HDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, "Basına operasyonu kınıyoruz." dedi.
Zenderlioğlu, operasyonları tasvip etmediklerini belirterek. "Bu doğru bir yönelim değildir. Çünkü insanları önceden kuşatarak, önceden onların önünü keserek kendi düşüncelerini, kendi fikirlerini ifade etmeme, onların düşüncelerini kuşatarak onları bir ölçüde hapsetme doğru bir anlayış değildir. Demokrasiyle, insan haklarıyla, hukukla, adaletle bağdaşmaz. Bu bir gerçektir. Bu açıdan bunu doğru bulmuyor ve bunu kınıyoruz." dedi..
17 Aralık yolsuzluk operasyonlarının üzerinden bir yıl geçtiğini belirten HDP’li Milletvekili Zenderlioğlu, sözlerine şöyle devam etti: "17 Aralık’tan bu yana 1 yıl geçti. Bu süre içerisinde yine onların tabiriyle kendilerine muhalif olanlara karşı hem siyasal anlamda hem basın anlamında hem de politika anlamında birçok muhalif olan kesime karşı çok acımasız davrandıkları ortadadır. 6, 7, 8 Ekim olayları da bahane edilerek yeni bir konsept oluşturdular ve bu konsept çerçevesinde yeni gözaltı furyası devam etmektedir, tutuklamalar devam etmektedir. Basına yönelik operasyonlar yapılacağını daha öncesinde Twitter ve sosyal medyada da izlemiştik. Böyle bir operasyonun olacağı önceden deşifre edilmişti. Bu iddiaların tümü yalanlanmış olsa da hepsinin doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Biz bu operasyonları tasvip etmiyoruz. Bu doğru bir yönelim değildir. Çünkü insanları önceden kuşatarak, önceden onların önünü keserek kendi düşüncelerini, kendi fikirlerini ifade etmeme, onların düşüncelerini kuşatarak onları bir ölçüde hapsetme doğru bir anlayış değildir. Demokrasiyle, insan haklarıyla, hukukla, adaletle bağdaşmaz. Bu bir gerçektir. Bu açıdan bunu doğru bulmuyor ve bunu kınıyoruz. Çünkü eğer Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının eşitliği, özgürlüğün, kardeşliğin tesisi, oluşturulmak isteniyorsa, önce bu güvenlik yasasıyla ilgili düzenlemeler yapılması gerekir. Biliyorsunuz bu yasayla polise büyük yetkiler verildi. Bu yetkilerin daha genişletilerek bir ölçüde özgürlüğün daraltılması anlamına gelmektedir. İşte 'makul şüphe' üzerine herkesi alabilirler. Çünkü bu ne barış haklarına ne insan haklarına ne de uluslararası diğer normlara uymadığı ortadadır. Bu doğru bir tavır değildir. Bu ülkeyi geliştirmez, geriletir. Çünkü önümüzde bir genel seçim söz konusudur. Bu seçimde 367’yi nasıl buluruz diye şimdiden bu tür operasyonlar yapılmaktadır. Bu operasyonların doğru olmadığını söylüyoruz. Bunu sadece basınla ilgili değil, düşünen herkesle ilgili yapmaktadır bununda farkındayız. Hem batıda hem doğudan, güneyden birçok huzursuzluk var."
