Eğitimi için geldiği İtalya’da kariyerini başarılı şekilde sürdüren Türk soprano Simge Büyükedes, Roma’nın ünlü Caracalla Hamamları’nda başrolde sahneye çıkmaya hazırlanıyor.
Tarih kitaplarında Roma İmparatorluğu’nun zalim ve kanlı imparatorlarından biri olarak geçen Caracalla’nın, büyük tezat oluşturmasına rağmen adını taşıyan hamamlarda, yaz aylarında Roma’nın opera ve müzikal temsilleri yapılıyor.
Roma’nın ünlü Teatro Dell’Operası 1937 yılının Ağustos ayından beri Caracalla hamamının kalıntıları arasındaki tarihi atmosferde Romalıları ve dünyanın en eski kentlerinden birini ziyarete gelenleri, açık havada lirik opera keyfinin doruklarına çıkarıyor.
Yaz aylarında gelenek halini alan Caracalla Hamamları'ndaki opera şenliği bu yıl Fransız besteci Georges Bizet’in dört perdelik eseri “Carmen” ile açılışını yaparken, şimdilerde ise başarılı bir Türk sopranonun da kadrosunda bulunduğu, librettosunu Luigi Illica ve Giuseppe Giacosa’nın yazdığı, müziklerini ünlü İtalyan besteci Giacomo Puccini’nin bestelediği dört perdelik “La Boheme” ile devam ediyor.
Yönetmenliğini Daniele Rustioni’nin yaptığı, orkestra şefliğini Roberto Gabbiani’nin üstlendiği, terzi Mimi ile şair Rodolfo’nun aşkını konu edinen eserde başroldeki “Mimi” karakterini İtalyan soprano Carmela Remigio ile dönüşümlü olarak canlandırmaya hazırlanan Türkiye’nin İtalya’daki yeni nesil opera temsilcilerinden Simge Büyükedes, temsil öncesi, hazırlıklarını ve kariyerindeki dönüm noktalarını AA muhabirine anlattı.
Küçükken şarkı söylemeyi sevdiğini gören müzisyen babasının “Kızım git eğitimini al öyle bir yere gel ki herkese sana saygı duysun” nasihatini dikkate alarak 2007 yılında geldiği operanın anayurdu İtalya'da kariyerine başarılı şekilde devam eden Büyükedes, İtalya'da açık havada opera denilince akla gelen en ünlü iki yerden biri olan Roma'da opera söyleyecek olmaktan dolayı mutlu.
Dünyaca ünlü Verona Arenası başta olmak üzere Trapani, Ascoli gibi kentlerde açık havada daha önce çalıştığını anlatan başarılı soprano, şunları kaydetti:
“Açık havada çok opera söyledim, dolayısıyla bu benim ilk deneyimim sayılmaz ama Caracalla Hamamları’nda ilk kez olacak. Burada olmak çok güzel. Burada insan kendini çok mutlu hissediyor çünkü çok güzel bir atmosfer var. Çalıştığımız insanlar, orkestra şefi, rejisör çok iyi. İşlerini çok iyi bilen insanlar. Ben bir Türk olarak burada bulunmaktan gurur duyuyorum gerçekten. Çalışan arkadaşlarımın, yönetimdekilerin sevgisini görmek büyük bir mutluluk.”
Caracalla’da seyircileri ne tür bir La Boheme'in beklediği sorusu üzerine Büyükedes, “Seyircilerin üzerine kar yağdırmayı düşünüyorlar. Eserin içeriği, duyguları yansıtış biçimi klasik. Mesela ikinci perdede koroyu kullanış biçimi değişik. Yönetmenimiz, modern operalar olabileceğini ama La Boheme’in şu anki zamana uydurulamayacağını söyledi. Tabii her şey zamanında güzel. Dekor enteresan, arka planda büyük ressamların tabloları var. Çünkü Marcello’nun atölyesi olarak alıyor sahneyi. O yüzden ressamların tablolarını kullanmayı tercih etmiş” dedi.
La Boheme'de canlandıracağı “Mimi” karakteriyle benzer ya da farklı yanları olup olmadığı sorusuna Büyükedes, “Mimi normal bir kadın. Hayatını yaşayan, çok büyük bir geçim imkanı olmayan ama çok büyük hayalleri olan, hissiyatı yüksek olan bir kadın. Dolayısıyla Mimi ile aramda benzerlikler var. Karakterde zorluk çekmiyorum o açıdan” yanıtını verdi.
