Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ruhsar DEMİREL, “Terörün Gölgesinde 14 Mart Tıp Bayramı” nedeniyle yaptığı yazılı basın açıklaması şöyle:
Terörün Gölgesinde 14 Mart Tıp Bayramı
Sağlık ve sağlıklı yaşama hakkı her insanın devredilemez ve vazgeçilemez temel hakkıdır.
Bu hakkın bir ülkede layığıyla uygulanması ve yerine getirilmesi ise ancak yetişmiş, bilinçli kadrolarla mümkündür.
Bu yıl Tıp Bayramı’nı kutlarken, aklımız şüphesiz ki Güneydoğu'muzda görev yapan sağlık çalışanlarımızda.
Bölücü teröre karşı güvenlik güçlerimizle birlikte ön saflarda yer alan sağlık çalışanlarımızın fedakârlığına minnet borçluyuz.
Milletimiz; en zor şartlarda özveriyle çalışan hekim, hemşire, ambülans şoförü velhâsıl tüm sağlık çalışanlarımıza minnettardır.
Tıpkı 8 Mart’ta eleştirdiğimiz kadına şiddet olgusu gibi, sağlıkta şiddet de gündemin talihsiz başlıklarından biridir.
Bugün olduğu gibi gerektiğinde vatan mücadelesinin merkezinde yer alan tüm sağlık çalışanlarımıza herkes saygı duymalıdır.
Üçüncü Köprü’yü bir propaganda aracına dönüştüren AKP, gece-gündüz çalıştırılan işçilere 3000TL ikramiye uygun görmüştür.
İkramiye çoğu zaman gelip-geçicidir, yanıltıcıdır, aldatıcıdır. Esas olan, konjonktürel değil, yapısal değişikliklerdir.
Benzer bir adımı geçtiğimiz Ocak ayı başında Sağlık Bakanlığı da atmıştır. Sağlık çalışanlarımızın Güneydoğu’da sergiledikleri kahramanlık örneği karşısında bir maaş ikramiye (!) öngörülmüştür.
Özellikle Güneydoğu’da görev yapan sağlık çalışanlarının içinde bulunduğumuz bu terör ortamında haklarının iyileştirilmesi elzemdir.
Şifa dağıtmayı insanî ve millî bir misyon edinen sağlık çalışanlarımızın ekonomik şartlarında yapısal bir düzenleme talep ediyoruz.
Gerek iklim gerekse siyasî koşulların daha çetin olduğu Güneydoğu bölgemizde çalışan personelin “sürgün” algısından kurtarılması lazımdır.
Söz konusu algının değişmesi – değiştirilmesi – için atılacak tüm müspet adımların destekçisi olacağımızı da sorumlulukla ifade ediyorum.
Ülkemizin her bir köşesinde şifa dağıtan, alın teri döken sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nı yürekten tebrik ederim.
Terörün Gölgesinde 14 Mart Tıp Bayramı
Sağlık ve sağlıklı yaşama hakkı her insanın devredilemez ve vazgeçilemez temel hakkıdır.
Bu hakkın bir ülkede layığıyla uygulanması ve yerine getirilmesi ise ancak yetişmiş, bilinçli kadrolarla mümkündür.
Bu yıl Tıp Bayramı’nı kutlarken, aklımız şüphesiz ki Güneydoğu'muzda görev yapan sağlık çalışanlarımızda.
Bölücü teröre karşı güvenlik güçlerimizle birlikte ön saflarda yer alan sağlık çalışanlarımızın fedakârlığına minnet borçluyuz.
Milletimiz; en zor şartlarda özveriyle çalışan hekim, hemşire, ambülans şoförü velhâsıl tüm sağlık çalışanlarımıza minnettardır.
Tıpkı 8 Mart’ta eleştirdiğimiz kadına şiddet olgusu gibi, sağlıkta şiddet de gündemin talihsiz başlıklarından biridir.
Bugün olduğu gibi gerektiğinde vatan mücadelesinin merkezinde yer alan tüm sağlık çalışanlarımıza herkes saygı duymalıdır.
Üçüncü Köprü’yü bir propaganda aracına dönüştüren AKP, gece-gündüz çalıştırılan işçilere 3000TL ikramiye uygun görmüştür.
İkramiye çoğu zaman gelip-geçicidir, yanıltıcıdır, aldatıcıdır. Esas olan, konjonktürel değil, yapısal değişikliklerdir.
Benzer bir adımı geçtiğimiz Ocak ayı başında Sağlık Bakanlığı da atmıştır. Sağlık çalışanlarımızın Güneydoğu’da sergiledikleri kahramanlık örneği karşısında bir maaş ikramiye (!) öngörülmüştür.
Özellikle Güneydoğu’da görev yapan sağlık çalışanlarının içinde bulunduğumuz bu terör ortamında haklarının iyileştirilmesi elzemdir.
Şifa dağıtmayı insanî ve millî bir misyon edinen sağlık çalışanlarımızın ekonomik şartlarında yapısal bir düzenleme talep ediyoruz.
Gerek iklim gerekse siyasî koşulların daha çetin olduğu Güneydoğu bölgemizde çalışan personelin “sürgün” algısından kurtarılması lazımdır.
Söz konusu algının değişmesi – değiştirilmesi – için atılacak tüm müspet adımların destekçisi olacağımızı da sorumlulukla ifade ediyorum.
Ülkemizin her bir köşesinde şifa dağıtan, alın teri döken sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nı yürekten tebrik ederim.