Şu yerli ve millî konusu, turnusol kâğıdı oldu hepimiz için.
Günlerdir takip ediyorum, sosYAL medyayı ve kabaca dört zümre gördüm etrafta:
“YA DOĞRUYSA” DİYE ENDİŞE EDENLER. İkiye ayrılırlar:
Türk devletini yönetenlere düşmanlıkları yüzünden “bunların iktidar süresi uzarsa” diye endişe edenler ve güdüldükleri merkezlerin üzüntüsünü paylaşanlar.
“Biz uyutulmaya müsait bir toplum olduğumuzdan hemen her şeye inanıyoruz.” cinsi paylaşım ve yorum yapar bunlar.
Onların yerine düşünenlerin “tıpkısının aynısı” paylaşımlarını aspirin gibi kullanırlar. Bu paylaşımlardan öğrendikleri, sosYAL medyadan üflenenler gerçekleşsin, gerisinin hiç önemi yoktur.
Türk milletinin zekâ ve kabiliyeti konusunda her zaman şüpheleri vardır ama Atatürkçülükleri tartışılAmaz(?!?)… çünkü bunlar Atatürk’ü hiç tanıyamamış olanlarımızdırlar.
Ülkenin ve milletin menfaatlerini düşünmek gibi bir endişeleri yoktur. Sadece yurttaşmış gibi yapanlar tayfasındandırlar. Kendi akıllarıyla düşünemezler. Arkalarında mutlaka suflör bulundururlar.
Milletimize dışarıdan yapılan her türlü çirkin saldırılara, olumsuz propagandalara süzgeç/filtre koyacak kabiliyetleri yoktur. “Türkler barbardır” dendiğinde sevinir, “Türkler, medeniyet ve kültür tarihine hiçbir katkı sağlamamıştır” diyenlere hemen inanacak kadar altyapısı bozuk tiplerdirler.
“Ya doğruysa” diyenlerin bir kısmı ise tuttukları takım gol yemiş gibi böğürecek olanlardır. Bunlara da hiçbir zaman işin doğrusunu anlatamazsınız.
“İNŞALLAH DOĞRUDUR” DİYE GÜVENMEK İSTEYENLER
Geçmişte, benzer şekilde aldatılmış oldukları için yoğurdu üfleyerek yiyenlerdir ki iyi niyetli vatandaşlardırlar. İşlerinde, güçlerinde temiz vatandaş arayanlar bunlar arasına baksın ara sıra.
GAMSIZLAR:
Dünya yansa bir balya samanı yanmayanlardır ve sayıları oldukça fazladır. Çalışır çabalar, nüfus artışına katkı verirler…
Zor zamanlarda bir kısmı susar, kabuğuna çekilir, “başımıza iş almayalım” diye araziye uyarken bir kısmı ya “Ya doğruysa” diyenlere ya “… delibozuklara” katılabilirler.
YÜREĞİ AĞZINDA SONUCU BEKLERKEN “ESNEME PAYI BIRAKAN”LAR:
Bunlar, hiç iktidar olmamış, iktidar nimetlerinden faydalanmamış, yapılan her hayırlı işe kimlik sormaksızın destek olmaktan çekinmemiş, ayakları yere sağlam basan, her devirde dik duran, vatan, bayrak, millet delisi oldukları için sigortaları tutmayan delibozuklardır.
Bu toprakların sigortaları, erken uyarı sistemidirler onlar.
Cenabı Hakk’ın Maide Suresi 54. Ayeti’nde, “Ey iman edenler! İçinizden her kim dininden dönerse, iyi bilsin ki Allah zaman içerisinde onun yerine başka bir topluluk (kavim) getirir. O onları sever, onlar da O’nu. Müminlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı onurlu davranırlar. Allah yolunda tüm çabalarını sergiler, kınayacak olanın da kınamasından korkmazlar. İşte bütün bu özellikler Allah’ın lütfudur, onu isteyene (hak edene) //istediğine bahşeder. Zira Allah engin (lütuf) sahibidir, her şeyi ayrıntısıyla bilendir” dediği insan tipinin gözle görülen örnekleridir.
Yılgınlıkları yoktur. Sadece gönül kırgınlıkları olur ama çabuk atlatırlar.
Zaman zaman içlerinden fire verip baba ocağını terk edenler çıksa bile gittikleri yerlerin yine de en elle tutulanları onlardır.
Ayrıldıkları ana gövdenin özelliklerinin bir kısmını yanlarında götürenleri, erinde geçinde baba ocağına döner.
Hiç tek başlarına iktidar olamadıkları hâlde ülke yönetiminde olayların seyrini değiştirme, yatağından çıkarılmak istenen suyu yatağına döndürme gibi tarihi görevleri olmuştur hep.
Zor zamanların çilekeşleridirler ama yaptıkları için ödül/makam/para beklentileri olmamıştır.
“Biz bu ülkeyi hep karşılıksız sevdik” der, çekilirler bir kenara.