İtalya gibi operanın anayurdu olan bir ülkede 7 senede bugün geldiği noktanın kayda değerliğinin anımsatılması üzerine Simge Büyükedes, şansının yaver gittiğini ifade ederek “Benim burada olmam çok büyük bir şans meselesi. Daha doğrusu kadere inanmak lazım. Ben elimden geleni yaptım çalışmak için ama her şey birbirini takip etti. Beni buraya bir güç getirdi” ifadesini kullandı.
- Leyla Gencer’in katkısı
İtalya’da 2006 yılında “Türk Diva” olarak bilinen merhum sanatçı Leyla Gencer’in jüride yer aldığı yarışmada arkadaşı mezzosoprano Asude Karayavuz ile finale kaldığını anlatan Türk soprano, “(Gencer) Orada, bizi Gürer Aykal’a emanet etti ama biz daha konservatuvar 3. sınıftaydık. Finale kaldık ikimiz. Bizi emanet etti Aykal’a ve biz böylece konserler yapmaya başladık orkestrayla sağ olsun. Daha sonra akademinin sınavına davet ettiler. 250 kişi arasından ilk 10’a girdik. Teatro alla Scala’nın akademisinde. Gencer’in son zamanlarıydı onunla bir yıl çalıştık orada” diye konuştu.
Büyükedes, Leyla Gencer’e benzetiliyor oluşu konusunda ise bunun, Türk olmalarından kaynaklanıyor olabileceğini dile getirerek “Bizim kanımızda olan bir şey. Daha sonra beni dinleyenler, nedense şarkıya dökme biçimimizi benzetiyorlar ama sesimiz benziyor mu onun değerlendirmesini yapamam” dedi.
- Muti ile çalışmak
Kariyerinde bugüne kadar İspanyol tenor Jose Carreras ile aynı sahneyi paylaşmasının yanı sıra İtalyanların dünyaca ünlü orkestra şefi Riccardo Muti ile de çok defa birlikte çalışma fırsatı yakalayan ve böylesine önemli biriyle çalışmanın nasıl olduğu sorulan Büyükedes, “Muti ile çalışmak çok keyifli. Çok şey öğreniyorsunuz. Dipsiz bir kuyu gibi. Her şeyi biliyor. O kadar çok şey aktarıyor ki size o bilgilerin arasında kayboluyorsunuz. Onunla birlikte şimdiye kadar hep ikinci roller söyledim” yanıtını verdi.
Simge Büyükedes, “Tesadüfen karşılaştık” dediği Muti ile karşılaşmalarının hikayesini ise şöyle anlattı:
"Kariyerimin başındaydım. Tesadüfen karşılaştık ve bunu söyler misin diye teklif getirdi ve o öyle devam etti. Çünkü Muti’ye hayır diyemiyoruz. Demek istemiyorum küçük rol söylerken de çok şey öğreniyorsunuz. Diğer insanların yaptıklarını takip ediyorsunuz. Chicago’da bir fırsat oldu. Lady Macbeth için yedek arıyorlardı. Acil bir durum oldu. Orada bana sordu ve ben de biliyordum. Oradan sonra dedi ki seninle önemli şeyler yapmamız lazım. Şimdi de Aida…"
Carreras ve Muti gibi isimlerle ilerleyen günlerde ve aylarda da beraber sahne alacağı bilgisini veren Büyükedes, gelecek ocak ayının sonunda İstanbul’da La Boheme’de rol alacağını, birkaç gün içinde İsveç’te Jose Carreras ile sahneye çıkacağını ve Muti ile Aida’da da çalışma imkanının olacağını kaydetti.
- Türk operasının durumu
Türk operasına dışarıdan bakıldığında nasıl göründüğü sorusu üzerine Büyükedes, “Türk operasının durumunu çok umut verici buluyorum. İnşallah da çok daha ileriye gider. Birtakım sorunlar var. Hepimiz biliyoruz. Birtakım yasa tasarıları vs. Bu sanat dalının insanların hizmetine dair olduğunu kabul ederler. İnsanlara, kötülük değil iyilik getiren bir şey. Umarım bunu anlarlar. Yapılan işler gayet kaliteli. Orada çalışan arkadaşlarım gayet başarılı. Çok parlak buluyorum” ifadesini kullandı.
Simge Büyükedes’in başrolünü paylaştığı “La Boheme”in prömiyeri 14 Temmuz’da yapılırken, Türk soprano bu temsilde ilk kez yarın sahne alacak.