'AMAÇ DİKKATİ BAŞKA YÖNE ÇEKMEK'
Yapılan operasyonların asıl amacının toplumun sorunlarına cevap olmayan hükümetin kendi eksikliklerini tamamlamak için dikkati başka yönlere çekmek olduğunu kaydeden Zenderlioğlu, "Toplumun sorunlarına cevap olmadıklarından dolayı toplumun daha doğrusu kamuoyunun dikkatini başka yöne çekmeye çalışıyorlar. Kendi eksikliklerini bu yönle tamamlamaya çalıştıklarının bir gerçeğidir. Bunların bir tek amacı bu deşifre olanların üstünü örtme, manipüle etmektir bunun dışında bir amaçları yoktur. Düşünebiliyor musunuz bir bakan çıkıyor. 'Efendim ben bu parayı yatırdım. Bana saat getirdi. Zamanın yoktu gidip getirmeye.' diyor. Yav bu kadar da olmaz yani. Şaibedir. Bu kadar neyin üstünü örteceksiniz. Örtmekle olmuyor yani. Artık güneş balçıkla sıvanmıyor. Her şey gün gibi açıktadır. Teknoloji gelişmiştir. Yani kim ne yaptıysa yanında kar kalmaz. Fakirin, fukaranın, tüyü bitmemiş yetimin, yoksulun, dar gelirlinin hakkını, alınan vergiyle götürüp bunları bu tür şeylere çarçur etmenin, çalmanın, çırpmanın kime ne yararı vardır. Emin olun hepsinin burnundan fitil, fitil gelecek. Kimsenin ahı kimsede kar kalmaz. Hak ve hukuk bir gün onlara da lazım olur. Bir gün onların da yakasına yapışılacağı günler yakındır. Yani o açıdan o ayakkabı kutularının içine, düşünebiliyor musunuz bir banka müdürü bile kalkıp kutunun içine para koyuyorsa artık biz kime güveneceğiz? Bence bu bir güvensizlik örneğidir." sözlerini kaydetti.
'ŞİFRE ÇÖZÜLMÜŞTÜR'
Yapılacak operasyonların daha öncesinde Fuatavni isimli Twitter hesabından deşifre edilmesine karşın bakanların operasyon öncesi çıkıp bu iddiaları yalanlamalarını ve haberleri olmadığını açıklamalarını da sert şekilde eleştiren Hüsamettin Zenderlioğlu olayı 'şifre çözülmüştür' olarak yorumlayarak şöyle konuştu: "Yani benim bilgim oluyor, bir başkasının bilgisi oluyor hatta Fuatavni’nin bile bilgisi oluyor da nasıl bir bakanın bilgisi olmuyor? Bakandan habersiz bir operasyon yapılabilinir mi? Yani burası dağ başı mı? Devletin bir idaresi vardır. Kimse kendi keyfine göre operasyon yapamaz. Bunun büyük riskleri vardır. O açıdan herkes birbirinden haberdardır. Ben görmedim, bilmiyorum gibi söylemler geçmişte kaldı. Artık şifre çözülmüştür."
Zenderlioğlu, operasyonları tasvip etmediklerini belirterek. "Bu doğru bir yönelim değildir. Çünkü insanları önceden kuşatarak, önceden onların önünü keserek kendi düşüncelerini, kendi fikirlerini ifade etmeme, onların düşüncelerini kuşatarak onları bir ölçüde hapsetme doğru bir anlayış değildir. Demokrasiyle, insan haklarıyla, hukukla, adaletle bağdaşmaz. Bu bir gerçektir. Bu açıdan bunu doğru bulmuyor ve bunu kınıyoruz." dedi..
17 Aralık yolsuzluk operasyonlarının üzerinden bir yıl geçtiğini belirten HDP’li Milletvekili Zenderlioğlu, sözlerine şöyle devam etti: "17 Aralık’tan bu yana 1 yıl geçti. Bu süre içerisinde yine onların tabiriyle kendilerine muhalif olanlara karşı hem siyasal anlamda hem basın anlamında hem de politika anlamında birçok muhalif olan kesime karşı çok acımasız davrandıkları ortadadır. 6, 7, 8 Ekim olayları da bahane edilerek yeni bir konsept oluşturdular ve bu konsept çerçevesinde yeni gözaltı furyası devam etmektedir, tutuklamalar devam etmektedir. Basına yönelik operasyonlar yapılacağını daha öncesinde Twitter ve sosyal medyada da izlemiştik. Böyle bir operasyonun olacağı önceden deşifre edilmişti. Bu iddiaların tümü yalanlanmış olsa da hepsinin doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Biz bu operasyonları tasvip etmiyoruz. Bu doğru bir yönelim değildir. Çünkü insanları önceden kuşatarak, önceden onların önünü keserek kendi düşüncelerini, kendi fikirlerini ifade etmeme, onların düşüncelerini kuşatarak onları bir ölçüde hapsetme doğru bir anlayış değildir. Demokrasiyle, insan haklarıyla, hukukla, adaletle bağdaşmaz. Bu bir gerçektir. Bu açıdan bunu doğru bulmuyor ve bunu kınıyoruz. Çünkü eğer Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının eşitliği, özgürlüğün, kardeşliğin tesisi, oluşturulmak isteniyorsa, önce bu güvenlik yasasıyla ilgili düzenlemeler yapılması gerekir. Biliyorsunuz bu yasayla polise büyük yetkiler verildi. Bu yetkilerin daha genişletilerek bir ölçüde özgürlüğün daraltılması anlamına gelmektedir. İşte 'makul şüphe' üzerine herkesi alabilirler. Çünkü bu ne barış haklarına ne insan haklarına ne de uluslararası diğer normlara uymadığı ortadadır. Bu doğru bir tavır değildir. Bu ülkeyi geliştirmez, geriletir. Çünkü önümüzde bir genel seçim söz konusudur. Bu seçimde 367’yi nasıl buluruz diye şimdiden bu tür operasyonlar yapılmaktadır. Bu operasyonların doğru olmadığını söylüyoruz. Bunu sadece basınla ilgili değil, düşünen herkesle ilgili yapmaktadır bununda farkındayız. Hem batıda hem doğudan, güneyden birçok huzursuzluk var."
