Elinizi vicdanınıza koyun düşünün.
Düşünün bir kere!
Şu an içinde bulunduğunuz âlemden çıkın, gözlerinizi kapatın o bukalemun mantığınızı kaldırın ortadan.
Bir an ışınlanın. Kendinizi bulunduğunuz yerde yok sayın…
Düşünün bir kere!
Müslümanlar için önemli bir gündesiniz. İnsanların birbirleriyle tokalaştığı, küslerin barıştığı, çocukların gülüştüğü ve oyunlar oynadığı yeni elbiselerinizi giydiğiniz bir gündesiniz.
Tatlıların, böreklerin, envai çeşit ikramların sofranızı süslediği bir güzelliğin tam ortasındasınız.
Unutun bunları.
Yok farz edin bütün bunları…
Düşünün bir kere!
Gökyüzünü kapkara dumanlar sarmış.
Nereden mermi gelecek, nereden bomba düşecek bilmiyorsunuz.
Çoluk - çocuğunuz bacaklarınıza sarılıyor…
Anne-baba çığlıkları silah ve bomba seslerine karışmış.
Gözlerinizin önünde insanları kurşuna diziyorlar. Gökten yağan bombalar kolunuzu-kanadınızı kırıyor. Çığlıklar bitmek tükenmek bilmiyor.
Düşünün bir kere!
Açlık bir taraftan susuzluk bir taraftan…
Perma-perişan vaziyettesiniz.
Eviniz-ocağınız yok olmuş.
Ayaklarınızda ayakkabı, üstünüze giyebileceğiniz bir elbise bile yok.
Düşünün bir kere!
Ya bayram arifesindesiniz ya da bayramdasınız.
Ne fark eder.
Can pazarındasınız…
Eşiniz gözleriniz önünde katledilirken, çocuklarınız yaralanıyor veya öldürülüyorken.
Düşünün bir kere!
Ve artık uyanın uykularınızdan.
Kendinize gelin!
Ya siz olsaydınız, ne yapardınız !
Ya bayram arifesindesiniz ya da bayram…
Her şeye rağmen İyi bayramlar...