Bu yıl, uluslararası Quality Summit’in en görkemli buluşmalarından biri için adres olarak seçilen şehir, bizzat kalitenin ve tarihin beşiğiydi: İstanbul. Boğaz’ın ışıltılı sularına nazır, şehrin en seçkin salonlarından birinde gerçekleşen gecede, tasarım ve iş dünyasının kalbi birlikte attı. Gecenin zirve anı olan “Yılın En İyi Ofis Tasarımı” ödülü anons edildiğinde ise tüm salon, bir vizyoneri alkışlıyordu: İç Mimar Memduh Yavuz.
Bu ödül, sadece parlak bir trofeden ibaret değildi. O gece, bir İç Mimarın İstanbul’un dinamizmini, ruhunu ve estetik anlayışını evrensel bir kalite diline çevirerek, artık başarıyı aramak için uzaklara gitmesine gerek olmadığının kanıtıydı. Projesiyle uluslararası jüriyi etkileyen İç Mimar Memduh Yavuz, kendi şehrinin insanları önünde sahneye çıktığında hissettiği gururu ve bu başarının ardındaki felsefeyi şu unutulmaz sözlerle dile getirdi:
“Bu kürsüde, bu eşsiz şehrin ışıkları altında dururken, sadece kendi adıma değil, bana her gün ilham veren İstanbul adına da büyük bir onur duyuyorum,” diyerek başladı konuşmasına. Salondaki alkışlar arasında devam etti: “Gerçek başarı, İstanbul’un ruhunu anlayıp bunu evrensel bir tasarım diline tercüme edebilmektir. Biz projemizde, o enerjiyi aldık; çalışanların kendilerini daha değerli, daha yaratıcı ve daha huzurlu hissedecekleri bir mekana dönüştürdük. Bu ödülü, tasarıma adanmış bir ömrün ve benimle aynı hayali paylaşan muhteşem ekibimin eseri olarak, kendi evimizde almaktan dolayı ayrıca gururluyum.”
Ödülü Getiren Proje: İnsana ve Kaliteye Adanmış Bir Mekan
Peki, uluslararası jüriyi bu denli etkileyen neydi? Ödüllü ofis projesi, klasik kurumsal hiyerarşiyi yıkan, şeffaflığı ve iş birliğini teşvik eden akışkan bir tasarıma sahipti. Geniş ve ışık alan ortak çalışma alanları, çalışanların zihinsel olarak dinlenebileceği “sessiz odalar”, yeşil bitkilerle donatılmış dikey bahçeler ve şirketin ruhunu yansıtan sanat enstalasyonları… Her detay, insanın mutluluğunun, şirketin başarısının temel direği olduğu fikri üzerine inşa edilmişti.
Bu proje, İç Mimar Memduh Yavuz’un sadece estetik dehasını değil, aynı zamanda bir mekanın psikolojisini ne kadar derinden anladığını da gözler önüne seriyordu. O, dört duvar tasarlamıyor; üretkenliği, aidiyeti ve ilhamı besleyen bir ekosistem yaratıyordu.
Bu uluslararası başarı, Yavuz’un ve dolayısıyla şirketi olan Mytillo’nun kariyerinde bir zirve noktası olmasının yanı sıra, İstanbul’un artık sadece ilham veren değil, aynı zamanda dünya standartlarını belirleyen bir tasarım merkezi haline geldiğinin de altını çizdi. Ve o gece İstanbul’un parlak ışıkları altında ayakta alkışlanan, sadece İç Mimar Memduh Yavuz değil, onun vizyonunda somutlaşan, kendine güvenen, üreten ve kalitesiyle dünyaya yön veren yeni Türkiye’nin ta kendisiydi.
İç Mimar Memduh Yavuz’un yaptığı projeler için: https://www.mytillo.com/portfolyo/