Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı, Devlet Bahçeli Grup toplantısında konuşuyor.
Bahçeli'nin konuşmasında satır başları şöyle;
20 Ocak 1990 da Azerbaycan’a Rus askerleri tarafından kanlı bir saldırı düzenlenmiş, insanlık dışı muameleler sahnelenmiştir. Bu hunhar saldırının yıldönümünde şehit olan bütün Azerbaycanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Başbakan Davutoğlu faizsiz kredi vereceğiz dedi. Başbakan esnaf kardeşlerimizin borçla güç bela ayakta durduğunun farkında değildir. Başbakan kafayı esnafımızı bankalara, özellikle Halk Bankası’na esir etme konusuna takmıştır.
Esnaf olmadan huzur ve sükûnetin tamir ve tesiside imkansızdır. Esnaf ve sanatkarlarımızın içinden milyon dolarlar çıkan ayakkabı kutuları mı vardır?
Her esnaf kardeşimiz binlerce yıllık Türk tarihinin özü,ruhu,iftihar yüzüdür. Bugün her esnaf kardeşimiz Ahi Evren’in bize emanetidir. Dükkanını besmeleyle açıp şükürle kapatan esnafımıza hepimiz çok şey borçluyuz.
Esnaf olmadan büyüme olmaz. İnsanı metalaştıran kapitalist ekonomiye karşı esnaf ve sanatkarlarımız kalıcı bir cevaptır. MHP 10 milyonluk esnaf kitlesinin sözcüsü ve destekleyicisidir.
MHP, esnafımızın hakkını savunmak ve perişanlığını bitirmek için her hazırlığını tamamlamaktadır.
Türk milletinin bel kemiği, sosyal ve ekonomik bünyenin dinamik yönü olan esnaf ve sanatkârlarımızın hala yalanlarla avutulması bize göre bedeli yüksek bir yanlıştır.
Türkiye’de 2014 yılı itibariyle 495 meslek dalında sayıları 1 milyon 572 bin 473’ü bulan esnaf kardeşimiz ülke ve millet için çaba sarfetmektedir.
Bu kapsamda, geçtiğimiz yıl 113 bin 696 kardeşimiz işini bırakmışken, 200 bin 235 kişi esnaflığa başlamıştır.
Bugün artan maliyetler, çıkan hammadde fiyatları ve enflasyondaki yükseliş sonucunda esnafımız, mal ve üretim ile sermaye dönüşümünü sağlayamaz hale gelmiştir.
Bunun sonucu olarak, kepenklerini indiren esnaf sayısı ile yeni işyeri açan esnaf sayısı arasında kaygı verici uçurum her geçen gün büyümektedir.
Hakikaten de esnaf ve sanatkârımız hazan mevsimi yaşamaktadır.
Biriken problemler, büyüyen ve genişleyen olumsuzluklar serisi esnaflarımızı canından bezdirmekte, keyfini kaçırmaktadır.
14 Ocak tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda yasalaşan “Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı” esnafımızın temel sıkıntı ve beklentilerine cevap vermekten çok uzaktır.
Anayasa’nın 173’ncü maddesi devletin, esnaf ve sanatkarı koruyucu ve destekleyici tedbirler alacağını hükme bağlamaktadır.
Gerçekte ise esnafımızı ne koruyan ne de destekleyen bir Hükümet anlayışından bahsedilemeyecektir.
Başbakan Davutoğlu, geçen hafta katıldığı Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği tarafından düzenlenen “Yeni Türkiye Buluşması” programında yine ipe un sermiş, yine evelemiş gevelemiştir.
Buradaki konuşmasında, “kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerde faizsiz kredi vereceğiz. Bu meslekleri yaşatmak bizim için büyük bir emanet” demiştir.
Merakımız, kaybolmaya yüz tutmuş mesleklere kredi verip borçlandırmak hangi parlak aklın ürünüdür?
