Yılın o vakti geldi yine…
Doğanın uyanışıyla birlikte insan ruhunda da yeşeren umutların sembolüdür Hıdırellez. Anadolu, Balkanlar, Orta Asya ve Orta Doğu coğrafyalarında yüzyıllardır kutlanan bu gelenek; yalnızca mevsimsel bir geçişi değil, aynı zamanda bereketi, sağlığı, barışı ve dileklerin kabulünü temsil eder. Toprağın filizlendiği, meyve ağaçlarının çiçeklerini sergilediği, kuzuların meleştiği, güneşin içimizi ısıttığı o mevsimdeyiz. Baharın tam ortası... Ve takvim 5 Mayıs’ı gösterdiğinde, Anadolu’nun dört bir yanında gül ağaçlarının altı dileklerle, dualarla ve umutlarla dolar.
Hıdırellez Nedir ve Kökeni Nereye Dayanır?
Rivayet odur ki, Hızır ve İlyas peygamberler yılın sadece bir günü buluşurlar: 6 Mayıs’ta. Biri karada, biri denizde darda kalana yetişir. Onların buluşması, bolluğun ve bereketin işaretidir. Bizler de bu kutsal buluşmanın hatırına dileklerimizi yazar, gül ağaçlarının altına saklarız. Belki bir ev, belki bir iş, belki bir bebek… Herkesin kalbi başka bir dilekle çarpar ama ortak olan şey; inançtır. İyi bir şeylerin olabileceğine duyulan inanç…
Hıdırellez, her yıl 5 Mayıs gecesi ile 6 Mayıs günü arasında kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Hızır Aleyhisselam ve İlyas Aleyhisselam’ın buluşması, bolluk, bereket ve şifanın simgesi olur. İşte bu özel güne “Hıdırellez” adı verilmiştir.
Kimi için bir çocukluk hatırası, kimi için bugüne dair temiz bir sayfa…
Hıdırellez, hepimizin ortak masalında bir duraktır. Bu gece siz de bir dilek bırakın gül dalına… Belki kabul olur.
Hıdırellez’in kökeni çok eskiye, İslamiyet öncesi Türk inançlarına ve Mezopotamya’dan Anadolu’ya uzanan doğa merkezli kutlamalara kadar gitmektedir. Baharın gelişi, doğanın uyanışı, hayvancılıkla ve tarımla uğraşan halklar için yaşamsal önem taşıdığı için bu dönem daima kutsanmış, çeşitli geleneksel törenlerle kutlanmıştır.
Hıdırellez’de Ne Yapılır ve Neden?
Hıdırellez öncesi, gecesi ve ertesi gün yapılan uygulamalardan bazıları şunlardır:
Evler baştan başa temizlenir; çünkü inanca göre temiz olmayan evlere Hızır uğramaz. Hıdırellez günü giymek üzere yeni elbiseler, ayakkabılar alınır. Eski eşyalar elden çıkarılır. Bu, hem fiziksel hem de ruhsal bir arınma olarak görülür. Baharın temizliğiyle birlikte ruhların da yenilendiğine inanılır.
İnsanlar dileklerini küçük kâğıtlara yazar ya da çizimlerle ifade ederek bir gül ağacının altına gömer. Gül, Hızır’ın sembolü kabul edilir. İnanca göre Hızır gece gül ağacının altından geçer ve dilekleri kabul eder.
Hıdırellez akşamı yakılan ateşin üzerinden üç kez atlamak, hastalık ve kötülüklerden arınmak anlamına gelir. Bu gelenek, “ateşten geçen kişi o yıl boyunca sağlık ve huzur bulur” inancına dayanır. Aynı uygulama Nevruz’da da görülür.
İnsanlar doğaya çıkar, piknik yapar, şarkılar söyler, oyunlar oynar. Bu buluşmalar, baharın neşesini paylaşmanın ve doğayla bütünleşmenin sembolik bir ifadesidir.
Yıllardır yaşadığım Samsun’un Alaçam ilçesinde Geyikkoşan Hıdırellez Şenlikleri ve Yağlı Pehlivan Güreşleri’nin tahminen 600 yıldır sürdüğü söylenir. Her yıl 6 Mayıs tarihinde Geyikkoşan mevkiinde halk bir araya gelir; koyun, kuzu ve büyükbaş hayvanlar kesilir. Bu hayvanlar, Geyik Baba’yı anmak adına yöresel yemek olan keşkekle birlikte yoksullara dağıtılır. Ata sporumuz olan güreşin yaşatılması amacıyla düzenlenen müsabakalarla şenlikler tamamlanır.
Kültürel Süreklilik ve Ortak Miras
Hıdırellez, bireysel umutların ve toplumsal coşkunun birleştiği nadir bayramlardan biridir. Yüzyıllardır süregelen bu gelenek, kuşaktan kuşağa aktarılan güçlü bir kültürel hafızanın ürünüdür. 2017 yılında UNESCO tarafından “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” olarak kabul edilmesi, bu yönüyle oldukça anlamlıdır.
Toplumların ortak belleğinde yer etmiş bu tür gelenekler, kimlik, aidiyet ve kültürel süreklilik açısından büyük önem taşır. Hıdırellez, modern yaşamın karmaşasında bile insanlara doğayla barış içinde yaşamanın, umutla geleceğe bakmanın kapısını aralar.
Zaman akıyor, çağlar değişiyor ama insanın umuda olan ihtiyacı hiç değişmiyor. Belki bir gül ağacının altına bırakılan dilek kâğıdıyla değil ama inançla, iyi niyetle ve sevgiyle yeşerecek çok şey var bu dünyada. Hıdırellez, işte tam da bu yüzden kıymetli… Geçmişten geleceğe uzanan bu kadim köprüde, siz de bir umut bırakın gül dalına… Belki dileğiniz tutmaz ama yüreğinizdeki bahar hep sürer.
Yüreğinizdeki baharın solmaması temennisiyle…