Şefkat Çetin Şefkat Çetin, '1 Kasım sonrasında MHP içinde başgösteren kurultay isteklerini değerlendirdi ve sert açıklamalarda bulundu.LİDERİMİZİN VE MİLLİ DURUŞUNUN YANINDAYIZ
Türkiye için ne zaman bir program uygulansa, bunun ilk ayağı Milliyetçi Ülkücü Hareket’te devreye sokulmaktadır. 2003 baharında ABD Irak’a girmeden önce, Türkiye’nin direncini sağlayacak milli unsurlar tasfiyeye tabi tutulmuştur. MHP’siz hükümet ve MHP’siz Meclisprojesi ve o dönem başlatılan içe dönük mücadelenin çıkışı dış kaynaklı ve oyalamaya yöneliktir. Bugün sıra Suriye’de harita tanzimine geldiğine göre, Türkiye’de milliyetçilerin sesinin kısılması ve içeride karışıklık çıkarılması alışıldık bir durumdur.
Türkiye’nin kurucu ideolojisi ve birlik bütünlüğüne adanmış fikri ve siyasi bir organizasyon olarak MHP’nin, yerliliğe ve milliliğe tahammül edemeyen küresel güçlerin hedefinde olması doğaldır. Emperyalistlerin, bölücülerin, hırsızların ihanetlerine ses çıkarmayacak yeni MHP yönetimi olduğunda sorun ortadan kalkacaktır. Türkiye’yi dönüştüren güç MHP’yi de üniter milli devletten ve Türklükten taviz verebilecek, parti eliyle Kürtçe yayın yaptıracak ve paralel örgütlere teslim edecek şekilde yeniden tasarlamanın peşindedir.
Mandacı zihniyetin toplumun kılcal damarlarına kadar etkisini gösterdiği, toplumun karpuz gibi ikiye bölündüğü bir zamanda, birlik bütünlük içerisinde problemlerin çözüleceğine inananlar, kendi içerisinde birlik bütünlüğü sağlayamaz hale getiriliyorsa, oyun çok açıktır. Bu tezgâha düşenler ya çok saf, ya da art niyetlidir. TV ekranlarından ve sosyal medyadan sorgulama yaparak her şeyi çözdüğünü zannedenlerin, evvela kendi durumlarını sorgulayarak hangi kirli ve gizli senaryoların figüranlığına alet edildiklerini idrak etmeleri gereklidir.
Milliyetçi Ülkücü Hareket’in iktidar mücadelesinde, peş peşe yapılan seçimlerde ortalarda görünmeyenlerin, şimdi bütün yeteneklerini sergilemeleri manidardır. Bu zevata, “madem böylesi bir etki gücüne, medya desteğine ve sosyal çevreye sahiptiniz, seçimlerden önce neden partiniz için imkânlarınızı seferber etmediniz?” diye sormak bütün Ülkücülerin hakkıdır.
LİDERİMİZİN VE MİLLİ DURUŞUNUN YANINDAYIZ
Türkiye için ne zaman bir program uygulansa, bunun ilk ayağı Milliyetçi Ülkücü Hareket’te devreye sokulmaktadır. 2003 baharında ABD Irak’a girmeden önce, Türkiye’nin direncini sağlayacak milli unsurlar tasfiyeye tabi tutulmuştur. MHP’siz hükümet ve MHP’siz Meclisprojesi ve o dönem başlatılan içe dönük mücadelenin çıkışı dış kaynaklı ve oyalamaya yöneliktir. Bugün sıra Suriye’de harita tanzimine geldiğine göre, Türkiye’de milliyetçilerin sesinin kısılması ve içeride karışıklık çıkarılması alışıldık bir durumdur.Türkiye’nin kurucu ideolojisi ve birlik bütünlüğüne adanmış fikri ve siyasi bir organizasyon olarak MHP’nin, yerliliğe ve milliliğe tahammül edemeyen küresel güçlerin hedefinde olması doğaldır. Emperyalistlerin, bölücülerin, hırsızların ihanetlerine ses çıkarmayacak yeni MHP yönetimi olduğunda sorun ortadan kalkacaktır. Türkiye’yi dönüştüren güç MHP’yi de üniter milli devletten ve Türklükten taviz verebilecek, parti eliyle Kürtçe yayın yaptıracak ve paralel örgütlere teslim edecek şekilde yeniden tasarlamanın peşindedir.
Mandacı zihniyetin toplumun kılcal damarlarına kadar etkisini gösterdiği, toplumun karpuz gibi ikiye bölündüğü bir zamanda, birlik bütünlük içerisinde problemlerin çözüleceğine inananlar, kendi içerisinde birlik bütünlüğü sağlayamaz hale getiriliyorsa, oyun çok açıktır. Bu tezgâha düşenler ya çok saf, ya da art niyetlidir. TV ekranlarından ve sosyal medyadan sorgulama yaparak her şeyi çözdüğünü zannedenlerin, evvela kendi durumlarını sorgulayarak hangi kirli ve gizli senaryoların figüranlığına alet edildiklerini idrak etmeleri gereklidir.
Milliyetçi Ülkücü Hareket’in iktidar mücadelesinde, peş peşe yapılan seçimlerde ortalarda görünmeyenlerin, şimdi bütün yeteneklerini sergilemeleri manidardır. Bu zevata, “madem böylesi bir etki gücüne, medya desteğine ve sosyal çevreye sahiptiniz, seçimlerden önce neden partiniz için imkânlarınızı seferber etmediniz?” diye sormak bütün Ülkücülerin hakkıdır.