Tarih 26 Şubat 1992… Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında, Ermenistan’a bağlı askeri güçler tarafından 613 Azerbaycan Türkü hunharca katledildi.
Kadın, çocuk, yaşlı demeden yapılan bu insanlık suçu, hafızalardan asla silinmeyecek. Ancak bu vahşeti yalnızca bir tarihî olay olarak görmek, eksik bir bakış açısıdır. Hocalı, insanlığın vicdanında kapanmaz bir yara olarak duruyor.
Tarihin Tanıklığında Bir Soykırım
1828’de imzalanan Türkmençay Antlaşması ile Azerbaycan toprakları Çarlık Rusya’sının hâkimiyetine geçti ve Ermeniler bu kadim Türk yurduna kitlesel olarak yerleştirildi. O gün başlayan süreç, zaman içinde büyük trajedilere yol açtı.
Ermeni nüfusu artırılırken, Azerbaycan Türkleri anavatanlarından sürüldü. 1905 ve 1918 yıllarında yaşanan katliamlar, 1988’de "Türksüz Ermenistan" hedefi doğrultusunda zirveye ulaştı. Hocalı ise bu sürecin en acı noktası oldu.
Hocalı: Unutulmayan Gece
Ermenistan’a bağlı silahlı güçler, Sovyet 366. Motorize Alayı’nın desteğiyle Hocalı’yı kuşattığında orada binlerce masum sivil yaşıyordu.
Bir gecede 613 kişi acımasızca öldürüldü. 63’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i yaşlıydı. Sekiz aile tamamen yok edildi. 25 çocuk hem anne hem de babasını, 130 çocuk ebeveynlerinden birini kaybetti. Esir alınan 1.275 kişiden 150’sinden hâlâ haber alınamıyor. Bu, basit bir savaş suçu değil; sistematik bir soykırımdı.
Bu katliamın vahşeti yalnızca rakamlarla anlatılamaz. Ermeni yazar Zori Balayan’ın itirafları, nasıl bir insanlık dışı zulüm yapıldığını gösteriyor. Öldürülen çocukların bedenlerine işkence edildi, hamile kadınların karınları deşildi. Bu, tarihin en karanlık gecelerinden biridir.
Dünya Neden Sessiz?
Hocalı’daki vahşet, dünya medyasının gözleri önünde yaşandı. Ancak uluslararası toplum sessiz kaldı. Hatta, Ermenistan eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın itirafları bile durumu değiştirmedi: "Hocalı’dan önce Azerbaycan halkı, Ermenilerin sivil halka zarar vermeyeceğini düşünüyordu. Biz bu algıyı değiştirdik."
Bu sessizlik, yalnızca politik çıkarlarla açıklanamaz. Hocalı’nın anlatılması, sadece Azerbaycan’ın değil, tüm insanlığın ortak görevidir. Çünkü bugün sessiz kalınan her zulüm, yarının trajedilerine zemin hazırlar.
Hocalı: Sadece Azerbaycan’ın Değil, İnsanlığın Davasıdır
Hocalı, yalnızca Azerbaycan’ın değil, insanlığın davasıdır. Her yıl 26 Şubat’ta bu vahşeti anarken, yapılması gereken yalnızca hatırlamak değil, dünyaya duyurmaktır. Tarihi yalnızca kazananlar yazmamalıdır. Tarihi, gerçekler yazmalıdır.
Bizim görevimiz, Hocalı’nın unutulmasına izin vermemek. Gerçekleri her platformda dile getirmek ve dünya kamuoyuna sunmak. Çünkü adalet, ancak hakikat duyuldukça tecelli eder!