FETÖ medya yapılanmasına ilişkin dava başladı.savunma yapan gazeteci Nazlı Ilıcak, Zekeriya Öz ile çektirdiği kartopu fotoğrafı için dikkat çekici olsun diye o pozu verdiğinisöyledi. Ilıcak: ‘Öz’e hep taş atıyorlar, ben de kartopu atayım’ yazısını aklamak için yazmadım” dedi.FETÖ'nün medya yapılanması davasında aralarında Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan ve Ahmet Altan’ın da bulunduğu davada yargılanan 17 sanığın duruşması sona erdi. İstanbul 26'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Mehmet Altan, Ayşe Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül katıldı. Cezaevinden getirilirken, tutuklu sanık Ahmet Altan’a cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanıldı. Dosyanın tek tutuksuz sanığı Tibet Murat Sanlıman ve sanık avukatları da salonda hazır bulundu. Duruşmayı izleyenler arasında Nazlı Ilıcak'ın gelini, Ahmet Altan'ın çocukları, gazeteci Hasan Cemal ve HDP milletvekili Altan Tan ile yabancı ülkelerin konsolosluk temsilcileri yer aldı.
Saat 17.30 gibi savunmasına başlayan Nazlı Ilıcak, 11 aydır cezaevinde olduğunu belirterek, hiç bir örgütle ilgisinin olmadığını söyledi. Ilıcak şöyle konuştu: "Bunu size izah edeceğim. Ben 70’in üstünde bir insan olarak hiçbir örgütle hayatım boyunca bir ilişkim olmadı. 12 Eylül’de Süleymancıların yurtları kapatıldığında gidip Kenan Evren ile konuştum. Okuduğum okulların, kurduğum dostlukların örgütlerle hiçbir bağlantısı yoktur. Benim babam Demokrat Parti’nin bakanlarındandı ve 27 Mayıs’ta devrildi. Ben 27 Mayıs darbesinin acısını bizzat 16 yaşında yaşadım. Dayım da bakandı, 12 Eylül darbesinde devrildi. Bu nedenlerle darbeye karşı antipatim vardır. FETÖ’cü demek darbeci demek, hilekar demek. Şimdi böyle bir iddiayla karşı karşıya kalmak beni rencide ediyor” ifadelerini kullandı.
Saat 17.30 gibi savunmasına başlayan Nazlı Ilıcak, 11 aydır cezaevinde olduğunu belirterek, hiç bir örgütle ilgisinin olmadığını söyledi. Ilıcak şöyle konuştu: "Bunu size izah edeceğim. Ben 70’in üstünde bir insan olarak hiçbir örgütle hayatım boyunca bir ilişkim olmadı. 12 Eylül’de Süleymancıların yurtları kapatıldığında gidip Kenan Evren ile konuştum. Okuduğum okulların, kurduğum dostlukların örgütlerle hiçbir bağlantısı yoktur. Benim babam Demokrat Parti’nin bakanlarındandı ve 27 Mayıs’ta devrildi. Ben 27 Mayıs darbesinin acısını bizzat 16 yaşında yaşadım. Dayım da bakandı, 12 Eylül darbesinde devrildi. Bu nedenlerle darbeye karşı antipatim vardır. FETÖ’cü demek darbeci demek, hilekar demek. Şimdi böyle bir iddiayla karşı karşıya kalmak beni rencide ediyor” ifadelerini kullandı.