Bir bayram düşünün ki adı “işçinin”, ama tatili başkalarının... Bayramın adı var ama anlamı yok ortada. Bankalar kapalı, memurlar evde, öğrenciler uykuda. Ama işçi işinin başında.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, takvimlerde “resmî tatil” olarak yer alsa da, bu günün asıl sahibi olan işçiler için hâlâ çalışmak zorunda oldukları sıradan gündür.
Türkiye’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre yaklaşık 15 milyon işçi kayıtlı olarak çalışmaktadır. Bu işçilerin önemli bir bölümü özel sektörde yer almakta ve asgari ücret düzeyinde ya da ona yakın ücretlerle geçim mücadelesi vermektedir. 1 Mayıs’ın resmî tatil olmasına rağmen, özel sektörde çalışan pek çok işçi o gün çalışmaya devam eder. Üstelik çoğu zaman fazla mesai ücreti ödenmeden…
Bu tablo, sistematik bir hak ihlalini ortaya koymaktadır. Patronlar, “Bugün senin bayramın, biraz daha çalış” diyerek işçiye ekstra yük bindirebilmekte; işçiler de işlerini kaybetmemek uğruna sesini çıkaramamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, resmî tatillerde çalıştırılan işçilere fazladan ücret ödenmesi zorunludur. Fakat bu hüküm çoğu yerde ya yok sayılmakta ya da işçiye “izin alırsan maaşından keseriz” baskısıyla uygulanmamaktadır.
Öte yandan sosyal medyada bolca karşılaştığımız “emek kutsaldır” temalı paylaşımlar da bu çelişkinin bir parçasıdır. Gerçek emekçilerin alın teri henüz kurumadan “kutlu olsun” mesajları paylaşmak, ne yazık ki günü kurtarmaya yönelik bir gösteriden öteye geçememektedir.
Bir bayramın bayram olabilmesi için, o günün öznesinin gerçekten bayram yapabilmesi gerekir. 1 Mayıs, yalnızca tatil yapanların değil; sırtında yük taşıyanın, elleri nasır tutanın, gün yüzü görmeden çalışanların da bayramı olmalıdır. Emekçilerin sadece adı anılmamalı; hakları korunmalı, ücretleri ödenmeli, çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
“İşçinin bayramı kutlu olsun” demek kolaydır; önemli olan o işçinin gerçekten kutlanacak bir bayrama kavuşmasını sağlamaktır. Çünkü gerçek bayram, işçinin kendini değerli hissettiği gündür.
Yoksa bu tabloyla 1 Mayıs, işçiye bir tatilden çok, ‘’eziyet günü’’ olarak görünmeye devam edecektir.