Dumanlı'nın Basın açıklaması şöyle:
Sayın Başbakan; bir kamu kuruluşunun toplantısında yaptığı konuşmasında Soma faciasının siyasi, sosyal ve ekonomik etkilerini örtbas edebilmek amacıyla konuyu yine muhalefet partilerini eleştirme noktasına getirmiştir. Partimizin de adını zikrederek konuyu alakasız bir şekilde 1999 yılında Gölcük merkezli meydana gelen ve genelde de Marmara Depremi olarak bilinen büyük afete getirmiş ve “Biz Van depreminin altından bir yılda nasıl kalktık, yeni bir Van inşa ettik, onlar 1999’daki depremin altından kalkamadılar, bırakıp kaçtılar” diyerek gerçekleri çarpıtmıştır.
Sayın Başbakan bilmelisiniz ki; Milliyetçi Hareket Partisi, 1999 yılında meydana gelen ve 7,4 büyüklüğünde gerçekleşen tarihimizin en ağır doğal afeti olan Marmara Depremi ve arkasından üç ay sonra 7,2 büyüklüğünde meydana gelen Düzce depreminin getirdiği ağır yükün altından dünya literatürüne geçecek kadar başarılı şekilde kalkmış bir parti olmanın gururunu ve onurunu yaşamaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi, bırakıp kaçmamıştır Sayın Başbakan. Sizin bırakıp kaçtı dedikleriniz bakınız o depremde neler yapmıştır. Görmeyi istemediğiniz gerçekleri birde bizden öğreniniz.
Geliniz öncelikle o depremlerde neler olduğunu ortaya koyalım, sonrada MHP’nin bu süreçte neleri başardığını alt alta sıralayalım.
-
Bu depremler üç ay ara ile meydana gelmiştir, büyüklükleri oldukça yıkıcıdır.
-
Yalova, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Düzce, Bolu, Bursa ve Eskişehir olmak üzere doğrudan 8 ilimizi kapsayan coğrafi büyüklüğe sahiptir.
-
Can kaybı resmi rakamlara göre Marmara depreminde 17.480, Düzce depreminde 894 kişidir.
-
Yaralı sayısı Marmara depreminde 23.781 olurken, Düzce depreminde 4.948 kişidir.
-
Toplamda 311.693 konut ve 43.000 işyeri hasar görmüştür.
-
134.000’e yakın bina yıkılmıştır.
-
600.000 civarında kişi evsiz kalmıştır.
-
Depremde 35 cami, 156 minare, 43 okul yıkılırken 377 okul da hasar görmüştür.
-
Buna ilave olarak 3400 elektrik dağıtım kulesi,
-
Yer altı ve yer üstünde 490 kilometre elektrik dağıtım ağı tahrip olmuştur.
-
Ankara-İstanbul otoyolu, Gebze-Arifiye demiryolu ve Derince Limanı depremde hasara uğramıştır.
-
Toplamda 16-17 milyon insanımız bu depremlerden doğrudan olumsuz yönde etkilenmiştir.
Yine depremin ölçeğini bütünüyle anlamak açısından aşağıdaki makro büyüklüklere de dikkatinizi çekmekte yarar görüyoruz.
-
Nüfusun yüzde 23’ü o anda bu bölgede yaşamaktadır.
-
1999 yılında Türkiye GSYH’nin yüzde 35’i ( 7 İle göre) burada üretilmektedir.
-
Sanayi sektörünün katma değerinin yüzde 46’sı bu bölgeden sağlanmaktadır.
-
Aynı yıl bütçe vergi gelirlerinin yüzde 58’i bu bölgede tahakkuk etmektedir.
-
Söz konusu bu iki depremin mali boyutu Dünya Bankasına göre 15-17 milyar dolar, DPT verilerine göre ise 17-19 milyar dolar olmuştur.
-
Deprem dolayısıyla zaten kriz içinde olan milli ekonomi yüzde 10 oranında ilave erozyona uğramıştır.
Özetle Marmara ve Düzce depremleri yüzyılın doğal afetidir.
Peki, 57’nci hükümetin ortağı olan Milliyetçi Hareket Partisi ne yapmıştır?
Bu depremlerle ilgili bütün sorumlulukları üstlenmiş ve kısa bir süre zarfında;
-
Arama ve kurtarma çalışmaları çok geniş bir bölgede olmasına rağmen başarıyla tamamlanmıştır.
-
Hasar tespit çalışmaları 20 günde bitirilmiştir..
-
Üç aşamalı planla barınma sorunu çözülmüş, birinci aşamada çadır kentler kurulmuş, ikinci aşamada prefabrikler devreye sokulmuş ve üçüncü aşamada da kalıcı konutlar inşa edilmiştir.
