Akcagöz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kısım din hocalarının, İslam hükümlerini 14-15. yüz yıl gözüyle yorumlamalarının doğru olmadığı yönündeki açıklamalarına değinerek, “Din adına siyasetçilerin konuşmasını doğru bulmuyorum ama dinle beslenip, dini jargon olarak kullanıp, din üzerine siyaset yapanlara bunu anlatmanın çok zor olduğunu da biliyorum. Gelişmiş dünya ülkeleri, dini ve bütün inançları, bireylerin vicdanlarına teslim etmiş durumda. Biz, bunu aşabilmiş değiliz."dedi.
"Tayyip Erdoğan’ın eleştirisi, iyi anlaşılmalıdır"
Din, bir vicdan işi olduğunu ifade eden Akcagöz," İnanan herkes, inandığı dinin gereğini yerine getirmekten alıkonulamaz. İnanmayan da inanmaz ve inanmaya da zorlanamaz. İnanç özgürlüğü, Anayasal güvence altında olan bir özgürlüktür. Ancak sıkıntılı olan, siyaset kurumunun bu türlü din gibi kutsal bir kurumun üzerinden elini çekmemesidir. Bu, geri kalmış ülke profilidir. Bundan vazgeçmek zorundayız. Tayyip Erdoğan, bir kısım sözde din adamlarına kızmış, anlaşılan o. Ancak, onun kızıp kızmaması bir şey ifade etmiyor. Ülkemizde, din adına söz eden, hatta kimi uçuk fikirlerle kamuoyunu tahrik eden sözde hocalar var. İslam dininde ruhban sınıfı yoktur. Kendimize zorla ruhban sınıfı yaratıyoruz. Kimse kimsenin adına sıratı geçecek değil. O halde, herkes kendi adına sorumludur. Hiç bir din adamının, vatandaşın yerine geçmesi de mümkün değildir. Tayyip Erdoğan’ın eleştirisi, iyi anlaşılmalıdır ve mutlaka din adına yalan yanlış sözler sarf edenler varsa, bunlara müdahale edilmelidir.” dedi. Bir kısım sözde din adamlarının dini bir ticaret metası olarak kullandığını söyleyen Tufan Akcagöz, Dini tecaret aracı olarak kullanan ve din ticaretinden de ciddi anlamda paralar kazanan hocaların varlığına da dikkat çekerek, "Milletimiz bu noktada artık uyanık olmalı ve din bezirganlarına fırsat vermemelidir. Dini alet ederek milleti soyanlara fırsat verilmemelidir.” şeklinde konuştu.