Türkiye'nin kişi başına düşen toplam yenilenebilir su miktarı bir çok ekonomi devi ülkeyi geride bıraksa da uzmanlar Türkiye'nin gelecek yıllarda su kıtlığı tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği ikazını yaptı.
AA muhabirinin Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye, kişi başına düşen toplam yenilenebilir su miktarıyla Fransa, Danimarka, İtalya, Birleşik Krallık, Almanya, Belçika ve Polonya gibi OECD ülkelerinden daha iyi durumda... Türkiye, 3 bin 117 metreküple listenin 22. sırasında yer alırken, Fransa 2 bin 933 metreküple 24., Danimarka 2 bin 922 metreküple 25., İtalya 2 bin 892 metreküple 26., Birleşik Krallık 2 bin 579 metreküple 27. sırada bulunuyor. Listenin 29. sırasında 2 bin 295 metreküp'le Almanya yer alırken, 30. ve 31. sıralarda bin 791 metreküple Belçika ve bin 585 metreküple Polonya yer alıyor.
ORSAM Su Araştırmaları Programı Uzmanı Dr. Tuğba Evrim Maden ise konuyla ilgili "Su kaynakları yönetimi mevcut haliyle önlem alınmadan devam ederse ülkemizi önümüzdeki dönemlerde büyük boyutta su kıtlığı tehlikesi bekliyor" dedi.
Maden, iklim değişiminin artık inkar edilemediğini ve özellikle bu yıl, 1961 yılından bugüne kadar kaydedilen en kurak yıl olduğunu belirterek, "OECD rakamlarına karşın Türkiye su sıkıntısı çeken bir ülke. Kişi başına düşen su miktarının 2030 yılında bin 120 metreküp olacağı tahmin edilmektedir" ifadelerini kullandı.
Maden, şöyle devam etti:
"Türkiye için iklim değişimi öngörülerine göre, Türkiye genelinde sıcaklıkların 2,5 - 3,5 derece artması beklenirken, yağışların yüzde 25-35 oranında azalacağı tahmin edilmektedir. Buna karşın su kaynaklarının sektörel tahsisinde en büyük payı olan tarımda kullanılacak suyun yüzde 40 oranında artacağı öngörülmektedir. Su kaynakları yönetimi mevcut haliyle, önlem alınmadan devam ederse ülkemizi önümüzdeki dönemlerde büyük boyutta su kıtlığı tehlikesi beklemektedir. Kuraklık, su sıkıntısına neden olan nedenlerden biridir. Özellikle kar yağışının azalması su kaynaklarının beslenimi doğrudan etkilemektedir."
Yaşanması beklenen su sıkıntısına karşı önlem alınarak, planların yapılması gerektiğine işaret eden Maden, bu doğrultuda su arzı odaklı su yönetiminden ziyade su tasarrufu ve yöntemlerine odaklanılması uyarısında bulundu.
Maden, şehir şebekelerinde, kaynaktan evlere ulaşana kadar meydana gelen su kaybının büyük bir orana sahip olduğunu, eskimiş ve yıpranmış su şebekelerinin yenilenmesi veya tadilat yapılması gerektiğini belirterek, "Uzun dönemli, sürdürülebilir su kaynakları yönetimi, yeni iklim şartları göz önüne alınarak gerçekleştirilmelidir. Ayrıca, kullanıcılarda suyun tasarruflu kullanımına ilişkin farkındalık yaratmak için kamu spotları, projeler gerçekleştirilmelidir. Özellikle hedef kitlesi suyun doğrudan kullanıcısı olan kadınlar olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Ayrıca, atıksuyun yeniden kullanılması için mevcut çalışmalar olmasına karşın yeni projelerin gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Maden, yeraltı suyunun sadece Türkiye'de değil tüm dünyada özellikle de yarı kurak - kurak iklim kuşağı ülkelerinde bulunan ülkelerde yoğun bir şekilde kullanıldığını anımsattı.
Maden, yeraltı sularının kullanımın çok sıkı bir denetime tabi olması gerektiğini vurgulayarak, "Yer altı suyunun yoğun ve kontrolsüz kullanımı, kuyuları kurutmakta ve çevre yüzey sularının, göllerin kurumasına neden olmaktadır" dedi.