-
53.000 konutun enkazı 5 ay gibi bir sürede tamamıyla kaldırılmıştır.
-
Öncelikle kış mevsimi şartları gelmeden 17 Eylül 1999 tarihinde ihale yoluyla 45.000’e yakın prefabrik konut yapımına başlanmış, üç ay sonra altyapıları da tamamlanarak 30 Kasım 1999’da bu konutlar vatandaşların hizmetine sunularak barınma ve ısınma sorununu acilen çözmüştür.
-
150.000’e yakın kişi bu prefabrik konutlarda yaşar hale getirilmiştir.
-
Bu konutlara 122 milyon dolar kaynak harcamıştır.
-
Mağdur vatandaşlarımıza kira ve onarım yardımları yapmıştır.
-
Konut Edindirme Fonu’ndan 2000 yılında 110 milyon dolar kaynak tahsis edilmiştir.
-
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu’ndan 2001 yılı itibariyle depremzedelere toplam 309,3 trilyon TL sosyal destek sağlanmıştır.
-
2001 yılında bölgeye yapılan toplam kaynak tahsisi 2,5 katrilyon TL’ye ulaşmıştır.
-
Deprem bölgesinde kalıcı konutlar için 11 milyon metre kare civarında imar planlaması yapılmıştır.
-
1200 hektar alanda ve 42 ayrı sahada 42.000 kalıcı konutun yapılması sağlanmıştır.
-
Depremin ikinci yılında Bayındırlık Bakanlığının yaptırdığı 25.000 konuttan 21.000’i tamamlanmış, bunların 14.500’ü hak sahiplerine hemen teslim edilmiştir.
-
Bu konutların ulaşımını sağlamak üzere 260 kilometre yeni yol, 377,5 kilometre yeni kanalizasyon, 350 kilometre içme suyu isale hattı ve 100 kilometre yağmursuyu hattı yapılmıştır.
-
Kalıcı konutlar çevresine 300 bin ağaç ve ağaç türü bitki dikilmiştir.
-
Adapazarı, Gölcük ve Körfezi kapsayan 28 belediyenin altyapısı yeniden inşa edilmeye başlanmıştır.
-
Deprem vergileri ve bedelli askerlik uygulaması getirilmiştir.
-
Dünya Bankasından yaklaşık 3 milyar dolarlık ek finansman kaynağı temin edilmiştir.
-
Yapı denetimini düzenleyen KHK yayınlanmıştır.
-
Zorunlu Deprem Sigortası kurulmuştur.
Bütün bunlar iki yıl gibi kısa bir süre içinde tamamlanmıştır.
Şimdi gelelim Sayın Başbakanın sözlerine. Bırakıp kaçmakla itham ettiği MHP, iki yıl gibi kısa bir sürede 50 bin kilometre kareyi aşan alanda, 17 milyon insan üzerinde doğrudan etkili olan iki büyük depremin ekonomik, sosyal, siyasi ve psikolojik olumsuzluklarını ortadan kaldırmak üzere ana hatlarıyla yukarıda sayılan işleri tamamlamıştır.
Tarih, bu kadar kısa sürede böyle bir başarıyı henüz yazmamıştır. Bu Milliyetçi Hareket Partisinin tarihine altın harflerle yazılacak ve üniversitelerde ders olarak okutulacak ölçekte bir başarı öyküsüdür.
Sayın Başbakan siz isteseniz de bu tarihi gerçeklerin üzerini örtemezsiniz. Marmara ve Van depremlerini mukayese etmek, ölümler ve acılar üzerinden siyaset yapmak başbakan olarak size yakışmamaktadır.
Şunu iyi bilmelisiniz ki; Van depreminde 600 bin insanımızı yerinden yurdundan göç ettiren, çadır kentlerde, soğuğa ve sert kış şartlarına karşı koruyamayan, can ve mal güvenliğini sağlayamayan, kaldıkları çadırlarda çıkan yangınlarda hayatını kaybeden çoğu çocuk ve kadının manevi sorumluluğunu yüreklerinde hissetmeyenlerin bize söyleyecek sözleri elbette olmayacaktır.
Bunu söyleyenlerin bırakınız yaptıklarını, hayalleri bile MHP’nin icraatlarına yetişemeyecektir
Bu sebeple başta deprem, sel felaketi ve maden kazaları gibi doğal afetlerde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet dilerken, beceriksizliği sebebiyle güzel Van’ı hayalet şehir haline getirerek boşaltan bu zihniyetin depremler ve maden kazaları üzerinden siyaset yapacak kadar seviye kaybetmesini de kınıyoruz. MHP’yi eleştirdikleri her konuda önce aynaya bakmalarını da şiddetle kendilerine tavsiye ediyoruz.