Ankara Polatlı’da bir hafta önce kaybolan Eylül'ün cesedine ulaşıldı. Vahşice öldürülen Küçük Eylül’ün cesedi bir elektrik direğinin dibinde gömülü olduğu halde bulundu. İnsan olan her vatandaşı derinden yaralayan bu olay Türkiye'yi ayağa kaldırdı.EYLÜLLERİN YAŞAMASI İÇİN
Hepimizin derinlemesine düşünmemiz gereken bu olay karşısında artık yeter diyoruz. Her geçen gün çocukların korumasız kaldığı bir yerde bu tür sapıklıklara, caniliklere, insanlık dışı vahşete dur demek zamanı gelmiştir. Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesidir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır. Adalet, hakkınca uygulandığı taktirde aynı olayların tekerrür etmesi engellenebilir. Eylüllerin yaşaması için, Eylüllerin vahşice saldırıya uğramaması için gereken mutlaka yapılmalıdır. Aksi taktirde toplumun adalet duygusu harekete geçerek gereğini misli ile yaptığında Devlet bundan zarar görecektir.
ABD'de bile idam cezası var
Çocuklar kayboluyor.Çocuklara tecavüz ediliyor ve öldürülüyor. Yarın herkezin aşına gelebilecek ololan böyle bir durum karşısında, Cezalar yetersiz? Yetkililer konuşmaktan öteye gidemiyor. ne bekleniyor? Toplum çözüm yolunu haykırarak söylüyor: Bu işin tek çözüm yolunun idam cezasının yeniden geri getirilmesinden geçtiğine inanıyor. Özgür ülke olarak ifade edilen ABD'de bile idam cezası var. Türkiye'de idam cezasının bulunmaması sapık ruhlu insanları cesaretlendiriyor.Ülkemizde çocuk istismarı her gün biraz daha artıyor. ülkemizde onlarca çocuk, sapık ruhlu, kötü emelleri olan kişilerce kaçırılıyor. minik çocukların bir kısmı tecavüze uğradıktan sonra öldürülüyor. Türkiye'de İdam tekrar gelmelidir. Bu sapık ruhlu insanlar öldürülen çocuğun ailesi tarafından verilen vergilerle beslenmemelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Tiwitter hesabından Eylül ve Eylül gibi miniklere kötülük yapanlar için verdiği mesaj çok önemliydi. "EY CANAVARLAR!"
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli sosyal medya twitter hesabından hepimizi derinden düşündürücü açıklamalarda bulunarak, "Eylül’e acımadan kıymışlar. Üstelik toprağa gömmüşler. Ne istediniz bu sabiden? Ne alıp veremediğiniz vardı bu küçük yavruyla? Hiç mi yüreğiniz titremedi? Eylül hunharca katledildi, bununla birlikte vicdan katledildi, insanlık katledildi, hayaller katledildi! Korkak katiller bir kez daha milli gönülleri heder etti, kedere boğdu. Olacak iş mi bu? Ey canavarlar, küçücük bir bedene, küçücük bir ana kuzusuna nasıl kast ettiniz? (...) Peki, üstümüze düşen feryat çığlığından, fecaat çığından nasıl kurtulacağız? Eylül’ün hesabını nasıl vereceğiz? Eylül’lere musallat olan şerefsizlere nereye kadar tahammül göstereceğiz? Hakikaten çok üzgünüm. Bir yanda minik bir köpeğin dört bacağıyla birlikte kuyruğu kesilir ve ölüme bırakılır, diğer yanda küçük çocuklar hedef hâline gelir! Nasıl bu duruma düştük? (...) Böyle gidemeyiz, bu şekilde daha fazla mesafe alamayız.
İsimleri Eylül olur, Leyla olur, hiç fark etmez. Onlar çocuk, onlar savunmasız, onlar masumiyetin zirvesi. İnanınız, bu gidişle başımıza taş yağmazsa yatıp kalkıp şükretmemiz gerekir. Çocukları güvende olmayan bir milletin istikbali güvencede bulunamaz."