Kaybolanı bulmak, kaybolmanın sınırına geleni tekrar ayağa kaldırmak borçla nasıl mümkün olacaktır?
Ne tuhaf bir idraksizliktir ki, Başbakan esnaf kardeşlerimizin borçla güç bela ayakta durduğunun farkında değildir.
2014 yılında 1 milyon 100 bin esnafımızın kredi kullanmasıyla övünmektedir.
Başbakan, esnaflarımızın kullanmak zorunda kaldığı kredi tutarının 2002’de 153 milyon lira, 2014 ise 12,5 milyar lira olduğunu söylemekte, buna da bereket demektir.
Şu berekete bakınız ki, esnafımız faiz-kredi batağında nefes dahi alamamaktadır.
Şu berekete bakınız ki, bankalar, aracılar, tefeciler, komisyoncular esnafımızın ensesindedir.
Şu berekete bakınız ki, esnaflarımız a’dan z’ye borçlu, bunalımlı ve buhran içindedir.
Davutoğlu ya bereketin ne olduğundan habersizdir ya da esnafımızın halini etrafındaki lale-sülale saltanatı gibi zannetmektedir.
Başbakan kafayı esnafımızı bankalara, özellikle Halk Bankası’na esir etme konusuna takmıştır.
Önümüzdeki yıl, bu çerçevede kullandırılacak toplam kredi miktarının 17 milyar liraya ulaşacağını söylemiştir.
Peki, alınan krediler nasıl ödenecektir?
Esnafımız sattığının yerine yenisini koyamazken, çoğu zaman siftahsız gün, hafta ve aylar geçirirken, üst üste yığılan borç dağını nasıl eritecektir?
Esnaf ve sanatkârlarımızın içinden milyon dolarlar çıkan ayakkabı kutuları mı vardır?
Esnaf ve sanatkarlarımızın sabahtan akşama kadar para sıfırlamaya çabalayan, yine de geriye kalan 30 milyon Euro’yu bitiremeyen dahi ve süper zeka evlatları mı vardır?
Bahçeli'nin konuşmasında satır başları şöyle;
20 Ocak 1990 da Azerbaycan’a Rus askerleri tarafından kanlı bir saldırı düzenlenmiş, insanlık dışı muameleler sahnelenmiştir. Bu hunhar saldırının yıldönümünde şehit olan bütün Azerbaycanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Başbakan Davutoğlu faizsiz kredi vereceğiz dedi. Başbakan esnaf kardeşlerimizin borçla güç bela ayakta durduğunun farkında değildir. Başbakan kafayı esnafımızı bankalara, özellikle Halk Bankası’na esir etme konusuna takmıştır.
Esnaf olmadan huzur ve sükûnetin tamir ve tesiside imkansızdır. Esnaf ve sanatkarlarımızın içinden milyon dolarlar çıkan ayakkabı kutuları mı vardır?
Her esnaf kardeşimiz binlerce yıllık Türk tarihinin özü,ruhu,iftihar yüzüdür. Bugün her esnaf kardeşimiz Ahi Evren’in bize emanetidir. Dükkanını besmeleyle açıp şükürle kapatan esnafımıza hepimiz çok şey borçluyuz.
Esnaf olmadan büyüme olmaz. İnsanı metalaştıran kapitalist ekonomiye karşı esnaf ve sanatkarlarımız kalıcı bir cevaptır. MHP 10 milyonluk esnaf kitlesinin sözcüsü ve destekleyicisidir.
MHP, esnafımızın hakkını savunmak ve perişanlığını bitirmek için her hazırlığını tamamlamaktadır.
Türk milletinin bel kemiği, sosyal ve ekonomik bünyenin dinamik yönü olan esnaf ve sanatkârlarımızın hala yalanlarla avutulması bize göre bedeli yüksek bir yanlıştır.
Türkiye’de 2014 yılı itibariyle 495 meslek dalında sayıları 1 milyon 572 bin 473’ü bulan esnaf kardeşimiz ülke ve millet için çaba sarfetmektedir.
