Teknolojinin toplum üzerindeki etkileri her geçen gün daha derinleşirken, sosyoloji de bu değişime hızla ayak uyduruyor. Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, yapay zekâ ve robot teknolojilerinin sadece iş dünyasını değil, toplumsal ilişkileri ve kültürel yapıları da kökten değiştirdiğini vurguladı. “Artık toplumsal ilişkiler sadece insanlar arasında değil, makinelerle de kuruluyor,” diyen Süleymanlı, bu dönüşümle birlikte sosyolojide “robososyoloji” gibi yeni alt disiplinlerin ortaya çıktığını ve sosyologların robotların toplumsal rolleri ile YZ etiği üzerine teorik çalışmalar yapmaya başladığını belirtti.
Toplumsal Yapılar ve Normlar Yeniden Tanımlanıyor
Yapay zekâ teknolojilerinin sağlık, eğitim, hukuk ve iş gücü piyasası gibi alanlarda etkisinin giderek arttığını belirten Prof. Dr. Süleymanlı, sosyolojinin artık YZ’yi yalnızca bir teknoloji olarak değil, toplumsal yapıları dönüştüren güçlü bir aktör olarak ele aldığını ifade etti. Makinelerle kurulan ilişkilerin toplumsal normları ve kültürel kalıpları değiştirdiğine dikkat çekti.
Robososyoloji ve Yapay Zekâ Sosyolojisi Üniversitelerde
Son yıllarda “robososyoloji” ve “yapay zekâ sosyolojisi” başlıklı dersler, üniversite eğitim programlarında giderek daha fazla yer buluyor. Bu derslerde, YZ’nin toplumsal eşitsizlikleri, algoritmaların önyargıları ve sosyal adalete etkisi gibi konular işleniyor. Süleymanlı, bu eğitimlerin öğrencilere analitik ve eleştirel bakış açısı kazandırmayı hedeflediğini söyledi.
Yeni Kavramlar, Yeni Sorunlar: Dijiseksüelite ve Aile Yapısı
Dijitalleşme sadece iş dünyasını değil, aile yapısını da değiştiriyor. “Dijiseksüelite” gibi kavramlar, robot-partner çözümleri ve teknolojinin insan ilişkilerine etkisi yeni etik ve toplumsal tartışmalar doğuruyor. Prof. Dr. Süleymanlı, bu teknolojilerin getirdiği risklerin yalnızca teknik değil, aynı zamanda kültürel ve demografik olduğunu vurguladı.
Gelir Eşitsizliği ve Toplumsal Gerilimler Artıyor
Yapay zekâ ve otomasyon, gelir ve fırsat eşitsizliğini de artırıyor. Dijital becerilere sahip olanlar avantaj kazanırken, düşük vasıflı işçiler daha büyük tehditlerle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, toplumda sosyal huzursuzluğun ve gelir uçurumunun büyümesine yol açabiliyor.
Sosyologlar İçin Yeni Araştırma Yöntemleri Şart
Prof. Dr. Süleymanlı, yapay zekâ ve robotların toplumsal etkilerini anlamak için büyük veri analizlerinin yanında niteliksel ve kültürel incelemelerin de şart olduğunu belirtti. Ağ analizi, simülasyonlar ve disiplinlerarası iş birlikleriyle toplumsal dinamiklerin çok daha kapsamlı şekilde analiz edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Algoritmaların Önyargı Riski ve "Kara Kutu" Problemi
Yapay zekâ sistemlerinin, mevcut toplumsal önyargıları yeniden üretebilme ve şeffaf olmayan karar alma süreçleri nedeniyle toplumda güven eksikliği yaratabileceği uyarısı yapıldı. Prof. Dr. Süleymanlı, veri setlerinde temsil sorunlarının ve “kara kutu” probleminin, YZ’nin güvenilirliğini zedelediğini belirtti.
Sonuç: Dijital Dönüşümün Eşiğinde Yeni Bir Sosyoloji
Sosyolojinin, teknolojinin hızla şekillendirdiği toplumu anlamak için kendini yenilediği bir dönemdeyiz. “Robososyoloji” ve yapay zekâ sosyolojisi, toplumsal eşitsizlikleri, etik sorunları ve yeni toplumsal aktörleri anlamada sosyologların yolunu aydınlatıyor. Prof. Dr. Süleymanlı, “Sosyologlar yeni yöntemler geliştirmeli ve toplumsal değişimin dijital aktörlerini analiz etmeye devam etmeli,” mesajını verdi.