1-1966 Yılından beri merhum Başbuğ’un yolundan ayrılmadım. 1967 Ankara Fen Fakültesi ülkü Ocağını kurduk. 1980’e kadar her türlü mücadeleyi yaptık. 1980 darbesinde iki yıl yargılandık. Hapisten kıl payı kurtulduk. Rahmetli Başbuğ’un ölümünden sonra şahsen de tanıdığım Sayın Bahçeli Genel başkan oldu, sevindik. 1999 yılında milletvekili adayı oldum. Son derece saçma ve hileye müsait sözde ön seçimle Trabzon 4.Sıra adaylığını aldık. O zaman 1. ve 2. olanlar ve vekil seçilenler(birisini bilmiyorum nerede) diğeri şimdi AKP’de belediye başkanı. Ülkücü değillerdi. Hile ile geldiler.
2.1999 üçte bir iktidar ve ülkücüleri bıktıran bakanlık icraatları. Konuya girersek bir kitap dolar. 2002 koalisyonunu Sayın Bahçeli bozdu. Çok önemli gerekçeler açıklayacaktı. Hala açıklamadı(veya ben duymadım. Ama takip ediyorum). AKP’yi iktidar yaptı.
3-2002 Kasım 2. Seçime girdik. Baraj altı kaldık. AKP iktidara geldi. Sayın Bahçeli ayrılıyorum, dedi. Ayrılmadı. Birileri onu kalmaya ikna etti. 2007’de AKP’ye giden ülkücüler döndü. Meclise girildi. AKP 367 sıkıntısında idi. EXETER Üniversitesinden yüksek lisanslı(Orada MI6 VE MI7 ajanlarının yetiştiği dünyaca malumdur. A.Gül istisna mı?) A.Gül için kollar sıvandı. C.başkanı yapıldı.
4-2011 ve sonrası, Anayasa referandumu normal gibi yürüdü. 7 Mayıs 2015’e geldik. 7 Mayıs gecesi erken seçim açıklaması neyin nesiydi? Biz anlayamadık. Aldığım kendi kaynak haberlerime göre o gece Sayın Bahçeli 1,5 saat yalnız kaldı. Belli yerlerle temas sağladı. T.Türkeş’in AKP’ye gitme kararı verildi. Erken seçimin AKP’ye verilme kararı da orada verildi. Bunların doğru olduğunu sonra anladık. Koalisyon görüşmelerinde hem AKP hem de MHP “kurmamak üzere” kamuoyu oyalama toplantılarını yaptılar. Çünkü bizim kırmızı 4 madde çok önceden gelince Davudoğlu biz bunlara karşı olduğumuzu söylemeden bunlar önümüze geliyor. Kim demiş karşıyız, demek zorunda kaldı. AKP 84 miting yaptı MHP 3 miting. Yani seçim resmen AKP’ye verildi.
5-1 Kasım 20015 seçimleri oldu. 2 milyon ülkücü oy AKP’ye gitti. MHP’nin 80 milletvekili yarıya düştü. Biz gerçek ülkücüler kahrolduk. Genel Merkez rahat. Tevil demeçleri başladı. Demokratik ortam olsa hepsi istifa ederlerdi. İstifadan bahsedilmedi. Haklı olarak muhalif ülkücüler hareketlendi. Kurultay istedi ve tüm hukuki şartları yerine getirdiler. Bu kez Sayın Bahçeli AKP’ye sığındı. Olmayan adalet işlemeye başladı. Baştan sona tüm Hükümet, Adalet Bakanı başta olmak üzere yollara döküldü. Diğer partilerin kat, kat fazlası delege imzası ve gerçek hukuka uygun olmasına karşılık faşist müdahalelerle kurultay yapılamadı. Yasa ve ahlak dışı iftira ve suçlamalar ve ihraçlar başladı.
