Türk Eğitim Sen Adana 1 Nolu Şube Başkanı Selahattin Dolgun, 2014’ün memurlar açısından kayıp yıl olarak hafızalarda kalacağını söyledi.
Uzun yıllardan beri kamu görevlilerinin iş güvencelerinin zayıflatılmasına yönelik girişimlerin geçen yıl da sürdüğünü dile getiren Dolgun, çıkarılan kanunlarla memurların, idarenin keyfi tutumuna karşı hukuki korunma yollarının kapatılması yönünde girişimler olduğunu belirtti. Selahattin Dolgun, Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşunda adeta sosyal bir soykırıma ulaşan yönetici atamaların, tayinler ve terfilerde skandal uygulamalarla karşılaştıklarını vurguladı.
İktidarın, tasarruf gibi popülist terimlerle yapılacak zamlara kılıf ürettiğini savunan Dolgun, bu bahanelerle yaşanması muhtemel ekonomik krizin bedelini vatandaşın omuzlarına yüklenmesi planlanırken, diğer taraftan saraylara, saltanat uçaklarına, lükse ve ihtişama milyarlarca dolar harcandığına işaret etti. Dolgun, her türlü olumsuzluğu sırtlamak zorunda kalan ve kaynak yetersizliği gerekçesiyle yüzde 3+3 zamma mahkûm edilen çalışanların varlığına rağmen, milyarlarca doları bulan israf, kaynakların nasıl hovardaca heba edildiğinin en güzel ispatı olduğunu vurguladı.
Dolgun, 2014 ve 2015 yıllarının yetkilendirilmiş konfederasyon tarafından imzalanan şaibeli bir toplu sözleşme yoluyla kaybedildiğine işaret ederek, “2015 yılında yeni bir yetki süreci ve 2016 ile 2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri bizleri beklemektedir. Memurların ve emeklilerin heba edilecek bir tek günü dahi yoktur. Bu bakımdan bu yılın mayıs ayı ortasında son bulacak olan yetki süreci, hayati derecede önem taşımaktadır. Uygulanan politikalar ve bu yanlış politikalara destek veren yandaş sivil toplum örgütlerinin etkinliği hesaba katıldığında, memurlarımız sendikal tercihlerini değiştirmediği takdirde, önümüzdeki yıllarda yüzde 3 zammı dahi arar hale geleceklerdir.” dedi.
Türk Eğitim Sen Adana 1 Nolu Şube Başkanı Selahattin Dolgun, 17-25 Aralık olarak tarihe geçen büyük yolsuzluk operasyonu ile birlikte, ülkedeki ahlaki çöküşün geldiği boyutun göz önüne serildiğini dile getirdi. Dolgun, şunları ifade etti: “Geçtiğimiz yıl kamu görevlilerinin yanında medya, yargı ve iş dünyası üzerindeki siyasi baskı da ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda ele alındığında, 2015 yılının geride bıraktığımız yıldan çok daha zorlu geçeceğini söylemek mümkündür. Gerçekleştirilecek milletvekili seçimleri öncesinde terör örgütüne verilen tavizler, komşu ülkelerde alevlenen çatışmaların yansımaları, teröristlerle kapalı kapılar ardında yapılan gizli pazarlıklar ve ortaya çıkacak ekonomik sıkıntılar içinde yargıya yapılacak müdahalelere, kamu yönetiminin tek adam anlayışına uygun olarak yeniden dizayn edilmesi çalışmalarına, gündem değiştirmek adına oluşturulacak yeni algı operasyonlarına, toplumu oyalama amaçlı yeni ve içi boş tartışma konularına hazırlıklı olmak zorundayız.“
Uzun yıllardan beri kamu görevlilerinin iş güvencelerinin zayıflatılmasına yönelik girişimlerin geçen yıl da sürdüğünü dile getiren Dolgun, çıkarılan kanunlarla memurların, idarenin keyfi tutumuna karşı hukuki korunma yollarının kapatılması yönünde girişimler olduğunu belirtti. Selahattin Dolgun, Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşunda adeta sosyal bir soykırıma ulaşan yönetici atamaların, tayinler ve terfilerde skandal uygulamalarla karşılaştıklarını vurguladı.
İktidarın, tasarruf gibi popülist terimlerle yapılacak zamlara kılıf ürettiğini savunan Dolgun, bu bahanelerle yaşanması muhtemel ekonomik krizin bedelini vatandaşın omuzlarına yüklenmesi planlanırken, diğer taraftan saraylara, saltanat uçaklarına, lükse ve ihtişama milyarlarca dolar harcandığına işaret etti. Dolgun, her türlü olumsuzluğu sırtlamak zorunda kalan ve kaynak yetersizliği gerekçesiyle yüzde 3+3 zamma mahkûm edilen çalışanların varlığına rağmen, milyarlarca doları bulan israf, kaynakların nasıl hovardaca heba edildiğinin en güzel ispatı olduğunu vurguladı.
Dolgun, 2014 ve 2015 yıllarının yetkilendirilmiş konfederasyon tarafından imzalanan şaibeli bir toplu sözleşme yoluyla kaybedildiğine işaret ederek, “2015 yılında yeni bir yetki süreci ve 2016 ile 2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri bizleri beklemektedir. Memurların ve emeklilerin heba edilecek bir tek günü dahi yoktur. Bu bakımdan bu yılın mayıs ayı ortasında son bulacak olan yetki süreci, hayati derecede önem taşımaktadır. Uygulanan politikalar ve bu yanlış politikalara destek veren yandaş sivil toplum örgütlerinin etkinliği hesaba katıldığında, memurlarımız sendikal tercihlerini değiştirmediği takdirde, önümüzdeki yıllarda yüzde 3 zammı dahi arar hale geleceklerdir.” dedi.
Türk Eğitim Sen Adana 1 Nolu Şube Başkanı Selahattin Dolgun, 17-25 Aralık olarak tarihe geçen büyük yolsuzluk operasyonu ile birlikte, ülkedeki ahlaki çöküşün geldiği boyutun göz önüne serildiğini dile getirdi. Dolgun, şunları ifade etti: “Geçtiğimiz yıl kamu görevlilerinin yanında medya, yargı ve iş dünyası üzerindeki siyasi baskı da ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda ele alındığında, 2015 yılının geride bıraktığımız yıldan çok daha zorlu geçeceğini söylemek mümkündür. Gerçekleştirilecek milletvekili seçimleri öncesinde terör örgütüne verilen tavizler, komşu ülkelerde alevlenen çatışmaların yansımaları, teröristlerle kapalı kapılar ardında yapılan gizli pazarlıklar ve ortaya çıkacak ekonomik sıkıntılar içinde yargıya yapılacak müdahalelere, kamu yönetiminin tek adam anlayışına uygun olarak yeniden dizayn edilmesi çalışmalarına, gündem değiştirmek adına oluşturulacak yeni algı operasyonlarına, toplumu oyalama amaçlı yeni ve içi boş tartışma konularına hazırlıklı olmak zorundayız.“