boyunca yol gidebilirler.
Mert Ata