Osmanlı geleneksel yapısı sebebiyle nüfusunu zenginlik kaynağı görmekteydi. Bu kaynağı kısa zamanda zenginleştirmek, adına nüfusun bulunduğu alanları egemenlik altına almaya çalışmaktaydı. Balkanlar bu egemenlik alanlarından birini oluşturmaktadır. Balkan ismi Türkçedir. Sık ormanlarla kaplı dağ anlamına gelir. Osmanlı Balkanlarda ele geçirdiği yerlere Rumeli demiştir. Rumeli’nin sınırları Osmanlı sınırlarının değişmesine paralel olarak 15.yüzyıldan 20.yy kadar büyüyüp küçülmüştür.500.000 Müslüman Yunanistan’dan göç etmek zorunda kalmıştır.
Lozan antlaşmasını müteakip ilimize gelen mübadiller Yunanistan’ın Selanik şehrinden 102 yıl önce nüfus mübadelesiyle göç edenlerdir. Bende bir mübadil torunu olarak yaşanan acıları dedelerden ve ninelerden dinleyerek büyüdüm. Bir yatak bir yorgan sırtlarında yola çıkan, en lüksü öküz arabalarıyla uzun yolculuktan sonra Kavala limanına gelen atalarım. Gülcemal vapuruna binerek 30 0cak 1923 tarihinde ayrıldılar. Birçoğu gözyaşları içerisindeydi. Evini ocağını, tarlasını neyi varsa bırakıp, hatta anılarını, doyamadıkları şehit mezarlarını bırakıp geldiler. Yolculuk sırasında ölen bebekler vardı. Salgın hastalık ve yetersiz beslenme yüzünden birçok kişi ölmüştür.
İskân nedir?
Bir ailenin sosyal ekonomik ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte konut sahibi olmasını temin etmenin yanı sıra yaşamını sürdürecek maddi gelir imkânlarına kavuşturulacak bir şekilde ekonomik bir işletme olarak planlayıp uygulamasıdır. İskân ekonomik ve sosyal açıdan
Tarımsal iskân
Şehirsel iskân olmak üzere ikiye ayrılır.
Şehirsel iskânda ailelere yalnızca konut verilirdi. Eğer istenildiğinde işletme ve donatım kredileri de verilirdi.
Samsun merkezde mübadiller Rumlar tarafından terk edilen meskenlere yerleşeceklerdi. Meskenlerin uzun süre boş tutulması binaların yıkık dökük olmasına sebep oldu. Sonuçta mübadillere çok az mesken kaldı. Rum evleri büyüklü küçüklü bahçeler içinde doğrudan cadde ve sokağa bakan arsalar üzerine inşa edilmişti. Terk edilen bu binalar bodrum üzerine iki veya üç kattan oluşmaktaydı. Ayrıca Rumların gitmeden önce kiraya verdikleri bahçe içinde iki odalı meskenler. Fırın, ağır ve çamaşırlık bulunmaktaydı. Bodrumlar odun ve kömürlük olarak kullanılmaktaydı. Örneğin Çiftlik mıntıkası böyleydi.
Prof. Dr. Nedim İpek Selanik’ten Samsuna Mübadele kitabında şöyle geçiyor
“Rum terkedilmiş ücretsiz veya misli bedel ile her bir hane için arsa ayrılması hususunda maliye vekâleti nezdinde girişime geçilmiştir.”
Bazı mübadiller kendilerine ayrılan meskenin ufak olması sebebiyle başka bir meskene nakledilmiştir.
Bir kısmı da şehir dâhilin de terkedilmiş evlere nakledilmiştir.
Bekâr mübadillerin iskân hakkı yoktur.
Şehrin kenar mahallelerinde iskân edilen mübadiller eğitim çağındaki çocuklarının kolay okula gidip gelmesini sağlamak amacıyla okula yakın meskenlere nakledilmiştir.
Kendilerine okul sahası veya devlet dairesi tahsis edilen mübadiller başka bir meskene yerleştirilmişlerdir.
Bir kısım meskeni belediyece yıkımı kararlaştırılan başka mahallere nakledilmiştir.
Daha sonra dul kadınlar İskân komisyonunun kararıyla 14 Mart 1927’de damadı, akraba veya yakınlarının yanından Reşadiye mahallesindeki Rumlarca terkedilen ev ve dükkânlara yerleştirilmiştir.
Böylece iskân tamamlanmış. Yeni kurulan Türk Devleti ekonomik kalkınmasını sağlamak için mübadilleri iskân etti. Çünkü nüfus o dönemde de önemliydi. Atatürk’te bu mübadillerden biridir. Mustafa Kemal Atatürk:
“Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geride kalanlar, yani düşmanla sonuna kadar dövüşenler, çekilen ordunun ricat hatlarını sağlamak için kendilerini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir. Muhacirler kaybedilmiş topraklarımızın milli hatıralarıdır.”