Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri ve parti muhabirleri ile sabah kahvaltısında bir araya geldi.
Dünya, Suriye’de Dediğimize Geldi
CENEVRE-2 toplantısı öncesi Suriye konusunda Türkiye’nin yanlış politikalar izlediğine dikkatleri çeken Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, “Dünya bugün bizim dediğimiz noktaya geldi. Biz ilk günden beri bunu söyledik. Ne diyorduk, ‘taraflar masanın etrafında bir araya gelmeli’ diyorduk. Eğer dediğimiz yapılsaydı, Türkiye Ortadoğu’nun yıldızı olurdu. Bu olaylarda gerçek aktör olurdu Türkiye. Şu an Türkiye’nin konumu Cenevre’de ne! Türkiye Suriye konusunda yanlış yaptı, veya yanıltıldı. Bu acı gerçeği hükümet yetkilileri de itiraf ediyor. Akan kan, yıkılan ülkeler hep İslam ülkeleridir. O zaman niye 200 bin insan öldü. Milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu. Suriye’de ateşi yakanlar da ateşe odun taşıyanlar da yanlış yaptı. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde dış politika bakımından bu kadar yalnız kalmamıştı” dedi.
En büyük kumpas AKP eliyle Milli Görüş’e yapıldı
Kamalak: Doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlar. Bu gelişmeler Türkiye’ye zarar veriyor. Dolar ve euro aldı başını gidiyor. Bundan Türkiye’nin bir kazancı var mı, yok. TL son bir iki ayda yüzde 25 değer kaybetti. Emin olun ortada bir kumpas var idiyse, Gezi olayları ve bu son operasyonda bu krizi Türkiye açısından kazanca çevirmek mümkündü. Kriz kazanca dönüştürülemez miydi? Hükümet yetkililerimiz kumpasla, dış mihrakların oyunu ile açıklamaya gayret ediyorlar, olabilir. Türkiye’de son gelişmeler, Gezi olayları, 17 Aralık operasyonu ve benzeri olaylar, eğer dış mihrakların işi ise bu kumpasın somut örneği AKP’nin kurulmasıdır. Son 50 yılın en büyük kumpası AKP eliyle Milli Görüş’e yapıldı.
Vahşet Fotoğrafları Korkunç
AA tarafından dünya kamuoyuna duyurulan Suriye’deki vahşeti gözler önüne seren fotoğraflar ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Kamalak, görüntülerin adeta korkunç olduğunu söyledi. Kamalak, “Yayınlanan fotoğraflar korkunç. Korkunç ifadesi bile az gelir” dedi.
Saadet Partisi Genel Merkez binasında gerçekleşen sabah kahvaltısı programına gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri ve gazeteciler ile bir araya gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İktidarın yaptığı yanlışlara dikkat çeken Kamalak, başta 17 Aralık operasyonu olmak üzere birçok konuda dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin Tamamında Seçime Giriyoruz
Kamalak, konuşmasının başında yerel seçimlere ilişkin kısa bilgiler vererek, parti olarak bütün il, ilçe ve diğer belediyelerde seçime gerdiklerini söyledi. Kamalak, “Bütün her yerde seçimlere giriyoruz. Adaylarımız konusunda son noktaya geldik. Yüzde 75 nisbetinde adaylarımız tamam. Diğerleri de en kısa sürede ilan edilecek. Belirleme çalışmaları hızlı bir şekilde sürüyor. Bu hafta içinde inşallah tamamlarız” dedi.
Suriye’de, Dünya Dediğimize Geldi
İsviçre’de toplanan Cenevre-2 toplantısı öncesi Suriye konusunda Türkiye’nin yanlış politikalar izlediğine dikkatleri çeken Kamalak, “Dünya bu gün bizim dediğimiz noktaya geldi. Biz ilk günden beri bunu söyledik. Ne diyorduk, ‘taraflar masanın etrafında bir araya gelmeli’ diyorduk. Eğer dediğimiz yapılsaydı, Türkiye Ortadoğu’nun yıldızı olurdu. Bu olaylarda gerçek aktör olurdu Türkiye. Şu an Türkiye’nin konumu Cenevre’de ne! Türkiye Suriye konusunda yanlış yaptı, veya yanıltıldı. Bu acı gerçeği hükümet yetkilileri de itiraf ediyor. Akan kan, yıkılan ülkeler hep İslam ülkeleridir. O zaman niye 200 bin insan öldü. Milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu. Suriye’de ateşi yakanlar da ateşe odun taşıyanlarda yanlış yaptı. ” dedi.
“Türkiye, cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde dış politika bakımından bu kadar yalnız kalmamıştı” diyen Kamalak, eleştirilerde bulundu. Kamalak, “Tehlikeli bir yalnızlık bu. Türkiye böylesine bir yalnızlığı kanaatimizce hak etmiyor” uyarısını yaptı.
Vahşet Fotoğrafları Korkunç
Anadolu Ajansı tarafından dünya kamuoyuna duyurulan Suriye’deki vahşeti gözler önüne seren fotoğraflar ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Kamalak, görüntülerin adeta korkunç olduğunu söyledi. Kamalak, “Yayınlanan fotoğraflar korkunç. Korkunç ifadesi bile az gelir” değerlendirmesinde bulundu.
