Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Kadrolu çalışanları ‘Yan gelip yatanlar’ olarak nitelendiren bu anlayışı aklı başında hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Kadrolu kamu çalışanlarına, adeta, üretmeden tüketen asalaklar muamelesi yapan bu değerlendirme büyük bir hakarettir” dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Sebebi şu; bir tarafta aldığımız elemanın ‘Ben nasılsa artık kadroluyum, yan gel yat’ mantığıyla hareket etmesi var. Ama diğer tarafta da işi sıkı tutma anlayışı var. Bunlara dayalı olarak bu tür adımları atıyoruz.” ifadelerini değerlendiren Geylan, "Sayın Erdoğan’ın, bu konuda kendisini yönlendiren ve bilgilendiren danışmanları kimse, kesinlikle kadrosunu sorgulaması lazımdır. Birincisi, kadrolu çalışanları “Yan gelip yatanlar” olarak nitelendiren bu anlayışı aklı başında hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Kadrolu kamu çalışanlarına, adeta, üretmeden tüketen asalaklar muamelesi yapan bu değerlendirme büyük bir hakarettir. Eğitimde, askeriyede, sağlıkta, ulaşımda, emniyette vs. kamunun her kademesinde fedakârca görev yapan kadrolu kamu çalışanlarını tahkir eden bu ifadeler tekzibe muhtaçtır.
Sayın Cumhurbaşkanı, bu ifadeleriyle milyonlarca çalışanı üzdüğünü görmeli ve gereğini yapmalıdır. Ayrıca merak ediyorum; kadrolu ve sözleşmeli çalışanların etkinliğiyle ilgili hangi bilimsel çalışma yapılarak, sayın Erdoğan’a takdim edilmiştir." dedi.Geylan örnek vererek, "MEB, kadrolu öğretmenlerle sözleşmeli öğretmenlerimizin verimliliklerini mukayese etmiş, kadrolu öğretmenlerimizin yan gelip yattığına dair bir bulguya ulaşmış ve sözleşmeli istihdam edilen öğretmenlerimizin daha başarılı eğitim hizmeti verdiğini tespit mi etmiş ki, sayın Cumhurbaşkanı birileri tarafından bu şekilde bilgilendirilmiştir. Böyle bir şey söz konusu değildir."dedi.Cumhurbaşkanlığı danışmanları, politika kurulları ya da ilgili kurumlar daha ciddi çalışmalar ortaya koyması ve milyonların motivasyonunu bozacak, çalışma şevkini rencide edecek açıklamalara neden olmaması gerektiğini söyledi."Kamu hizmetinde, pozisyonu, sıfatı ve görevi ne olursa olsun, kim yan gelip yatıyor ve bir asalak gibi ülkemizin kaynaklarını sömürüyorsa, buna yönelik en etkili tedbirler alınsın. Ama bunun yolu, kamu çalışanlarının iş güvencesini ellerinden alarak, adeta konjonktürün kölesi yapmak değildir! " ifadelerini kullanan Geylan, Devlet memuru yan gelip yatma hevesindeki asalak olmadığını milyonlarca devlet memuru gecesini gündüzüne katarak millete hizmet ettiğini belirterek, "Devlet memuru, devletin vatandaşa dönük yüzüdür. Devlet memurunu tahkir etmek, devleti tahrip etmektir. Buna, kimsenin hakkı yoktur." dedi.
Sayın Cumhurbaşkanı, bu ifadeleriyle milyonlarca çalışanı üzdüğünü görmeli ve gereğini yapmalıdır. Ayrıca merak ediyorum; kadrolu ve sözleşmeli çalışanların etkinliğiyle ilgili hangi bilimsel çalışma yapılarak, sayın Erdoğan’a takdim edilmiştir." dedi.Geylan örnek vererek, "MEB, kadrolu öğretmenlerle sözleşmeli öğretmenlerimizin verimliliklerini mukayese etmiş, kadrolu öğretmenlerimizin yan gelip yattığına dair bir bulguya ulaşmış ve sözleşmeli istihdam edilen öğretmenlerimizin daha başarılı eğitim hizmeti verdiğini tespit mi etmiş ki, sayın Cumhurbaşkanı birileri tarafından bu şekilde bilgilendirilmiştir. Böyle bir şey söz konusu değildir."dedi.Cumhurbaşkanlığı danışmanları, politika kurulları ya da ilgili kurumlar daha ciddi çalışmalar ortaya koyması ve milyonların motivasyonunu bozacak, çalışma şevkini rencide edecek açıklamalara neden olmaması gerektiğini söyledi."Kamu hizmetinde, pozisyonu, sıfatı ve görevi ne olursa olsun, kim yan gelip yatıyor ve bir asalak gibi ülkemizin kaynaklarını sömürüyorsa, buna yönelik en etkili tedbirler alınsın. Ama bunun yolu, kamu çalışanlarının iş güvencesini ellerinden alarak, adeta konjonktürün kölesi yapmak değildir! " ifadelerini kullanan Geylan, Devlet memuru yan gelip yatma hevesindeki asalak olmadığını milyonlarca devlet memuru gecesini gündüzüne katarak millete hizmet ettiğini belirterek, "Devlet memuru, devletin vatandaşa dönük yüzüdür. Devlet memurunu tahkir etmek, devleti tahrip etmektir. Buna, kimsenin hakkı yoktur." dedi.