Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı halklara sağladığı himaye tarih boyunca tartışılırken, Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Tekin son yazısında dikkat çekici bir paralellik kuruyor: Yahudiler ve Gagauzlar… Tekin, İsrail’in binlerce yıl sonra Filistin’de devlet kurma mücadelesinde en büyük desteği Osmanlı’dan gördüğünü, benzer şekilde Gagauzların da yüzyıllar boyunca kimliklerini koruyarak bugün Moldova’da yarı bağımsız bir statüye kavuştuğunu hatırlatıyor.
Doğuya mı, Batıya mı?
Tekin yazısında, Anadolu’nun fethinden sonra Türklerin neden daha çok Batı’ya yöneldiğini sorguluyor ve bu tercihin ardındaki tarihsel, toplumsal ve dinî dinamikleri tartışıyor. Osmanlı döneminde Doğu’da da önemli seferler gerçekleştiğini, I. Selim’in (Yavuz Sultan Selim) Çaldıran’da Şah İsmail’i mağlup etmesini ve Safevîler’le mücadeleyi hatırlatıyor. İki Türk hükümdarının hem savaşçı hem şair yönleriyle de öne çıktığına dikkat çeken Tekin, Şah İsmail’in Türkçe, I. Selim’in ise Farsça şiirler kaleme aldığını vurguluyor.
Kimlik ve Koruma: Yahudiler mi, Gagauzlar mı?
Yazar, Osmanlı’nın Yahudilere kol kanat gerdiğini fakat Gagauz Türkleri için aynı ölçüde bir koruma sağlayıp sağlayamadığımızı sorguluyor. Hristiyan Türk topluluğu olan Gagauzların, dil ve kimliklerini uzun süre koruduğunu, hatta Enver Paşa’nın köklerinin de bu topluluğa dayandığını belirtiyor. Tekin ayrıca, Hamdullah Suphi Tanrıöver’in Gagauzlar için yaptığı katkılara ve eğitimdeki desteklerine de özel bir bölüm ayırıyor.
Göçler ve Unutulan Kimlikler
Balkanlarda kaynayan ortamda milyonlarca Türk’ün Anadolu’ya göç ettiğini, Cumhuriyet döneminde de göçlerin devam ettiğini hatırlatan Tekin, Gagauzlar başta olmak üzere Balkan Türk topluluklarının zaman içinde kimlik mücadelesi verdiğini dile getiriyor. Yahudilerin ve Gagauzların tarihsel varlığı üzerinden “sevgi” ve “nefret” kavramlarını da tartışmaya açıyor.
Daha fazlası için Arslan Tekin’in orijinal makalesine buradan ulaşabilirsiniz.