'Bu yaşta hâlâ yazıp mı okuyorsun? Başka işin yok mu? Gez, eğlen, hayatını yaşa...'
Tanıdık geldi mi bu cümle? Eminim birçoğumuzun kulağına zaman zaman fısıldanır hatta bazılarına bağırılır. Bir garip akıl verme furyasıdır gidiyor. Okuyanı sorgularlar, yazanı yargılarlar. Hele ki yaş biraz ilerlediyse, vay haline!
Sanki insanın ömrü yalnızca midede başlar, eğlence masasında biter. Sanki yaş almış biri kitap okursa gençlik suçuna teşebbüs eder gibi. Yazarsa da, 'boş işlerle uğraşıyor' damgasını yer anında.
Ben yazıyorum.
Çünkü birinin yazması gerek.
Birilerinin dünü anlatması, bugünü yorumlaması, yarına ışık tutması lazım.
Bu “boş iş” değil; bu, dolu dolu yaşamanın ta kendisi.
Hayat, yalnızca tatil fotoğraflarından ibaret değil akadaşlar.
Hayat, gezip eğlenmekle “tüketilmez”; tam tersine düşünerek, hissederek, iz bırakarak yaşanır.
Bakın, güzel yemekler yersiniz, güzel yerler görürsünüz ama yazmadıkça o gördüğünüz yer sizde kalmaz. Okumadıkça, yaşadıklarınızı anlamlandıramazsınız. Biri size fikrini anlatmazsa, sizinki yalnızca bir yankı olur.
Yazmak, dünyaya “Ben buradaydım” demenin en sessiz ama en güçlü yoludur.
Okumak, başkalarının ‘ben buradaydım’ izlerine saygı duymaktır.
Birilerinin yazdıkları sayesinde öğrendik hayatı. Birilerinin bıraktığı kitaplar, hatıralar, makaleler sayesinde yetiştik, düşündük, yanıldık, doğruyu aradık. Şimdi sıra bizde. Yazacağız. Çünkü kelimeler de tohumdur. Kimimiz bir çınar diker, kimimiz bir nane yaprağı… Ama ekeriz. Çünkü bize yakışan budur.
Bir de şu var: “Bu yaşta hâlâ yazıyor musun?”
Evet, yazıyorum. Hatta inadına yazıyorum. Gözüm daha az görüyor olabilir, ama kalemim hâlâ keskin.
Belki dizim ağrıyor ama zihnim hâlâ dans ediyor.
Ben hayatta olduğumu hissediyorum çünkü hâlâ bir fikrim var, bir derdim var.
Yani hâlâ bir işe yarıyorum. Hem de belki de en çok şimdi.
Gençlere bir şey bırakmak mı? Evet!
Onlara para değil, bellek bırakmak istiyorum.
Anlatmak istiyorum: Hayat sadece “takip edilmek” değil, iz bırakmaktır.
Ve inanın bana, bir insan ölene kadar bir işe yaramalı. Yaramazsa, hayatı Instagram hikâyelerinden ibaret sanır.
O yüzden bana "Gez, toz, bırak bu işleri" diyenler varsa onlara bir selam gönderip yazmaya devam ediyorum.
Çünkü kim bilir...
Belki bir gün o ‘boş iş’ dediğiniz yazı, bir gencin yolunu aydınlatır.
Belki de sizin torununuz, benim cümlelerimde kendini bulur.
Ne dersiniz?