Patpat Hasan, zamanın birinde ağalar meclislerinin olmazsa olmazıdır adeta. Olmayacak yerde olmayacak sözler etmesiyle bilinen bir zattır.
Cenik, kışlık yurt demektir. Ordu ve Giresun’da. Asırlardır yayla-cenik (yazlak-kışlak) yaşayan Türkmen boylarından Çepnilerde yine bu geleneği sürdürenler vardır.
Patpat Hasan ağalar meclisi sofrasının kenarında oturduğu bir akşam getirilen suyu çok beğenen ağalardan biri suyun kaynağını sorar. Ev sahibi:
-Karşı yamaçtaki kaynaktan sizin için doldurttum, der demez Patpat sözün ta ortasına atlar:
-Ağam, yayla yolundaki Çobanbağırtan çeşmesinin suyundan içtiniz mi hiç, diye.
-Hayır, içmedim.
-Öyle su hiçbir yerde yoktur.
-Öyleyse al bu testiyi, oradan doldur getir de içelim…
Patpat, testi elinde çıkar yola. Ertesi günü ikindi üzeri karşılaştığı bir yaylacı sorar “Yolculuk nereye” diye. Derin bir of çeker Patpat:
-Cenikte ağalar meclisinde dilimle bir … yedim, şimdi Çobanbağırtan’da ağzımı çalkalayacağım, der yürür gider…
Şimdi soruyorum:
-Siyasetin Patpat Hasanlarını Çobanbağırtan’a suya gönderecek ağalar nerede şimdi?
“Hayvan yularından, insan ikrarından (sözlerinden) tutulur” diyen atalar öğüdünün anlamını bilen kaç kişi var içimizde acaba?
Sözleridir insanın bilgi ve ilgisinin derecesini gösteren. İddiaları ve sorularıdır insan için en önemli seviye tespit sınavı…
***
Geçen büyük selde, Bozkurt ilçesini ziyaret eden siyasetin Patpat Hasanlarından bir taife şöyle köpürüyordu:
“Dere yatağına inşaat izni verirseniz, HES’ler kurarsanız bu felâket kaçınılmaz olur.
Höst ula, yavaş gel...
Bir kere bu ilçe ve Ezine çayı havzası dün kurulmamıştır.
1924 yılında ilk belediye teşkilatı kurulur. 1932’de nüfusu iki binden az olduğu için belediye teşkilatı kaldırılır. Bu durumda mevcut iktidarı selden sorumlu tutmak için Patpat Hasan’ın torunu olmak gerekir.
Eski çağlardan beri iç Anadolu’yu ve hatta Akdeniz’i Karadeniz’e bağlayan önemli bir ticaret yoludur Ezine Çayı havzası.
Kış aylarında kar tutmadığı için MÖ’den beri ulaşım hattı olarak kullanılan Ezine çayı havzasında Malazgirt Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen Türkmenlerin bu ticaret yolu üzerinde yerleşim yerleri kurdukları bilinmektedir.
Öyle ki, yeni inşaat kazıları sırasında dört beş metre alttan çok eski Rum mezarlarına rastlanmaktadır ve bu da çok eski çağlarda büyük bir selin buraları vurduğunun işaretidir…
Yüzlerce yıllık bir yerleşim alanında yüz yılda bir gerçekleşen afette elbet bazı kusurlar vardır ama bu, konunun öznesi midir acaba?
İkincisi, bu çay üzerinde kurulu iki tane HES vardır: Devrekâni’de Aybige, Bozkurt’ta Ebru HES ve Allah’a şükür bu selde patlamamıştır. Kaldı ki HES’ler patlamamışsa/yıkılmamışsa nasıl selin tetikçisi olabilir?
Bu Patpat Hasanların ağzıyla siyaset yapan çevremizdeki cühelâ takımıyla konuşmak, durum değerlendirmesi yapmak mümkün müdür sizce?
seksen yanlışı olan sosYAL medya ulemalarıyla (???) baş edecek bir ağa bulmak ne kadar zordur günümüzde.
Kıraathaneler pandemi dolayısıyla kapatılır, Patpat Hasan zade soylu bir siyaset dehası ağızdan abdest bozar “Kardeşim her el açarsın bir deste yeni kâğıt mekânı açık tutarsın, esnafa bu zulüm yapılır mı” diye, etrafındaki şakşakîlerden ses çıkmaz.
Niye? Pirleri Patpat Hasan öyle buyurmuştur…
Patpat Hasan soylu bir gazetecinin “Saraya giden bir …’li” yalanı için günlerce tartışmadı mı bu ülke?…
Cenikte ağzından abdest bozana yayla yolundaki Çobanbağırtan’da taharet aldırılmazsa bu ülkenin dertlerini çözmek için sağlıklı tartışmak, çözüm üretmek mümkün değildir.