TBMM’de görüşülmekte olan Onuncu Kalkınma Planı'nın eğitimle ilgili 142 nolu paragrafının değiştirilmesi ve Türk Milli Eğitiminin millileştirilmesi amacıyla tasarıya yeni paragraflar eklenmesine ilişkin MHP tarafından verilen “Değişiklik Önergesi” lehinde MHP Grubu adına MHP Genel Başkan Yardımcısı, Ankara Milletvekili Prof. Dr. Zühal Topcu konuştu. “Biz MHP olarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak özellikle eğitimde ayakları yere basan, tutarlı, gerçekleşebilir ve geleceği kucaklayan eğitim politikalarının artık acilen geliştirilmesi ve uygulanmasını öneriyoruz” diyen Topcu’nun konuşması şu şekilde:
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Onuncu Kalkınma Planı'nın eğitim politikalarına ilişkin paragraflarıyla ilgili vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum.
Eğitim, kalkınmanın en önemli göstergelerindendir, kalkınmanın itici gücüdür ama eğitime yönelik icraatların bu yukarıda bahsettiğimiz ifadelerle çok fazla örtüşmediğini de bu arada özellikle belirtmek isteriz.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde 7 yaşında olan ve okula yeni başlayan bir çocuk bugün 18 yaşında. Bu gençleri ifade eden en önemli özellikler ise AKP iktidarı döneminde eğitime başlamış ve şu anda hâlen eğitimlerine devam ediyor olmalarıdır. AKP iktidarı döneminde eğitim için hazırlanan plan ve programlar bu çocukların geleceğinin şekillenmesinde belirleyici olmuş ve olacaklardır da. Bu belirleyicilerden oluşan Onuncu Kalkınma Planı'nı değerlendirdiğimizde ayakları yere basmayan başlıkları da görebilmemiz mümkündür.
Öğretmenlerle ilgili olarak bugüne kadarki uygulamalarınız, “deneyimli öğretmenlerin dezavantajlı bölge ve okullarda çalışmaları özendirilecektir.” ifadenizin tam tersini göstermektedir. Öğretmenlik mesleğini halkın gözünde bu iktidar itibarsız hâle getirmiştir, öyle bir hâle getirmiştir ki atanamayan yüz binlerce öğretmen adayı mağdur olup sokaklara dökülmüştür. Mevcut sistemde çalışan öğretmenler ise bırakın özendirilmeyi, sürekli tehditlerle karşı karşıya bulunmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı yetkilileri öğretmenlerin tayinlerini bile doğru düzgün becerememiş, eline yüzüne bulaştırmıştır.
Yine, plana göre -ortaöğretime ve yükseköğretime geçiş sistemi- öğrencilerin, ilgi ve yeteneklerini dikkate alan bir sisteme kavuşturulacağından bahsedilmektedir. Artık bunlara inanan kalmamıştır çünkü on bir yıllık iktidar süresince bunların tam tersi uygulamalarla karşılaşılmıştır. Millî Eğitim Bakanı Avcı'nın ortaöğretime geçiş sistemiyle ilgili açıklamaları, bu işte hazırlıksız ve deneyimsiz bir ekip olduğunu da göstermiştir. Sayın Bakan bir gün basının önüne çıkıyor, “SBS'yi kaldırdık.” diyor, sonra “Okul puanları etkileyecek.” diyor, sonra “Yanlış anlaşıldı…” gibi savunmalarla sürekli olarak günü kurtarmaya çalışmaktadır.
Yine, Onuncu Kalkınma Planı'nda okul türlerinin azaltılıp programlar arasında esnek geçişlerin sağlanacağından bahsedilmektedir. Düz liselerin tabelaları sökülüp hepsi anadolu liselerine dönüştürüldü. Millî eğitimde böylece de bütün sorunlar halledilmiş oldu. Sınava giren 1 milyon 800 bin öğrencinin 1 milyon 300 bininin fenden 4 doğru sorusu bile olmadığının, artık bize çok fazla şeyler anlattığının farkına varmalıyız.
Özellikle iktidara gelmeden önce mağduru olduğunuz, her platformda da değiştirileceğini vaat ettiğiniz YÖK şu anda artık sizin sopanız durumundadır. On bir yılda kendi aranızda bile uzlaşamadığınız YÖK yasası hâlâ kamuoyuyla da paylaşılmamıştır. Döneminizde akademisyenlerin özlük hakları yerle bir edilmiştir. Onuncu Kalkınma Planı'nda “Yükseköğretim kurumları hesap verilebilirlik temelinde, özerklik, performans odaklılık ve ihtisaslaşma ve çeşitlilik ilkeleri çerçevesinde kalite odaklı, rekabetçi bir yapıya dönüştürülecektir.” denilmektedir. Eğitimde kalitenin sınıf sayısı, okul sayısı ve bilgisayar sayısına indirgendiği ve zihniyet dönüşümünün gerçekleştirilemediği günümüzde, hesap verebilmeden, performans odaklılık ve ihtisaslaşmadan bahsetmemiz pek mümkün olmayacaktır. Ve özellikle son beş yılda toplam işsizler içerisindeki üniversite mezunlarının yüzdelerindeki artış ise kaygı verici hâle gelmiştir.
Beş dakikaya tabii ki birçok sorunu sığdırabilmemiz de mümkün gözükmemektedir.
Özellikle 4+4 eğitim sisteminin bugün basında yer alan raporları gerçekten millî eğitimin çok vahim bir durumda olduğunu göstermiştir ve artık bu sistemin iflas ettiğini de rakamlar bize vermektedir.
Biz MHP olarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak özellikle eğitimde ayakları yere basan, tutarlı, gerçekleşebilir ve geleceği kucaklayan eğitim politikalarının artık acilen geliştirilmesi ve uygulanmasını öneriyoruz.
Teşekkür ediyoruz.