Üç büyük Türk şâirini birlikte ve rahmetle anıyoruz.Farklı yıllarda yaşamalarına rağmen, Ali Şir Nevâî 3 Ocak'ta, Süleyman Nazif 4 Ocak'ta ve Arif Nihat Asya 5 Ocak'ta vefât etmişti.
Ali Şir Nevâî Kimdir?
Zihinleri aynı, gönülleri bir, bu üç büyük Türk şârinin birincisi olan Ali Şir Nevâî, 1441'de Herat'ta doğdu. Öğrenimini, Meşhed, Semerkant gibi ilim merkezlerinde yaptı. Çocukluk arkadaşı Hüseyin Baykara'nın Horasan Sultanı olmasıyla, onun hizmetine girdi ve ölünceye kadar onunla birlikte bulundu. Arapça ve Farsça'yı bu dillerin edebî derinliğine inecek derecede mükemmel biliyordu. Türkçe'nin bu dillerden daha mükemmel olduğunu düşünüyordu. Ali Şir Nevâî, şâirliğinin yanında önemli bir fikir adamı ve Türkçe sevdâlısıdır. 1498'de yazdığı Muhakemeü'l Lugateyn/İki Dilin Mukayesesi adlı eserinde Türkçe'nin üstünlüğünü ve güzelliğini anlatır. 3 Ocak 1501 tarihinde vefât ;etmiştir. 517. ölüm yılında, O'nu, rahmetle anıyoruz.Süleyman Nazif Kimdir?
Süleyman Nazif, 1870'de Diyarbakır'da doğdu. Tarihçi Sait Paşa'nın oğludur. Arapça, Farsça ve Fransızca biliyordu. Diyarbakır İl Meclisi'nde görev yaptı. Meşrutiyet'in ilânından sonra (1908) İstanbul'da, Ebüzziya Tevfik'le Tasvir-i Efkâr Gazetesi'ni çıkardı. Basra, Kastamonu, Trabzon, Musul ve Bağdat valiliklerinde bulundu.İstanbul'un, İtilâf Devletlerince işgalinin (23 Kasım 1918) ertesi günü Hadisât Gazetesi'nde yayınladığı Bir Kara Gün adlı yazısıyla en sert tepkiyi ortaya koyan oldu. Fransız komutanın, alçak bir edayla Türk pâyitahtına girişini ve onu alkışlayan yerli gayrimüslimlerin alkışlarını içine sindiremeyen Süleyman Nazif, Bir Kara Gün başlıklı yazısıyla tarihe ibretlik bir not düşmüştür.İngiliz işgalcileri tarafından Malta'ya sürüldü. 20 ay sürgünde kaldı. Dönüşünde, 4 Ocak 1927'de İstanbul'da, zatürreden vefât eti. Edirnekapı mezarlığındadır. Çok sayıda şiir ve nesir yazıları bulunan Süleyman Nazif'i rahmetle anıyoruz...;Eserlerinden bâzıları: Mâlumu İlâm, Namık Kemal, Gizli Figanlar, Mehmet Âkif, Malta Geceleri, Fuzulî, Batarya İle Ateş9 Şubat 1919,Hadisât Gazetesi'nde, Süleyman Nazif'in Bir Kara Gün başlıklı yazısı:"Fransız generalinin dün şehrimize vürûdu/gelmesi münâsebetiyle bir kısım vatandaşlarımız tarafından icra olunan nümayiş, Türk'ün ve İslâm'ın kalbinde ve tarihinde müebbeden kanayacak bir ceriha açtı. Aradan asırlar geçse ve bugünkü hüzün ve idbârımız şevk ve ikbale münkalib olsa yine bu acıyı hissedecek ve bu hüzün ve teessürü evlad ve ahfâdımıza nesilden nesile ağlayacak bir miras terk edeceğiz.Almanya orduları 1871 senesinde Paris'e dahil olarak, -Büyük Napolyon'un neşide-i mütehaccire-i muzafferiyâtı olan- tâk-ı zafer altından geçerlerken bile Fransızlar bizim kadar hakaret görmemişti. Ve bizim dün sabah saat dokuzdan on bire kadar hissettiğimiz ye’s ve azabı duymamıştı. Çünkü (Fransız) nâmını taşıyan her ferd, çünkü yalnız Hristiyanlar değil, Yahudi Fransızlarla Cezayirli Müslümanlar, o matem-i milli karşısında aynı telehhüf ve hicab ile ağlamış ve kızarmışlardı.Biz ise mevcudiyet-i milliyye ve lisâniyelerini bizim âlîcenabımıza medyûn olan bir kısım halkın hay-huy şemâtetiyle mâtem-i muazzezimize en acı hakaretlerin birer tokat şeklinde atıldığını gördük.(Buna müstehak değildik) diyemeyiz.Müstehak olmasaydık, bu felakete düçâr olmazdık. Her milletin sahâif-i hayatında birçok ikbal ve idbâr sahîfeleri vardır. Fransa Kralı Birinci Fransuva'yı(Şarlken)'in mahbesinden kurtarmış ve koca Viyana şehrini kerrât ile sarmış bir ümmetin defter-i mukadderâtında böyle bir satr-ı elîmde mestûrimiş. Her hal muhavveldir.Araplar’ın güzel bir sözü var:"Isbır feinne’d-dehre lâyesbır" (Sen sabret, çünkü zaman sabretmez) derler."Türk şiirinde "BAYRAK ŞÂİRİ" diye anılan ÂRİF NİHAT ASYA, 7 Şubat 1904'te Çatalca/İstanbul'da doğdu. 1927 yılında İstanbul Darülmuallimin(Yüksek Öğretmen Okulu) Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Uzun süre edebiyat öğretmenliği yaptı. 1950-1954 arasında Seyhan (Adana)Milletvekili oldu. Yeni İstanbul ve Babıali'de Sabah Gazeteleri'ndesiyâsî ve edebî yazılara imza attı.Cumhuriyet Dönemi Milliyetçi şiirimizin öncülerindendir. Şiirlerindeki hâkim unsur, Anadolu ve Türk dünyâsıdır.;Serbest, hece ve aruz vezniyle şiirler yazdı. 5 Ocak 1975 tarihinde Ankara'da vefât etti.Şiir kitapları: Heykeltraş, Yastığımın Rüyası, Âyetler, Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor, Kubbe-i Hadra, Rubaiyyat-ı Ârif, Kökler ve Dallar, Kıbrıs Rübâileri, Emzikler, Duâlar ve Âminler, Kova Burcu, Aynalarda Kalan, Avrupa'dan Rübâiler. Deneme kitapları: Kanatlar ve Gagalar, Enikli Kapı.ONLAR -Orhan Şaik Gökyay'a-Nerde kaldı o çağlar kiAnalar kurt doğururdu,Hilkat, insan çamurunuDestanlarla yoğururdu?Nerde o yiğitler ki gürSesleri ülkeyi bürür"Yürü" dese dağlar yürür"Dur" dese dağlar dururdu?*Yurda, baş dedikleri birAğır adakla geldilerve şu bayraksız dünyayaBayrakla geldiler.*Kopardılar ayı göktenBir ipek dala astılarYurt dediler, gölgesineAyaklarını bastılar.*Onlardan kaldı bu toprakBiz gezip tozmayalım mı?Yabanlar kıskanır diyeDestan da yazmayalım mı?*Benim, dedemle yanyanaYazılı kalacak adım.Yıldızların söneceğiGüne yıldızlar sakladım.ÂRİF NİHAT ASYA