Bir zamanlar Türkiye'nin kırmızı çizgisi olan Irak Türkmenleri'nden bugün kimsenin haberi bile yok. Oysa Irak'daki Türkmen nüfusu 3,5 milyon civarındadır ve bu sayının çok daha altında kalan etnik gruplar siyasi, kültürel ve ekonomik olarak çok ileri haklar elde etmişlerdir. Irak Türkmenlerin bu iç burkan halinin sebebi AKP'nin ihanete varan ilgisizliği ve yanlış politikalarıdır. Tükmenleri Barzani'ye yem etmişlerdir. Sahipsiz kalan Türkmen kardeşlerimiz kendilerine reva görülen kan, gözyaşı ve insanlık dışı zulümlerin de etkisiyle dağılmış ve başlarının çaresine bakmak mecburiyetinde kalmışlardır.
EN BÜYÜK ETNİK UNSUR
Bu tespiti Suriye Türkmenlerinin durumunu daha iyi anlayabilmek ve anlatabilmek için yapıyorum. Suriye'deki Türkmen nüfus 3,5-4 milyon civarındadır. Araplardan sonraki en büyük etnik unsurdur. En az binüçyüz yıldan buyana Suriye'nin her bölgesinde ve bu ülkeyi vatan bilerek yaşamaktadırlar. Yıllardır Baas rejiminin zulmüne karşı varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bugün de Suriye muhalefeti içinde yer almaktadırlar. 30 binden fazla şehit ve kayıp vermiş, 500 binden fazla Türkmen göçmen durumuna düşmüştür.
SURİYE TÜRKMEN MECLİSİ
Suriye Türkmenleri, Irak Türkmenlerinin durumuna düşmemek için olağanüstü bir gayret gösteriyorlar. Bir yandan sahip oldukları topraklarda kalmaya, diğer yandan haklı ve doğru mücadelelerini sürdürmeye çabalıyorlar. Türkiye'den bir takım beklentileri var. AKP, Irak'da yaptığı büyük ve affedilmez hatanın da etkisiyle Suriye Türkmenleri konusunda daha dikkatli davranıyor. Kendisi de Suriye Türkmeni olan MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın öncülük ettiği çabalarla bir şeyler yapılıyor. Mücadelenin örgütlü biçimde yürütülebilmesi içinSuriye Türkmen Meclisi oluşturuldu. Başkanlığını Fayzel Amro yürütüyor.
ÇALIŞTAY
Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu Suriye Türkmen Meclisi Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya bizde katıldık. Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Fayzel Amro, çok önemli bilgiler verdi. Türk milletinin doğru bilgilendirilmesi ve bu konuda bir kamuoyu oluşması açısından bir özet yapmanın faydalı olacağı kanaatindeyim.
Türkmenler bölge ülkelerine dağılmış durumdalar. Suriye Türkmenleri1340 yıldır bu topraklarda yaşıyorlar. Bölgede ülkelerin ve Suriye'nin kuruluşunda birinci derecede rol oynadılar. Suriye rejiminde siyasi muhalefet olmadığı, Arap milliyetçiliği egemen olduğu ve milli kültürler yok edildiği için kendilerini ifade edemediler.Suriye'deki durumu hakların elde edilmesi açısından bir fırsat sayıyorlar ve ilk günden itibaren muhalif grubun içinde yer aldılar. Hiçbir etnik tartışmaya ve çatışmaya girmediler. Sadece kendilerini savundular ve katliamlardan ve etnik temizlikten korunmaya çalıştılar.
BEKLENTİLER
Gelinen noktada bir takım beklentileri var. Bazı garantiler talep ediyorlar. Rejim tarafından uygulanan katliam ve savaş suçlarının durdurulmasını, Suriye toprak bütünlüğünün güvence altına alınmasını, Suriye halkının her hangi bir baskı olmadan kendi kaderini belirlemesini ve tam yetkili bir geçiş hükümeti kurulmasını istiyorlar. Anayasal statüye kavuşmak, kurucu unsur olmak ve uluslar arası bir teminata kavuşmak için çabalıyorlar. Hakları olanı alabilmek için Türkiye'nin desteğine ihtiyaçları var. Uluslar arası destek çok yetersiz. Türkiye, insani yardımda bulunuyor, ama bu çok yetersiz.
TÜRKİYE SAHİPLENMELİ
Son söz: Suriye'deki savaş artık bir dünya sorunu haline gelmiştir. Ancak, AKP'nin yanlış ve yersiz müdahaleleri ile dünyadan bu soruna sahip çıkması yönünde beklenen karşılık gelmemiştir. Bu gidişle ortada bir Suriye devletinin kalması mümkün olmayacaktır. Yaşanan iç savaş birlikte yaşama imkanını hergün azaltmaktadır. Suriye Türkmenleri en büyük mağdur durumundadırlar.
Suriye Türkmen Meclisinin kurulmuş olması çok önemli bir aşamadır, ancak Türkiye'den yeterli desteği alamazsa etkili olması kolay değildir. Türkiye'nin sahiplenmesine ve desteğine acil ihtiyaç duyuluyor. Cenevre sürecine Türkmenlerin de katılması hayati önemdedir. Suriye Türkmenlerinin sorunlarına Türk kamuoyunun daha çok sahip çıkması, gelen göçlerin anlayışla karşılanıp yardım ve destek verilmesi için meselenin daha iyi anlatılması gerekmektedir.
ORHAN KARATAŞ/ Ortadoğu