26 Şubat 1992… Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde, insanlık tarihinin en büyük trajedilerinden biri yaşandı. Hocalı kasabası, Ermenistan’a bağlı silahlı güçler tarafından işgal edildi. Kadın, çocuk, yaşlı demeden masum insanlar hunharca katledildi. 613 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce insan sakat kaldı, binlercesi ise yurtlarından sürüldü. Bu yalnızca bir savaşın sonucu değildi; sistemli bir soykırım, bilinçli bir katliamdı. Hocalı, sadece Azerbaycan’ın değil, Türk milletinin de yüreğinde derin bir yara olarak kaldı.
Hocalı Katliamı, aslında bir gecede ortaya çıkan bir olay değildir. Yıllardır süregelen bir etnik temizlik planının kanlı bir halkasıdır.
19. yüzyıldan itibaren Azerbaycan topraklarında Ermeni nüfusu artırılmış, Osmanlı Devleti ve Azerbaycan’a karşı kinle yetiştirilen Ermeni çeteleri birçok bölgede katliamlar yapmıştır. 1905, 1918 ve 1988 yıllarında Azerbaycan Türklerine karşı saldırılar düzenlenmiş, binlerce insan canice öldürülmüştür.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla, Ermenistan, Azerbaycan topraklarını işgal etmeye başlamış ve Dağlık Karabağ’ı tamamen ele geçirmek için sinsi bir plan yürütmüştür. Hocalı, bu işgal sürecinin en acımasız ve insanlık dışı hamlesi olmuştur.
Şubat ayının dondurucu soğuğunda, Hocalı halkı etrafı sarılmış bir kasabada ölümle burun buruna kaldı. Ermeni güçleri, Sovyet destekli 366. Motorize Alayı ile birlikte, sivil halka karşı adeta bir vahşet sergiledi. Şehir ateş çemberine alındı, kaçmaya çalışanlar pusulara düşürüldü. Kadınlar ve çocuklar dahil yüzlerce insan hunharca katledildi, insanların cesetlerine bile işkence edildi. Gözleri oyulan, kafa derileri yüzülen, hamile kadınların karnı deşilen masumlar, insanlık dışı vahşetin kurbanı oldu.
Katliamın bilançosu korkunçtu: 613 kişi öldürüldü, 487 kişi ağır yaralandı, 1275 kişi esir alındı. Kaçırılan kadın ve çocuklardan birçoğunun akıbeti hala bilinmemektedir. 8 aile tamamen yok edildi, 25 çocuk anne ve babasını kaybetti.
Hocalı’dan sağ kurtulanlar, yaşadıklarını yıllar sonra bile anlatmakta zorlanıyor. Tanıklar, Ermenilerin sivillere karşı nasıl acımasız olduklarını, masumların nasıl gözleri önünde katledildiğini anlatıyor. Çocuklarının gözleri önünde öldürüldüğünü gören anneler, ailesini kaybeden yetimler, tarifsiz acılarla bugün hâlâ yaşıyor. O gece bir şekilde hayatta kalanlar için bu travma, asla silinmeyecek bir iz bıraktı.
Dünya Neden Sessiz Kaldı?
Hocalı’da yaşananlar, dünya kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşmesine rağmen, uluslararası toplum bu vahşete karşı sessiz kaldı. Büyük devletler, insan haklarını savunan kuruluşlar ve Batı medyası, Ermenistan’ın siyasi çıkarlarını korumak adına Hocalı’daki insanlık suçunu görmezden geldi. Hatta, Ermenistan yönetimi bile yıllar sonra itiraf niteliğinde açıklamalar yaparak bu katliamın bilinçli şekilde gerçekleştirildiğini belirtti.
Ancak ne yazık ki, dünya kamuoyu bu katliamı görmezden gelmeye devam ediyor. Bazı ülkeler Hocalı’da yaşananları soykırım olarak tanımış olsa da, birçok devlet hâlâ sessizliğini koruyor.
Unutma, Unutturma!
Hocalı Katliamı, unutulmaması gereken bir insanlık suçu olarak tarihe geçti. Bugün bu katliamın acısını unutmamak, şehitlerimizin hatırasını yaşatmak bizim sorumluluğumuzdur.
Her yıl 26 Şubat’ta Hocalı için anma törenleri düzenleniyor, dünya çapında farkındalık kampanyaları yürütülüyor. Ancak bu yeterli değil! Daha çok ses çıkarmalı, Hocalı’nın haklı davasını dünyaya duyurmalıyız.
Bu bir tarih dersi değil, bu bir milletin adalet çığlığıdır!
Hocalı’yı unutma, unutturma!