Bu kaçıncı bayram sabahı yetim bir şehir?
İnsanlık öksüz, merhamet suskun…
Kaçıncı savaş gölgesi düştü yine bayram sofralarına, kaçıncı bayram sabahı ezan sesiyle değil bomba sesiyle uyandı çocuklar, bilemiyorum.
Kurban Bayramı…
Adanmışlığın, teslimiyetin, Hz. İbrahim’in Ya Rabbi deyişinde saklı yüce bir anlamın adı.
Allah’a yaklaşmanın, şükrün, paylaşmanın bayramı.
Yoksulu gözetmenin, muhtacı unutmamanın vaktidir Kurban Bayramı Ama şimdi öyle bir çağda yaşıyoruz ki , kurbanlar kuzular değil, her gün birer birer toprağa düşen masum canlar…
Bir yanımız bayram... Öyle ya, takvimde bayram yazıyor, dilimizde dualar, ellerimizde şeker paketleri.
Fakat öteki yanımız paramparça.
Aylardır süren katliamların ağrısı bir bıçak gibi saplanıyor sol yanımıza.
Her şehit haberi bir annenin yüreğine düşen kor, her feryat bizim de sessizliğimize yazılıyor. Sanki hep eksiğiz... Bayram sabahı çalan kapılarda eksik ayak sesleri, sofralarda boş tabaklar, dualarda isimsiz yetimler var.
Kimsesiz çocuklar...
Kudüs sokaklarında ayakkabısız koşan çocuklar… Ne bayramlıkları var ne bayram harçlıkları. Onların bayramı, bir gün daha hayatta kalmak. Onların sevinci, bir ekmek parçası, bir damla su. Bombardıman altında yaşamanın ne demek olduğunu anlamıyoruz belki, ama görmezden gelmek ne büyük bir kayıptır, işte onu iyi biliyoruz.
Bayram bir vuslattır aslında… Sevdiklerine kavuşmak, bir araya gelmek, helalleşmek… Ama Kudüs’te vuslat, çoğu kez bir mezar taşıyla buluşmak demek. Evlatlarını toprağa veren annelerin gözyaşlarıyla yıkanıyor sokaklar. Biz burada ne zaman
Bayramınız mübarek olsun desek, içimizde bir burukluk, dilimizde bir utanç oluyor artık.
Ne çabuk unuttuk huzurlu bayramları?
Ne zaman unuttuk bayram sabahı annemizin hazırladığı o şen kahvaltı sofralarını? Ne zaman gözümüzü başka yöne çevirdik...
Kardeşlik, ümmet bilinci, merhamet, adalet… Bunlar sadece bayram hutbelerinde anılacak kelimeler değil. Kudüs’ün feryadını duymak, yalnızca bir siyasi duruş değil, insanlık borcudur. Hakkın ve hakikatin yanında durmak, yalnızca iman değil, vicdan meselesidir.
Ey bayram sabahı, mahzun ve mahcup doğuyorsun bu sene. Çünkü mazlumun gözyaşıyla ıslanmış secdelerimiz. Çünkü kurban eti pişerken tencerelerde, Kudüs’te kokusu bile yok bayramın...
Ve biz, bu bayram da eksik kutlayacağız sevincimizi. Çünkü bilmek, duymak, hissetmek yetmez susmak da bir ortaklık bu zulme.
Unutma Sessizlik de bir dildir.
Ama zalimin hoşuna giden türden.
Ve Yine de Umut Var…
Kudüs ağlıyor, evet. Filistinli çocuklar, dünyanın sessizliğine gözyaşıyla cevap veriyor. Lakin umut da orada, o gözyaşlarının içinde saklı. Her yıkıntının arasından filizlenen bir direniş var. Her yetimin duasında, her annenin sabrında, her babanın vakarında saklı bir Kudüs var hâlâ dimdik ayakta.
Zulüm ne kadar büyük olursa olsun, umut daha büyüktür. Çünkü Allah, mazlumun yanındadır. Çünkü Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur. Çünkü iman varsa, imkân da vardır.
Bizim görevimiz dua ile, farkındalıkla, yazıyla, eylemle, susmayarak bu umut çiçeğini yeşertmek. Belki bu bayram sevinç eksik ama biz eksik olmayalım Kudüs’ün dualarında. Bayramın maneviyatı, paylaşmakta ve kardeşlikte saklıysa, Kudüs’ü paylaşmak da imanımızın bir parçasıdır.
O hâlde başımız dik, kalbimiz açık, ellerimiz duada olsun…
Bugün değilse ne zaman?
Biz sustukça zalim konuşuyor.
Ama biz konuştukça Kudüs susmuyor.
Bayramınız Bayram Ola!
Ey gönlü mahzun kardeşim,
Senin yüreğindeki her sızıya ortak, her duana âmin olan bir kalp var burada…
Bayram, sadece takvimdeki bir tarih değil bir uyanıştır, bir diriliştir, bir teslimiyettir.
Gelin, bu bayram vesilesiyle içimizi arındıralım, dilimizi hayra açalım, gönlümüzü mazluma seferber edelim.
Unutmayalım ki, bir çocuğun tebessümünde gizlidir gerçek bayram… Ve o tebessüm Kudüs’ün karanlık sokaklarında yeniden doğsun diye biz burada susmayalım, unutturmayalım.
Zulmü durduracak yürekleri ayağa kaldır, sükûtu bozacak sesleri cesaretle konuştur.
Bu bayram, yalnızca soframıza değil, Kudüs’ün yaralı kalbine de dokunsun.
Bizi yalnızca etle, şekerle değil , rahmetinle bayram ettir.
Ve bizleri mazlumun duasına dâhil olanlardan eyle…
Ve unutmayalım, Rabbimiz vaadinde sadıktır. Kudüs’ün yeniden özgürlüğe kavuşacağı o kutlu günler uzak değildir.
Bayramınız, gerçekten bayram olsun.
Gönlünüzde gül açılsın, yüreğinizde Kudüs’ün selâmı yankılansın…
Yolunuz gül renginde, gül kokusunda olsun her daim…
Kıymetli hocam iyiki varsınız Allah sizden razı olsun