Kadayıfın Altı Da, Üstü De Yandı
Toplantıda gazetecilerin sorularını da bir bir yanıtlayan Kamalak’a ilginç sorularda geldi. ‘Merhum Erbakan Hoca’nın tarihe mal olmuş sözleri var. Onlardan biri ‘kadayıfın altı kızardı’ şeklinde. Eğer bu gün yaşasaydı neler söylerdi?’ şeklindeki bir soruya da Kamalak, “Şimdi kadayıfın hem altı hem de üstü yanıyor” ifadelerini kullandı.
Bu Üslup İle Bir Yere Varılamaz
“Ülkede bir üslup sorunu yaşanıyor. Bu yüzden de Türkiye dışarıda tehlikeli bir yalnızlığa, içerde ise neredeyse millet birbirine düşürüldü” diyerek üslup uyarısı yapan Kamalak, bu üslup tarzını hiçbir zaman tasvip etmediklerini ifade etti. Kamalak, “Biz üslup konusunda tüm teşkilatlarımıza genelge gönderdik. ‘Dilimizde, meramımızı anlatacak kadar güzel temiz kelimeler vardır, hatta fazlasıyla vardır. Hiçbir zaman kırıcı bir üslup kullanmayalım’ diye genelge gönderdik. Biz Yunusların, Mevlanaların üslubundan yanayız. Baş kestiren değil, savaşı durduran sözden yanayız. Bu üslup ile bir yere varılamaz” dedi.
Türkiye’de Hukuk Kaosu Yaşanıyor
Türkiye, hukuk bakımından tam bir kaos yaşıyor. Hiçbir dönemde darbeler dönemi dahil olmak üzere böylesine bir hukuk kaosu yaşamamıştır diye düşünüyorum. 12 Eylül’leri de 28 Şubat sürecini de yaşadık. Ama böylesine bir hukuk kaosunu yaşamadık. Yargının yetkisinin artırılması ile ilgili düzenlemeler yapılmalı.
En Büyük Kumpas Milli Görüş’e Yapıldı
Hükümet’in karşısında duruyoruz değiliz. Doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlar. Bu gelişmeler Türkiye’ye zarar veriyor. Dolar ve Euro aldı başını gidiyor. Bundan Türkiye’nin bir kazancı var mı, yok. TL son bir iki ayda yüzde 25 değer kaybetti. Kumpastı, şuydu, buydu…Emin olun ortada bir kumpas var idiyse, Gezi olayları ve bu son operasyonda bu krizi Türkiye açısından kazanca çevirmek mümkündü. Kriz kazanca dönüştürülemez miydi? Hükümet yetkililerimiz kumpasla, dış mihrakların oyunu ile açıklamaya gayret ediyorlar, olabilir. Eğer Türkiye’de son gelişmeler, Gezi olayları, 17 Aralık Operasyonu ve benzeri olaylar. Eğer dış mihrakların işi ise bu kumpasın somut örneği AK Parti’nin kurulmasıdır. Son 50 yılın en büyük kumpası AK Parti eliyle Milli Görüş’e yapıldı.
İstiklal Mücadelesi Vatandaşa Karşı Yapılmaz
İktidar sahipleri son olayları ‘istiklal mücadelesi’ olarak yorumluyor. Ben diyorum ki, istiklal mücadelesi kime karşı verildi. Dış güçlere karşı. Dış güçlerin başında kim vardı Avrupa. Hükümet yetkililerine sesleniyorum ‘Ey hükümet yetkilileri siz bu ülkenin istiklal mücadelesini bu ülkeyi yok etmek isteyen Avrupa Birliği’ne girerek mi kazanacaksınız. AB dediğin son tahlilde Haçlı Birliği’dir. Kumpası kuran kim o zaman. İstiklal mücadelesini veren tek parti ise sadece Saadet Partisi’dir. Biz buna karşı 8 İslam ülkesini bir araya getirerek D-8’i kurduk”
Paralel Yapılanma Varsa Gereği Yapılmalı
“Bu süreci üzüntüyle takip ediyoruz. Bu ülke hepimizin, hepimiz bu milletin evlatlarıyız. Biz kardeşleriz. Belirli mihrakların dediği gibi sağcı, solcu, liberal, komünist, laik gibi kavramlarla ülkeyi germek yanlış. Geniş bir aileyiz. Bu ailede hata yapanlar olabilir. Ama bu tür hatalardan dolayı aileyi birbirine düşürmenin kimseye faydası olmaz. Aile içinde birileri yanlış yapıyorsa aile büyükleri onları uyarır, ikaz eder. İcabında gereği neyse onu yapar. Somut olarak aileyi temsil eden aile büyükler devlet büyükleridir. Türkiye’de birileri hata yapıyorsa onun gereği yapılmalı. Aile fertlerinde biri hata ettiği zaman bunu sokağa çıkıp bağırıp çağırıp teşhir etmek yanlış. Bunu sokakta deklare etmenin bir anlamı yok. Paralel devlet var, yok. Bir ülkede iki devlet olmaz, olmaması lazım. Böyle bir eğilim varsa aile büyükleri onu ikazla mükelleftir. İşin gereğini yapmakla sorumludur.
Böyle bir yapı varsa vatandaş için de sıkıntılı. Karşısındaki polis devletin mi, çete üyesi mi? Bu ifade bana ait değil, hükümet yetkililerine ait. Şikayet için başvuracağın zaman savcı devletin mi, çetenin üyesi mi? Mahkemeye vardığın zaman kürsüde oturan hakim, devletin hakimi mi yoksa bir çetenin üyesi mi? İnsanlarımız ister istemez, zihnen böyle bir rahatsızlık yaşayacaktır. Kimsenin vatandaşı böyle tedirgin etmeye hakkı yoktur.