İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kriz merkezinde yaptığı açıklamada, olayın gerçekleştiği andan itibaren zamana karşı yarışıldığını anlattı.
"Sayın Valimizin ilk açıklaması binada adrese dayalı kayıt sisteminde 43 kişinin yaşadığına yönelikti. Ama bilgilerimiz bir taraftan misafirlerin olduğu bir taraftan orada adrese dayalı kayıt sisteminde bulunup da başka yerde yaşadığı teyit edilen sonuçlar oldu." diyen Soylu, özellikle rakam vermekten kaçındıklarını ama ilk dakikadan itibaren rakamı bildiklerini, 1 veya 2 kişiyle ilgili tereddütler olduğunu kaydetti.Enkazda 34 kişi olduğunu düşündüklerini, 1 kişi dışında 34 rakamını tespit ettiklerini dile getiren Süleyman Soylu,"Volkan Balta, camcı olan kardeşimizin tam o anda orada olduğunu öğrendik. Aynı zamanda aşağıdaki dükkanda da 1 veya 2 kişinin olabileceği konusunda bir değerlendirme vardı. Nihayetinde bugün itibariyle de bu 34 kişinin dışında 1 kişiye daha ulaştık. O da Orta Asya kökenli, kimliği tarafımızca bilinen ama henüz teyit edemediğimiz için sizinle paylaşamayacağımız ülkemizde yaşayan bir misafir. O açıdan 14 kişiyi yaralı olarak arkadaşlarımız çıkardılar. 21 kişiyi maalesef canlı çıkarmak nasip olmadı, bütün gayretlere, bütün çalışmalara rağmen onları kaybettik." dedi.Bakan Soylu, "En son çıkardığımız kişiler de Kanbur ailesinden. Şeyma Kanbur, Zehra Kanbur ve Ali Bilal Kanbur. Göçük altında olduğunu tahmin ettiğimiz 35 kişi vardı ve bu 35 kişiye de böylece ulaşmış olduk. Ancak arama kurtarma çalışmalarımız aynı anlayışla devam edecek. Zemine kadar ineceğiz. Her türlü ihtimale karşı çalışmaların devam etmesi konusunda arkadaşlarımızla görüş birliğine vardık." diye konuştu.Olayla ilgili soruşturmanın Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından devam ettirildiğini aktaran Soylu, "Burada kim hatalıysa, A'sına B'sine, C'sine bakılmadan gereği yapılacaktır. Hukuki ve idari süreçler olgunlaşınca kamuoyuyla paylaşılacaktır." dedi.Soylu, şöyle devam etti:"Bu büyük bir acıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız bu meseleye bakışımızı çok net bir şekilde ifade ettiler. Hakikaten buradan başlanarak atılacak adımlar var. Dünyanın en güzel şehri İstanbul'da ve ülkemizin her tarafında bir daha bunu yaşamak istemiyoruz. Hepimiz acıyı hissettik ama ateş düştüğü yeri yaktığı için ailelere çok daha farklı bir noktaya gittiler. Bunun ötesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız özellikle bu bölgede başka bir uygulama başlattığını ve pazartesinden itibaren de burada oluşturacağı bir ofisle birlikte hem Yeşilyurt hem Yunus Apartmanı gibi apartmanlara benzer apartmanların sağlıklı olup, olmadığının ölçümünü gerçekleştirecek. Vatandaşlarımızın da bu konuda çok önemli talepleri var. Bu apartmandan daha kötü apartmanı olduğun iddia eden vatandaşlarımız var. Onların hiçbirisini yalnız bırakamayız. Kentsel dönüşüm sürecinin gerçekleşmesi adına burada çok ciddi bir irade ortaya koyuyor hem bakan hem de çalışma arkadaşlarımız."