Emperyalizm dünyasında Dünya'da birinci sırada finans endüstrisi, ikinci sırada gıda endüstrisi, üçüncü sırada silah endüstrisi, dördüncü sırada ise ilaç endüstrisi dünyaya hâkim olmaktadır.
“Herhangi bir politikacı veya bilim adamı, genleri değiştirilmiş gıdaların/organizmaların (GDO) güvenli olduğunu söylüyorsa ya geri zekalıdır ya da bilerek yalan konuşuyordur.” Prof. Dr. David Suzuki (Gen Bilim Adamı)
21 nci yüzyıl çetin geçecek gıda savaşları nedeniyle gelecek nesillerimize tesis edebileceğimiz en önemli mücevher niteliğinde güçlü bir ekonomi ve gelişmiş bilim ve eğitim olmalıdır.
Şöyle ki! Öncelikle gıdaya erişimin bir insan hakkı olduğunu ifade etmemiz gerekir. Gıdaya erişimin engellenmesi, sosyal, siyasi ve ekonomik gerekçelerle de olsa kişinin gıdadan yoksun bırakılıp uzun süren bir krize mahkum edilmesi büsbütün bir insan hakkı ihlalidir. Bu hak; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 25. Maddesi’nde şöyle teyit edilmektedir:
“Herkes, ailesinin sağlığına, iyiliğine ve mutluluğuna uygun yemek, giysi, barınma, tıbbi bakım ve gerekli sosyal hizmetler de dahil olmak üzere, yeterli yaşam standardı hakkına sahiptir…” Bütün ülkelerin anayasalarında insan haklarına atıfta bulunulmasına rağmen halâ Dünya'da insan sağlığı açısından en büyük sorun, bütün dünyada insan sağlığını güvenceye almak için gıdalar ve ilaçlar üzerine kurallar koyan, denetleme yapan kurumların sağlıklı çalışmadığı, ekip olarak yetersiz bırakıldıkları ve çeşitli baskılar altında işlerini tam yapamadıklarındandır. Yani tüm ülkeler anayasalarına halkının beslenme ihtiyaçlarını birinci öncelik karşılamak yazmalarına rağmen, güçsüz ekonomi, eğitim, bilim ve teknolojiden yoksun olması, politikacıların popilist politikalarından dolayı gelecek nesillerin küllen hepsi borçlu doğmaktalar, sağlıksız yetişmekteler.
Emperyalizm dünyasında Dünya'da birinci sırada finans endüstrisi, ikinci sırada gıda endüstrisi, üçüncü sırada silah endüstrisi, dördüncü sırada ise ilaç endüstrisi dünyaya hâkim olmaktadır.
Malesef emperyalizm dünyasında gıda ve ilaç endüstrisi paslaşıyor, sağlıksız gıda ile insanlar önce obezleştiriliyor, sonra da sözüm ona ilaçla tedavi edilmeye çalışılıyor. Para kazanmak, ilaç satmak uğruna bilinçli olarak halka para ile hastalık satmaktalar.
Geçen yıl Dünya'da gıdaya erişimden mahrum kişi sayısı 820 milyon, şiddetli açlık çeken kişi sayısı ise 113 milyon olarak hesaplanmıştır. Buna ilave olarak “açlık riski altında olanlar” kategorisinde 143 milyon insan bulunduğu uzmanlarca belirtilmektedir. Bugün dünya üzerinde yaklaşık 8 küsür milyar insan yaşadığı düşünüldüğünde, neredeyse her on kişiden en az birinin aç olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum iyiye bir gidiş olmayıp, Dünya'da terörizm evrim geçirmiş olup, gelecekte gıda terörizminin kıran kırana geçeceğinin göstergeleridir.
Kısacası yoksulluk, eşitsizlik ya da temel ihtiyaçlara erişimin kısıtlanması sonucu oluşan bu krizlerin kuşkusuz en önemlisi “gıda krizi” gıda terörü veya daha geniş anlatımla “gıda güvenliği” terörü konusudur.
Bir kişinin en azından hayatta kalabilmek için ihtiyaç duyduğu gıdaya ulaşamaması “açlık” olarak adlandırılmaktadır ve bu, gıda ile ilgili en önemli kriz göstergesidir.
