Tom Porteous, “Trump Beyaz Saray’a geldiğinden beri, ABD’nin Suudi Arabistan ile suç ortaklığı daha da çarpıcı hale geldi.” dedi.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesine ilişkin “Trump Beyaz Saray’a geldiğinden beri ABD’nin Suudi Arabistan ile suç ortaklığı daha da çarpıcı hale geldi.” ifadesini kullanan İnsan Hakları İzleme Örgütü Washington Direktör Yardımcısı Tom Porteous, Arap Merkezi adlı düşünce kuruluşunun Washington DC şubesinin düzenlediği “Kaşıkçı olayı ve siyasi yansımaları” başlıklı panelde konuştu.Porteous, Suudi Arabistan’da var olan siyasi baskının Muhammed bin Selman’ın Veliaht Prens olması ile daha da yoğunlaştığına dikkati çekerek, Riyad yönetiminin muhalif seslere karşı oldukça sert davrandığını, Kaşıkçı cinayetinin ise bunların bir uzantısı olduğunu belirtti.Kaşıkçı’nın öldürülmesinin, Ortadoğu’da siyasi evrimi ve Arap dünyasında ifade özgürlüğünün kötüleşmesini göstermesi bakımından çok önemli olduğunu belirten Tom Porteous, “Dolayısıyla buna nasıl yanıt vereceğimiz konusunda düşünmeye değer.” şeklinde konuştu.“Suç ortaklığı daha çarpıcı hale geldi”
Porteous, başta ABD, İngiltere ve Fransa olmak üzere Batı ülkelerinin, Suudi Arabistan ile silah satışı, ikili ticaret ve İran karşıtlığı üzerine kurulu stratejik ortaklıkları hatırına Suudi ordusunun Yemen’deki saldırılarına göz yumduğunu söyledi.Trump yönetiminin, Riyad’a verdiği desteği eleştiren Porteous, “Trump, Beyaz Saray’a geldiğinden beri ABD’nin Suudi Arabistan ile suç ortaklığı daha da çarpıcı hale geldi. Trump’ın Beyaz Sarayı’ndan ve diğer ABD liderlerinden aldığı koşulsuz destekten dolayı Suudilerin, Kaşıkçı’yı İstanbul Başkonsolosluğunda öldürmelerinin yanlarına kar kalacağını düşündüklerini ifade etmek boş bir spekülasyon değildir.” ifadelerini kullandı.Porteous, Suudi yönetiminin Kaşıkçı olayını örtbas etmeye çalıştığını ve Suudi istihbaratının yeniden yapılandırılması için Muhammed Bin Selman’ın görevlendirilmesinin ise “hakaret” olduğunu vurguladı.