"Milliyetçilik" tanımı sizce nasıl 21. Yüzyıl'da nasıl evriliyor?
Mesela, ben, "Rahmetli Türkeş 20. Yüzyıl'ın politikacısıydı, ben 21. Yüzyıl'ın politikacısıyım" diyorum. Eskiden fiziki sınırlar vardı ve milli devletler vardı. Fiziki ve katı, yani dikenli tellerin, hudutların, kontrollerin olduğu sınırlar. O 20. Yüzyıl'ın siyaseti işte. Orada, milliyetçilik zaten kendi sınırları belirlenmiş ve daha statik durumdaydı ama 21. Yüzyıl'da küreselleşme ile birlikte fiziki sınırlar ortadan kalktı, bilgi teknolojisi ile birlikte kültürler farklı boyutlara ulaşıyor. Bu noktada, statik bir milliyetçilik yerine milliyetçiliğin 21. Yüzyıl'da yeniden tanımlanması, güncellenmesi gerekiyor. Bilgisayar programları "update "ediliyor, program değişmiyor, aynı ama daha güncel uygulamalar getiriyor, bu tarzda bilgi çağında milliyetçiliğin de daha entelektüel seviyede güncellemeleri yapılıyor, daha da yapılması gerekiyor. Irkçı yaklaşımdan daha çok, dil ve geçmiş birliği ile müşterek bir gelecek hedefinin daha çağdaş milliyetçiliğin sınırlarını koyacağına inanıyorum.
MHP YÜZDE 70 SAĞ SEÇMEN KİTLESİNE TALİP
* MHP, CHP'nin oylarına mı göz dikti?Hiç alakâsı yok. CHP'nin kendisine yetecek bile oyu yok, biz niye oraya göz dikelim? Türkiye'de merkez sağ oy yüzde 70 civarında, MHP'nin de öncelikli hedefi bu yüzde 70'lik seçmen kitlesidir. Geriye kalan yüzde 30'a gitmek yerine yüzde 70'e yönelmenin daha doğru olduğunu düşünüyoruz.
VİZE VERİLMEYİNCE ŞOKE OLDUK
* Bahçeli, bayramda neden Kerkük'e gitmek istemişti?Bu coğrafyadaki siyasi gelişmeler oldukça hareketli, yerinde gözlemlemek için bir dizi seyahat yapıldı. Balkan seyahatinden sonra Kerkük'e gidilmesi düşünüldü. Sembolik bir anlamı da olacağı için Kerkük'te bayram namazı kılınması niyetiyle yola çıkıldı.* Erbil'den gitmeyi niye tercih etmediniz?
PASAPORTA DAMGA İŞİ SULANDIRMA GAYRETİ
Niye Erbil'e gidelim? Bu çok gereksiz bir tartışma. Pasaporta o damga vurulmuş bu damga vurulmuş bunun bir önemi yok. Pasaport bir seyahat aracıdır. Benim pasaportumda 40'dan fazla damga var (gösteriyor), bu, damgaların vurulduğu ülkelerin hepsini seviyor muyum? Bu bir seyahat evrağı. Burada mühim olan Devlet Bey'in Kerkük'e gitme ve orada bayram namazını kılma iradesi. Pasaporta damga vurulacak mı vurulmayacak mı meselesi, iç politikada işleri ucuzlaştırma, sulandırma gayreti.* Vize verilmemesi ihtimalini hiç düşünmüş müydünüz?Hayır, hiç beklemiyorduk, çok şaşırdık. Hiç birimizin aklından böyle bir şey geçmiyordu.* Devlet Bey de şaşırdı mı?
HİÇ BEKLEMİYORDUK ŞOKE OLDUK
Devlet Bey de şaşırdı tabii ki. Atkıları yaptırmıştı, hepimiz boynumuza takıp uçaktan inecektik. Hepimiz şaşırdık. Cumartesi sabah gidecektik, Musul'a inecektik. Musul'da Telafer'den, Türkmen aşiretlerinden gelenler olacaktı, oradaki sivil toplum örgütleriyle görüşülecekti. Konvoy halinde Kerkük'e geçecektik, arabalar bir gün önceden gitmiş olacaktı. Arabalara triptikler çıkartıldı, şoförlere özel ehliyetler alındı vesaire. Biz hiç beklemiyorduk, şoke olduk. Çarşamba günü Bakanlar Kurulu'nu iftardan sonra topluyorlar, Dışişleri Bakanı Hoşyer Zebari, Barzani aşiretinin bir unsurudur, muhakkak bir şeyler söylemiştir, onun olumsuz katkısı olduğunu düşünüyor ve görüyoruz. O Bakanlar Kurulu'nun neticesinde "vize vermeyelim, gelmesinler" deniliyor. Devlet Bey, biz, dünyanın dört bir tarafına gidiyoruz, daha bize vize vermemiş tek bir yer yok, nereden bekleyelim böyle bir kararı?* Vize verilmemesi ile ilgili size iletilen resmi yazıda ne var?İki madde var. Birinci olarak, Türkiye ile mevcut gerginlik, ikinci olarak da Sayın Davutoğlu'nun son ziyaretine atıfta bulunuyor. Yazıda bu iki gerekçe var ama Irak Hükümeti 2009'dan beri Kerkük'e üst düzeyde bir ziyaret yapılmasını istemiyor. 2009'dan beri bir menfi tavırları var, hatta Türkiye'nin orada konsolosluk açma talebine de olumlu cevap verilmedi, 3 senedir beklemede.