Günümüz iktidarını sürdürenler , “Yeni Türkiye” ifadesini “ sık sık kullanıyorlar. 2015 seçimleri için bir ”mağduriyet” konusu kalmadı gibi. Şimdi uçuk yenilikler vaat ederek, bu kez icat edilecek bir mağduriyete ek olarak bir “kandırıcı hayalet” de kullanılıp oy oranını sabit tutmak veya artırmak istemektedirler. Ancak “Yeni Türkiye” sloganı, mevcut rezalet ve ihanetler çerçevesinde bizim aşağıdaki soruları sormamız gereğini ortaya koymaktadır:
ÜLKE BÖLÜNDÜ MÜ?
ABD ülkesindeki Ermeni Derneklerinin Kongreye sundukları isteklerinde: ”PKK’yı biz Kürtlerle birlikte kurduk. Şimdi PKK bizim Türkiye’deki 8 vilayetimizi de resmen olmasa bile fiilen işgal etmiş ve Ermeni haklarından bahsetmiyorlar. Biz Türkiye’deki 8 vilayetimizi PKK’dan istiyoruz” diyorlar. Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu, Ermenilerin ABD’ye sorduğu gibi, PKK’nın mıdır? Türkiye’nin midir? yoksa ABD’nin midir? Yeni Türkiyeciler buna inandırıcı cevap vermelidir. Eskiden bu yalancı zalimler 8 vilayeti Türkiye’den isterlerdi. Şimdi ne değişti? Yeni Türkiye bölücü mü olacak?
“NE İSTEDİNİZ DE VERMEDİK”
Görevden alınan bir vali “Benim görevden alınmamı PKK istedi” diyor(Cahit Kıraç). “Makul” iddialara göre oralardaki icraatlerinizi katil Öcalan belirliyor. Şimdi- bir baş danışmanın söylediği gibi- Kürtçülerin hakim olduğu vatan parçasının kaderi Yeni Türkiye’de ne olacak? Umarız ki günün birinde gerçeği anlarsınız ve “Paralel”e söylediğiniz “Ne istediniz de vermedik” sözünü yineleyip tam bir dönüş yaparsınız. 2002 yılında çözüme ulaşan noktaya-artık zor da olsa- dönersiniz. Onların istediğinin Türkiye’yi bölmek olduğunu anlamayanların zekâ düzeyinin 90 zekâ bölümünün altında olduğundan şüphem yoktur. Yeni Türkiye’nin entellektüel zekâ seviyesi de şimdilik bu dolaylardadır.
HİÇBİR ZAMAN YÜRÜMEYEN ADALET
Adalet ve hukukun cumhuriyet devri boyunca, son on iki yıl dâhil, hiçbir zaman doğru gerçekleşmediği herkesçe, hatta dünyaca bilinin bir gerçektir. Acaba Yeni Türkiye’de “Büyük hırsızlık ve yolsuzluklar” yargılanıp ceza görecek mi? Yoksa örneğin müsteşarlardan yukarıda bulunan resmi kişilere ne yaparlarsa yapsınlar yargılama olamaz gibi, bugünkü fiiliyata benzer durum, kanunlarla garanti edilecek mi? Yani kısaca büyük yolsuzluk ve hırsızlıklar serbest, sadece küçük hırsızlık ve yolsuzluklar mı ceza görecek?
AŞIRI İSRAF VE LÜKS
26 milyon insanımız yoksulluk sınırının altında yaşarken, toplam 700 milyar dolar iç ve dış borç varken, Çavuşesku’yu, Brunei Sultanını, Kuzey Kore diktatörü ve diğer israfçı hükümdarları bin kat geride bırakan saltanat sarayları Yeni Türkiye’nin iğrenç göstergesidir. Zira Yüce kitabımız “Saçıp savuranlar Şeytanın kardeşidir” diyor. İngiltere’de Downing Caddesi No:10 adresindeki başbakanlık 350 yıllıktır ve 2000 m’dir. Büyük uygarlıkların mekânı değil beyinleri büyüktür. Bu konuda sayısız ayet ve hadis var. Bunun için milletten özür dilenecek midir? Ve bu israf, lüks ve kâşane saltanatından geriye dönülecek midir? Yoksa “Durmak yok, yola devam” mı? Zamanımızda bazıları kendilerini dünyalar kadar değerli sayıyorlar. Bunlara en iyi cevabı Necip Fazıl vermiş: “Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not: DÜNYA BEŞ PARA ETMEZ.”
PARLAMENTO VE SAYIŞTAYIN DEVLETİ DENETLEMESİ
Bilindiği gibi 2013 yılı devlet harcamaları denetlenememiştir. Bu Cumhuriyet tarihinde bir ilktir. Devlet harcamalarının dürüstlüğüne kimse inanmıyor. Yen Türkiye’de galiba Sayıştay’a gerek yok. Çünkü halkımızın önemli bir bölümü zannediyorum Yeni Türkiye’nin şu felsefesini zaten kendisi tayin etmiş: ”Çalıyorlar, ama çok çalışıyorlar”. O zaman hesaba kasaba ne gerek var.
KAMU GÖREVLİSİ ATAMALARI
Kamu görevlilerinin atanması, istihdamı ve yönetim kademelerinde değerlendirilmesi Memur-Sen adındaki sendika adı da taşıyan dini, Allah’ı ve kitabı olmayan, işi ehline değil yandaşa veren, kıyımcı, din sömürücüsü ve kul hakkı yiyicisi bir yandaş dernek tarafından yapılmaktadır. Üyeleri devlet memuru olmasına, memurun hakkını korumak üzere örgütlenmesine rağmen insafsızca memurun hakkını yedirmekle meşhur olan bu kuruluşu dünyadaki sendikalar da sendika olarak kabul etmiyor. Yeni Türkiye bu adaletsizliği, bu yandaş zulmünü düzeltip bu derneği ispiyonlama ve fişleme görevinden uzaklaştıracak mıdır? Türkiye’de kesin adam kayırma anlamına gelen” mülakat rezaleti” umarım Yeni Türkiye’nin rezilliği olmaya devam etmez. Ama işaretler tersini gösteriyor.
YENİ TÜRKİYE BİR KUMPAS CUMHURİYETİ OLMASIN
Türk Milleti adalete inanmıyor. Hatta AKP’ye oy verenler bile inanmıyor. Mantıkları da şu: adaleti uzun yıllar CHP kullandı. Şimdi de biz kullanıyoruz. Bu, adalete inanmak değil yandaşlığa inanmaktır. Zira geçen 10 yılda adalet dağıtacak kurumlar eskisinden kötü hale geldi. Yeni Türkiye bağımsız, evrensel ve tarafsız adalete dönecek midir? Hiç sanmıyorum, keşke yanılsam.
Bu sorulara ileriki yazılarda devam edeceğiz.