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde yapılan ekonomik, sosyal ve insani haklara ilişkin sözleşmeler ve alınan kararlar bağlamında da gıdaya erişimin bir insan hakkı olduğu farklı ifadelerle teyit edilmiştir.
Teyit edilmesine edilmiş ama halâ 149 milyon çocuk yetersiz beslenmeden kaynaklı büyüme ve gelişme bozukluğu yaşamakta, 20 milyondan fazla bebek ise, olması gerekenden daha düşük ağırlıkta doğmakta, bir o kadarı da açlıktan ölmektedir.
Açlıkla geçirilen süre ve sürecin sonucu olarak meydana gelen ölümler, bulaşıcı hastalıklar, kıtlığın yaşandığı bölgede hayvanların ve protein kaynaklarının yok olması/ ölümlerin başlaması, yaşanan açlığın şiddetinin tespitinde ve alınacak önlemlerin belirlenmesinde en önemli temel kriterlerdir.
Kaynakların adaletsiz kullanılması, küresel üretim ve tüketim ağlarının neo-liberal politikalarla inşa edilmesi ve sosyal adaletsizlikten kaynaklı yoksulluk gibi “insan eliyle üretilmiş” koşullar, açlığın, küresel terörizmin yeni boyutu gıda terörünün temel nedenleri arasındadır. Bunların ortaya çıkışı tamamen yerleşik ekonomik ve siyasi düzenle bağlantılı olduğundan, ortadan kaldırılmaları da yeni bir siyasi ve ekonomik düzen kurmaktan geçecektir.
Bu yönüyle açlık krizi üretmeyecek yeni bir düzen inşasında “hak” ve “adil paylaşım” kavramları çok daha hayati bir önem taşıyacaktır. Benzer şekilde, açlığa yol açan siyasi ve ekonomik krizler, çatışma ve savaşlar, israfa ve tüketime dayalı batılı beslenme tarzının yol açtığı tarımsal sorunlar, iklim değişikliği ve daha nice problemler ancak böylesi bir temel yaklaşım değişikliği ile daha etkili çözülecektir.
Dışa bağımlı, ekonomisi sorunlu olan gelişmekte olan ülkeler:
- Gıda üretimlerinin nüfus artış hızının gerisinde kalması,
- Aşırı nüfus artışları
- Verimsiz tarım sistemlerinin kullanılması ya da uygulanan ekonomik politikaların tarımı ve küçük üreticiyi olumsuz yönde etkilemesi
- Gıda konusunda ithalat kapasitesinin düşük, döviz kurunun dalgalı olması
- Gıdanın ulaştırılması için altyapının yetersiz olması
- Üretilen gıda maddelerinin ihraç maddesi olarak kullanılması
- Kuraklık ve sel gibi “doğal” afetler veya savaş gibi “yapay” afetler sonucu, tarım arazilerinin ve nakliye noktalarının kullanılamaz duruma gelmesi,
- Uygulamaktan uzak popilist politikalar
- Üretilen tarım ürünlerinin tüketime kadar her aşamasında denetlenmemesi
- Arazi ıslahlarının düzenli yapılmayışı, ihtiyaca göre üretim planlanmayışı
Gibi sebepler emperyalist ülkelerin eline gıda terörizmi sopasını kullanmaları için gönüllü olarak tutuşturulmaktadır.
Başta gıda terörü tohumdan başlar.
Bu bağlamda gelişen küresel olayları düşündüğümüzde Türkiye’nin ciddi tarım politikalarına, milli politikalara ihtiyacı bulunduğu şüphesizdir.
Emperyalist ülkelerin olmazsa olmazı “Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin; gıdayı kontrol edersen insanları kontrol edersin.” düşüncesidir.
Bir ülkede :
- Arı görmemiş bal,
- İnek görmemiş süt,
- GDO lu ürünler her yeri kapladıysa,
- Politikacılar kendilerine doğal halkına GDO lu ürünleri layık görüyorsa,
- Gıdaların paketlere girip "e" kodlu kimyasallar her gıda imal sahasına yayılmışsa
- Et görmemiş sucuk ve tavuk içermeyen döner
- Kiremit tozu atılan baharat,
- Sakatat, kemik, kıkırdak katılan sosis imali
gibi pek çok alanda faaliyet var ise o ülkede gıda terörü alarmı çalmaya başlamış demektir.
