Tarih ve sosyoloji gibi toplumsal meselelerin arka planını görebilmek ve çözümleyebilmek için başvurulan sosyal bilim alanlarıdır.
Sosyal olayları irdelerken insan, tarih ve coğrafyanın bilgisinde sosyolojik analizle ile ilişkilendirilen çok yönlü bir yaklaşımla doğru bilgilere ulaşılabilir. Özellikle toplumsal olaylara sebebiyet verecek, önemli meseleler irdelenirken bu hassasiyete dikkat etmek gerekir. Bugünkü toplumsal meseleleri tarihsel arka planı dikkate alarak ve sosyolojik analize dayandırıldığında meseleler gerçek ya da gerçeğe yakın olarak değerlendirilmiş olur. Ancak günümüzde hangi toplumsal olayları ele alırsak alalım, bunlara dikkat edilmediği, hatta göz ardı edildiği görülmektedir. Gündelik siyaset ve kişisel bakış açılarından dolayı ele alınan meseleler hem doğru anlaşılmıyor hem de ortaya konulan çözüm önerileri bambaşka sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır.Sosyal bilimlerde objektif olmak kolay değildir. Her sosyal bilimci belli bir kültürde ve toplum içinde hayatını sürdürmektedir. Sahip olduğu değerler manzumesinden dolayı meseleler yorumlanırken meseleyi soğukkanlı ele almak bazen zorlaşır. Ancak bilim adamı mümkün olduğunca nesnel olmaya çalışır. Ancak yönetici, umera ve idareci dediğimiz topluma yön verenlerin ise elde ettiği bilgileri toplumun menfaatleri ölçüsünde ele alır ve değerlendirir. İdareci, elde ettiği bilgileri çarpıtmadan, toplumun menfaatleri doğrultusunda uygun ölçülerde kullanır ve bu bilgileri pratik hayatın içerisine katmaya çalışır. Bu yüzden ulema objektif, umera ise subjektif olarak meselelere yaklaşması gerekir. Umeranın subjektif oluşu, aldığı terbiye ve sahip olduğu tarih şuuruyla ilişkilidir. Ulema ise aldığı terbiye ve sahip olduğu tarih şuuruna rağmen meseleyi doğru incelemek ve mümkün olduğunca objektif davranarak doğru bilgiye ulaşmaya çalışır. Ulemanın hassasiyeti doğru bilgi iken, umeranın hassasiyetinde doğru bilginin nasıl kullanılması gerektiği konusunda çözüm yolları üretmektir. YAZININ DEVAMI