Aynı memlekette yaşayan ve aynı siyasi yapı içinde bulunan insanlar birbirlerini yakından tanır. Geçmişte, Ülkücülerin müzik şölenleri, eğlence geceleri ve piknik gibi birçok etkinliği olurdu. Bu etkinlikler, ülkücülerin bir araya gelmesine, kaynaşmasına ve istişarede bulunmasına vesile olurdu. Ülkücüler bu şekilde birbirlerini yakından tanır, yöneticilerini de bu bağlamda seçerdi.
Ülkücü Hareket'in Samsun Bayraktarı dedik, şimdi bu konuya dair bir anıyı paylaşmalıyım.
12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte Samsun'da tutuklanarak cezaevine koyulan ülkücülerden biriydim. Ancak benim bir farkım vardı; 12 Eylül sabahı gözaltına alınan ve 1991 yılında infaz yasasının kanunlaşmasıyla birlikte en son serbest bırakılan kişi bendim.
1991 yılında infaz yasasının resmi gazetede yayımlanmasından sonra, annem, babam ve arkadaşlarımız üç gün boyunca cezaevine gelip gitmişti ve sonunda cezaevi kapısından çıkabilmiştik. Ülküdaşlarımız, kapıda davul zurna ile mehter marşları çalarak sevinçle bizi bekliyordu.
Samsun Cezaevi'nin kapısından çıktığımda karşımda adeta bayram havası vardı. Şaban Kılıç Ağabeyim, Turgut Karadağ Ağabeyim, Kemal Yalçın Ağabeyim (Allah rahmet eylesin), Hüsen Güngör Kardeşim ve Eyüp Asan ile birlikte bayram yerine dönüşen o atmosferde değerli dostlarımızla kucaklaştık.
Genç, yakışıklı bir delikanlı, Osman Sait Zengin, geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra arabasıyla beni Unkapanı'ndaki baba evimize götürdü. Osman, bizi hiç yalnız bırakmadı, ilgisini ve desteğini her zaman gösterdi.
Henüz 22 yaşında olan Osman Sait Zengin, Samsun Ülkü Ocakları Başkanıydı. Babasının Süpürgeciler Arasındaki zahire dükkanı, ülkü ocaklarından sonra sıkça uğradığımız yerlerden biriydi.
Cezaevinden çıkmamın üzerinden çok geçmeden, Osman Sait Zengin başkanlığındaki Ülkü Ocakları teşkilatının yönetiminde yer aldım. Osman, genç, aktif ve ahlaklı bir ülkücüydü. Ülkü Ocaklarına ayırdığı vakti, işine veya ailesine ayırmaması bir handikap olsa da, ocak görevine tutkuyla bağlıydı.
Samsunlu ülkücüler bilir ki, Osman Sait Zengin 2005 yılına kadar, bazen başkanlıkta, bazen de yönetimde yer alarak her ülküdaşının yardımına koşmuş ve ülkücü hareketin Samsun'da bayrağının dalgalanması için elinden gelenin fazlasını yapmıştır.
2005 yılından sonra da Milliyetçi Hareket Partisi Samsun İl Başkanlığında zaman zaman görev almış ve MHP kulislerinde Samsun İl Başkanlığına adaylığı konuşulmaktadır. Henüz adaylığı konusunda bir açıklama yapmasa da, Ülkücü Hareket'in Samsun Bayraktarı olarak kendisine düşen görevi yerine getireceğine inanıyorum.