CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, konuşmasına başlamadan önce, kürsüye Uşak'ın Avgan beldesinden tütün işçisi bir kadın geldi. Kılıçdaroğlu'na, içinde tütün bulunan bir ayakkabı kutusunu veren işçi kadın, "Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Tütünü, maliyetinin de altında verdik. Size sadece tütün getirebildim. Dolar getiremedim. Onun için özür diliyorum" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu ise "Halkın kürsüsü, halkımız konuştu. Sağır kulaklar duyacak mı bilmiyoruz. Bu kutunun içinde dolar yok alın teri, emek var" dedi. Tütün üreticilerine seslenen Kılıçdaroğlu, "10 yıl önceki halinize bakın bir de şimdiki halinize bakın. Bunları düşünerek sandığa gidin" ifadesini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir iktidarın yolsuzluk ve rüşvet olaylarının üzerini kapatmak için ciddi bir mücadelenin içine girdiğini savunan Kılıçdaroğlu, bu arada toplumun dikkatinin de başka yerlere çekilmek istendiğini ileri sürdü.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet olayında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı ilk işin, kendi özel uçağı ile bir valiyi İstanbul'a emniyet müdürü olarak getirmek olduğunu ileri süren Klıçdaroğlu, şunları söyledi;
"Parlamentoda milletvekili arkadaşlarımız 'hırsız var' diyorlar, AKP milletvekilleri dava açacağız diyorlar. Ne dava açacaksın? Keşke bir dava açsan da hırsızın kimliği hiç değilse mahkemede tescil edilir. Ahlak açısından da bu yolsuzluk çok önemli. Kimse bunların eline su dökemez. Deniz Feneri... Almanya'da yargılandı. Alman yargıç, 'Yüzyılın soygunu. Asıl failler Türkiye'de' diyordu. Asıl failler yargılandı mı? Tam olay aydınlığa kavuşacak, üç savcıyı birden görevden aldılar. Hırsızlar değil savcılar hakimin önüne çıktı. Almanya ile bizim farkımızı görün. Ben Merkel'in yerinde olsaydım, bugün Recep Tayyip Erdoğan'a güzel bir soru sorardım. 'Bizde yüzyılın soygunu yapıldı. Asıl failler Türkiye'deydi. Siz failleri bıraktınız savcıların peşine düştünüz. Bunun gerekçesi nedir?' diye bir sorsaydı. Hırsızları soruşturan savcıların soruşturulduğu bir düzene harami düzeni denir, demokrasi denmez."
-"Karadenizlilerin yüz karasıdır"
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın yaptığı son açıklamaları değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ciddi bir U dönüşü yaptı. Herhalde belinde bir hasar olmamıştır. Karadenizliler yiğit adamlardır. Bir şeyi söyledi mi arkasında durur. Bu, Karadenizlilerin yüz karasıdır. Karadenizlileri tenzih ederim. Kişiliği oturmayan insanların böyle bir yapıları vardır. Verdikleri sözün arkasında durmazlar. 10 dakikada bir görüş değiştirirler. Bununki 10 dakikadan uzun sürdü ama gerçekten samimi söylüyorum, çok üzüldüm. Ne değişti arkadaş senin hayatında. Neler vadedildi sana?
Kemal Kılıçdaroğlu, "Adalet Bakanlığı'nda bekleyen fezlekelerin üzerinde çalışıldığını, bazı bölümlerinin bürokrasiye dağıtıldığını, AKP'ye yakın avukatlara verildiğini, onlarla ilgili ek savunmaların alındığını biliyoruz. O fezlekelerin içinde ne var her bir satırını biliyoruz. Oynarsanız, ne olacağını göreceksiniz. Biz, o fezlekeler artık milletin vicdanındadır diyoruz. Millet bunu affetmez. Hırsızlığı affetmez. herşeyi affeder ama kul hakkı yiyeni bu millet affetmez" dedi.