Bu kapsamda, geçtiğimiz yıl 113 bin 696 kardeşimiz işini bırakmışken, 200 bin 235 kişi esnaflığa başlamıştır.
Bugün artan maliyetler, çıkan hammadde fiyatları ve enflasyondaki yükseliş sonucunda esnafımız, mal ve üretim ile sermaye dönüşümünü sağlayamaz hale gelmiştir.
Bunun sonucu olarak, kepenklerini indiren esnaf sayısı ile yeni işyeri açan esnaf sayısı arasında kaygı verici uçurum her geçen gün büyümektedir.
Hakikaten de esnaf ve sanatkârımız hazan mevsimi yaşamaktadır.
Biriken problemler, büyüyen ve genişleyen olumsuzluklar serisi esnaflarımızı canından bezdirmekte, keyfini kaçırmaktadır.
14 Ocak tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda yasalaşan “Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı” esnafımızın temel sıkıntı ve beklentilerine cevap vermekten çok uzaktır.
Anayasa’nın 173’ncü maddesi devletin, esnaf ve sanatkarı koruyucu ve destekleyici tedbirler alacağını hükme bağlamaktadır.
Gerçekte ise esnafımızı ne koruyan ne de destekleyen bir Hükümet anlayışından bahsedilemeyecektir.
Başbakan Davutoğlu, geçen hafta katıldığı Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği tarafından düzenlenen “Yeni Türkiye Buluşması” programında yine ipe un sermiş, yine evelemiş gevelemiştir.
Buradaki konuşmasında, “kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerde faizsiz kredi vereceğiz. Bu meslekleri yaşatmak bizim için büyük bir emanet” demiştir.
Merakımız, kaybolmaya yüz tutmuş mesleklere kredi verip borçlandırmak hangi parlak aklın ürünüdür?
Kaybolanı bulmak, kaybolmanın sınırına geleni tekrar ayağa kaldırmak borçla nasıl mümkün olacaktır?
Ne tuhaf bir idraksizliktir ki, Başbakan esnaf kardeşlerimizin borçla güç bela ayakta durduğunun farkında değildir.
2014 yılında 1 milyon 100 bin esnafımızın kredi kullanmasıyla övünmektedir.
Başbakan, esnaflarımızın kullanmak zorunda kaldığı kredi tutarının 2002’de 153 milyon lira, 2014 ise 12,5 milyar lira olduğunu söylemekte, buna da bereket demektir.
Şu berekete bakınız ki, esnafımız faiz-kredi batağında nefes dahi alamamaktadır.
Şu berekete bakınız ki, bankalar, aracılar, tefeciler, komisyoncular esnafımızın ensesindedir.
Şu berekete bakınız ki, esnaflarımız a’dan z’ye borçlu, bunalımlı ve buhran içindedir.
Davutoğlu ya bereketin ne olduğundan habersizdir ya da esnafımızın halini etrafındaki lale-sülale saltanatı gibi zannetmektedir.
Başbakan kafayı esnafımızı bankalara, özellikle Halk Bankası’na esir etme konusuna takmıştır.
Önümüzdeki yıl, bu çerçevede kullandırılacak toplam kredi miktarının 17 milyar liraya ulaşacağını söylemiştir.
Peki, alınan krediler nasıl ödenecektir?
Esnafımız sattığının yerine yenisini koyamazken, çoğu zaman siftahsız gün, hafta ve aylar geçirirken, üst üste yığılan borç dağını nasıl eritecektir?
Esnaf ve sanatkârlarımızın içinden milyon dolarlar çıkan ayakkabı kutuları mı vardır?
Esnaf ve sanatkarlarımızın sabahtan akşama kadar para sıfırlamaya çabalayan, yine de geriye kalan 30 milyon Euro’yu bitiremeyen dahi ve süper zeka evlatları mı vardır?