Saygı Ortak Paydasında Buluşmak
Sen mutsuz olabilirsin. Dinin, ırkın, rengin, hatta lisanın benimle zıt kutuplarda olabilir. Fakat seni insan olarak kabul ettiğim sürece, senden sadece bir şey beklerim Saygı.!!
İnsanlar farklıdır. İnançları, düşünceleri, yaşama biçimleri, acı eşiği, sevme şekilleri, hayata bakışı...
Fakat farklılık, düşmanlık sebebi değildir.
Farklı olmak, karşılıklı saygı ile bir zenginliğe dönüşür.
Aksi hâlde bir toplum değil, bir karmaşa oluruz.
Bulaşıcı Mutsuzluk ve Duygusal Saldırı
Mutsuzluk kişisel gibi görünse de bulaşıcıdır. İçinde taşıdığın öfke, karamsarlık, huzursuzluk yalnızca seni değil, seni göreni, duyanı, yolunu keseni de etkiler.
Senin mutsuz bakışların, huzursuzluğun, hayata karşı tutumun beni dibe çekiyor ve sen buna saygı duymuyorsun. Aksine, bunun anlaşılmasını bekliyor, hatta saygı talep ediyorsun.
Oysa mutsuzluğunu yönetememek, başkalarına yöneltilmiş bir saldırıya dönüşmemelidir.
Ne yaşarsan yaşa, onu başkasının omzuna yükleyemezsin.
Nefretin ve Haklılığın Kibrine Dair
Nefretle attığın her çığlık insanlığa zulümdür.
Kimsin?
Nesin?
Hangi hakla bir insana gerek sözle gerek eylemle saldırma cüretini kendinde buluyorsun?
Fikren ya da zihnen haklı olduğun bir konuda, bir başkasının sana benzeme isteğini "asalet" ya da "bilgelik" sanamazsın.
Bu, insanlığı yok eden bir saygısızlıktır ve bu saygısızlığa isim koymak gerekirse Aptallık...
Haklılık, insanı yüceltmez, kibirle birleştiğinde tam tersine çökertir. Hakkı savunmak başka, onun üzerinden hüküm vermek başkadır.
Toplumsal Yorgunluk ve Gündelik Hoyratlık
Bugün şehirler mutsuz, sokaklar öfkeli, yüzler asık.
Selamdan kaçınan, göz temasından korkan, tebessümü lüks sayan bir kalabalığın içindeyiz.
Sanki herkesin içi taşmış, ama kimse kendi taşkınını toplamak istemiyor.
Bir kişi ne kadar mutsuzsa, o kadar gürültülüdür.
Çünkü iç huzuru olan insan, sessizliğiyle bile saygı sunar. Ama bu çağ, suskunları değil bağıranları ödüllendiriyor.
Empati Yerine Dayatma Nereye Gidiyoruz?
Farklılıkla karşılaşan herkes, ya küçümsüyor ya da dönüştürmeye çalışıyor.
Oysa gerçek asalet, benzemek değil , benzeyemediğini anlamaya çalışmaktır.
İnsanlar benzemek zorunda değildir. Benzeşmeden bir arada yaşayabilmek, toplumun en kıymetli erdemidir.
Fikrin olabilir, düşüncen olabilir, inancın, doğrun, hayat tarzın...
Fakat hiçbirinin başkasının alanını taciz etmeye hakkı yoktur.
Çünkü senin düşüncen kutsalsa, bir başkasının da varlığı kutsaldır.
Yormadan Yaşamak Mümkün
Her insanın bir yükü var. Ama kimsenin yükü bir başkasının ruhunu ezmeye yetecek kadar meşru değildir.
Saygı, sevgiden önce gelir. Zira sevmek gönül işidir ama saygı göstermek bir insanlık borcudur.
Belki bu dünyayı hemen değiştiremeyiz ama birbirimizi yormamayı öğrenebiliriz.
İnsan gibi kalmak hâlâ mümkünse, bu mümkünlük saygıyla başlar.
Sözün haklı olabilir ama üslubun insan kalmalı...
Yolunuz gül renginde, gül kokusunda olsun her daim...
Kıymetli Amine hocam fevkalade güzel ve önemli bir hususu kaleme aldınız teşekkürler okuduk nasiplendik Elhamdülillah iyiki varsınız
İnsanın insan olmasına dair çok güzel ve anlamlı bir yazı olmuş hocam kaleminize sağlık
Tebrikler kıymetli hocam, yine önemli bir meseleye parmak basmışsınız...????????????