Ben 2 KASIM 2015’in o uykusuz sabahında bir muhasebe yapayım, dedim. Şuna karar verdim Devlet Bahçeli bu partiyi iktidara getirmek istemiyor. YANİ UYANDIM. BENDEN ÖNCE UYANAN ARKADAŞLARIMA ÖNCELERİ NERDEYSE HAKARET ETMİŞTİM. ONLARDAN TEK TEK ÖZÜR DİLEDİM.
6- Benim tek amacım vardır. Ülkücüler iktidar olsun istiyorum. 1966 yılından beri ülkücü olmam nedeni ile sayısız zararlar gördüm. Ama ben menfaat peşinde değilim. 74 yaşımda talip olduğum bir şey yok. Olsa da 1999-2002 iktidar dönemi şunu gösterdi: Gerçek ülkücülere hak etseler bile MHP sahip çıkamadı. Çünkü şu klasik gerçek önümüzü kesti: “İktidarlar hırsızlar tarafından işgal edilir, esas fikir sahipleri dışta kalır”, kuralı işledi.
7- 2016 yılı boyunca hukuken kesin yapılması gereken kurultaylar yapılamadı. Sayın Bahçeli şöyle dedi:”1100 delegenin imzasını getirseler kurultay yaptırmayacağım”. Kulaklarıma inanamadım. Kendisinin atadığı delegelere güvenmiyor. Partinin işgal edileceğini ve partiyi kimseye vermeyeceğini söylüyor. MHP ülkücülerin ve milletin partisidir. Yeni bir ülkücü gurubun yönetimi ele alması neden işgal oluyor? Ülkücülerin en az üçte ikisi ya kovulmuş, ya ihraç edilmiş veya partiye yaklaştırılmamıştır. Hatta tespitlerime göre partide az sayıda I.Sınıf ülkücü kalmıştır. Hapis yatanlar, yargılananlar, hayat boyu mücadele verenler dışarıdadır.
8-İftiralar son derece çirkindir. “Fetocu” damgası elde salla gitsin. Alçak, hırsız ve kul olan yandaş medyadan medet ummak ayrı bir garabet. Tüm eski kırmızı çizgiler, 17-25’ler silindi gitti. Bir de Av.Mete Han Özkan adlı muteber kişi CNN TÜRK’te demez mi”MHP’nin iktidar olma diye bir derdi yok”. Hoppala!. Bu partinin varlık nedeni ne? Sadece koltuk değneği olmak mı?
9-Başkanlık meselesinde de AKP’ye yol verme gerekçesi son derece saçma. Bu şuna benziyor. Bir adam öldürelim. Hukuka teslim olmayalım, yani fiili durum yaratalım. Bir aklı evvel çıksın ve desin ki ”Bu adam fiili durum yarattı. Yasayı değiştirip ona uyduralım”. Bu ülkücüleri aptal yerine koymaktır. AKP ve AKP’lilerin hoşuna gidebilir. O bile normal değildir.
10- Başkanlık sistemi, alt yapının demokratik olması halinde olabilir bir sistemdir. Ama Türkiye’de 20 kadar demokratik parametrenin hiç birisi yoktur. Hepsinde uluslar arsı endekslerde 90’dan daha kötü durumdayız. Yani Türkiye’de demokrasi var diyenler kesin yalancıdır. Bu ülkede başkanlık yolunu açmak DİKTATÖRLÜK kurmak demektir. Buna aklı başında, dürüst, bilgi sahibi hiçbir ülkücü evet diyemez. Derse ya çok cahil veya kötü niyetlidir.
EVET 2 KASIM 2015 GÜNÜ UYANDIM! UYANMAYA DEVAM EDİYORUM.
BEN 74 YAŞIMDA BİR ÜLKÜCÜ OLARAK MHP’DEN ÜMİDİMİ TAMAMEN KESTİM!!!
ELEŞTİRİ SERBESTTİR. BENİ TEKZİP ETMENİZİ BEKLERİM. TEK YANLIŞIM VARSA ELEŞTİRİLERİNİZ MANTIK VE SAMİMİYET İÇİNDE YAPMAK KAYDI İLE DİKKATE ALMAYA HAZIRIM!!!
Saygılarımla.
Prof.Dr.Mustafa Özdemir