Bir çuval kanatlı yemi 160 tl.ye ulaşmışsa, bir çuval süt besi yemi 110 tl.yi geçtiyse, üretici maliyetinin altında ürettiğini (zirai ürünler, büyükbaş - küçükbaş ve kanatlı hayvanlar) zorla satıyorsa radikal tedbirleri alma zamanı da gelmiş, bunun son ayağıda küresel gıda terörizmi başlayacak demektir.
Bu yazıma bir sonraki yazımda devam edeceğim.
KAYNAKLAR :
1. Gıda Terörü-1 -
Ekrem Ali Altuntaş
2. Tarım - Gıda Etiği/Politikası ve Geleceğimiz: Ekonomi - Politik ve Ötesi
Sosyolojik Bir Çerçeve - Hayriye ERBAŞ
3. Küresel Terör/izm: Ekonomi
Politiğinden Finans Politiğine
İrfan KALAYCI
4. Uluslararası Terörizmin Değişen Yapısı
ve Terör Örgütlerinin Sosyal Medyayı
Kullanması - Atahan Birol KARTAL
5. Dünyada Gıda ve İlaç Terörü - İsmail Tokalak
6. Küresel Gıda Güvenliği ve Mücadelede Öncelikler
Sueda Nur Çokadar
7. 27 HAZİRAN 2017 NEDİR BU GIDA KATKI MADDELERİ VE E KODLARI ? ZARARLARI VAR MIDIR? - Mustafa Kemal Bektaş
8. 18 TEMMUZ 2018 EKONOMİ DE Kİ ŞU ÇİN AMERİKA SAVAŞLARI KIYAMETİN GELMEKTE OLDUĞUNU HATIRLATIYOR - Mustafa Kemal Bektaş
9. 12 TEMMUZ 2018 ÜLKEMİZDE ÜRETİCİYİ TOPRAKLARINA DÖNDÜRMEDİĞİMİZ SÜRECE EKONOMİK KRİZLERİ, ÇALKANTILARI ASLA ÖNLEYEMEYİZ - Mustafa Kemal Bektaş
10. 07 TEMMUZ 2018 DÜNYANIN EN ZOR OLAN ŞEYİ STRATEJİK VE POLİTİKA MESELESİ TARIM VE HAYVANCILIK POliTİKALARIDIR - Mustafa Kemal Bektaş
11. 05 TEMMUZ 2018 ÜLKEMİZDE KOOPERATİFLEŞME ÜLKEMİZİN KALKINMASINDA EN TEMEL FAKTÖRDÜR - Mustafa Kemal Bektaş
12. 03 TEMMUZ 2018 ÜLKEMİZİN TARIM POLİTİKALARINDA Kİ AÇMAZLARI !...
13. 01 TEMMUZ 2018 DOST DEDİKLERİMİZ TERÖR İLE TARIM İLE HAYVANCILIĞIMIZI ELİMİZDEN ALDI !. BÖYLE DOSTLUK MU OLUR? - Mustafa Kemal Bektaş
14. 14 HAZİRAN 2018 ÜLKEMİZDE EKONOMİK KRİZ VAR MI YOK MU? ARTIK KARAR VERİN! - Mustafa Kemal Bektaş
15. 08 MAYIS 2018
300 KOYUN MESELESİNE GELİNCE ? 300 KOYUNLA AMAÇLANAN NEYDİ ? - Mustafa Kemal Bektaş
16. 01 NİSAN 2018
SAĞLIĞIMIZLA İLGİLİ OYNANAN OYUNLAR SAĞLIKLI İNSANLARDAN HASTA YARATMA YÖNTEMLERİ - Mustafa Kemal Bektaş
17. 20 ŞUBAT 2018 NBŞ : ŞU NİŞASTA BAZLI ŞEKER DEDİKLERİ (NBŞ) “NBŞ - Mustafa Kemal Bektaş
18. 28 HAZİRAN 2017 LÜTFEN DİKKAT BU PLASTİK MALZEMELER ERKEKLERDE KISIRLIĞA YOL AÇIYOR
19. 27 HAZİRAN 2017 GDO NEDİR? GDO’LU ÜRÜNLER NELERDİR ? VE GDO'NUN ZARARLARI NELERDİR?
20. 22 HAZİRAN 2017 ÜLKEMİZDE GIDALARIN ÜRETİMİNDEKİ HİLELER OLMAK ÜZERE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN UYGULAMALAR.