'AMAÇ DİKKATİ BAŞKA YÖNE ÇEKMEK'
Yapılan operasyonların asıl amacının toplumun sorunlarına cevap olmayan hükümetin kendi eksikliklerini tamamlamak için dikkati başka yönlere çekmek olduğunu kaydeden Zenderlioğlu, "Toplumun sorunlarına cevap olmadıklarından dolayı toplumun daha doğrusu kamuoyunun dikkatini başka yöne çekmeye çalışıyorlar. Kendi eksikliklerini bu yönle tamamlamaya çalıştıklarının bir gerçeğidir. Bunların bir tek amacı bu deşifre olanların üstünü örtme, manipüle etmektir bunun dışında bir amaçları yoktur. Düşünebiliyor musunuz bir bakan çıkıyor. 'Efendim ben bu parayı yatırdım. Bana saat getirdi. Zamanın yoktu gidip getirmeye.' diyor. Yav bu kadar da olmaz yani. Şaibedir. Bu kadar neyin üstünü örteceksiniz. Örtmekle olmuyor yani. Artık güneş balçıkla sıvanmıyor. Her şey gün gibi açıktadır. Teknoloji gelişmiştir. Yani kim ne yaptıysa yanında kar kalmaz. Fakirin, fukaranın, tüyü bitmemiş yetimin, yoksulun, dar gelirlinin hakkını, alınan vergiyle götürüp bunları bu tür şeylere çarçur etmenin, çalmanın, çırpmanın kime ne yararı vardır. Emin olun hepsinin burnundan fitil, fitil gelecek. Kimsenin ahı kimsede kar kalmaz. Hak ve hukuk bir gün onlara da lazım olur. Bir gün onların da yakasına yapışılacağı günler yakındır. Yani o açıdan o ayakkabı kutularının içine, düşünebiliyor musunuz bir banka müdürü bile kalkıp kutunun içine para koyuyorsa artık biz kime güveneceğiz? Bence bu bir güvensizlik örneğidir." sözlerini kaydetti.
'ŞİFRE ÇÖZÜLMÜŞTÜR'
Yapılacak operasyonların daha öncesinde Fuatavni isimli Twitter hesabından deşifre edilmesine karşın bakanların operasyon öncesi çıkıp bu iddiaları yalanlamalarını ve haberleri olmadığını açıklamalarını da sert şekilde eleştiren Hüsamettin Zenderlioğlu olayı 'şifre çözülmüştür' olarak yorumlayarak şöyle konuştu: "Yani benim bilgim oluyor, bir başkasının bilgisi oluyor hatta Fuatavni’nin bile bilgisi oluyor da nasıl bir bakanın bilgisi olmuyor? Bakandan habersiz bir operasyon yapılabilinir mi? Yani burası dağ başı mı? Devletin bir idaresi vardır. Kimse kendi keyfine göre operasyon yapamaz. Bunun büyük riskleri vardır. O açıdan herkes birbirinden haberdardır. Ben görmedim, bilmiyorum gibi söylemler geçmişte kaldı. Artık şifre çözülmüştür."