Birleşmiş Milletler Narkotik Kontrol Kurulu Üyesi ve önceki başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Türkiye’ye ilişkin rakamların yanı sıra Orta Doğu ülkelerindeki uyuşturucu mücadeleye ilişkin verilerle ilgili bilgi vererek,
Atasoy, İran’dan çıkarılan esrarın yüzde 25’i Türkiye’ye girdiğini, Türkiye’de Haşhaş üretimi geçen yıla göre yüzde 90 arttığını, Türkiye eroin yakalayan ülkelerin başında geldiğini belirtti.Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, 2005-2010 ile 2017-2022 dönemleri Birleşmiş Milletler Narkotik Kontrol Kurulu Üyesi ve önceki başkanı
Prof. Dr. Sevil Atasoy, Türkiye’ye ilişkin rakamların yanı sıra Orta Doğu ülkelerindeki uyuşturucu mücadeleye ilişkin bilgiler verdi.
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Senato Salonunda düzenlenen basın toplantısında Prof. Dr. Sevil Atasoy, Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) tarafından oluşturulan 2019 Raporunu dünya ile aynı anda paylaştı.Haşhaş üretimi artıyor!
Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Dünya genelindeki morfince zengin haşhaş hasadı 44 bin hektardan yaklaşık 61 bin hektara yükseldi. Bu yükselişte Türkiye’nin önemli bir payı var. Ülkemiz bir önceki yıla göre % 90 artış gerçekleştirdi ve halen elinde dünyanın en büyük morfince zengin konsantre haşhaş kapsül stokunu bulundurmakta ve Avustralya ve Fransa ile birlikte dünya morfin ihtiyacının % 88’ini karşılıyor” ifadelerini kullanarak uyuşturucu nakil yolları ile ilgili şunları söyledi;“Son yıllarda geleneksel Balkan Yolu’na Suriye Arap Cumhuriyeti, Irak ve
Güney Kafkasya ülkelerinden geçen yan yollar eklenmiş olsa da, Balkan Yolu hala Afganistan’dan İran’a, Türkiye ve Balkan Ülkeleri üzerinden Batı ve Orta Avrupa’ya afyon, morfin ve eroin taşınmasında başlıca güzergâh olmayı sürdürüyor.”
Avrupa’dan daha fazla eroin yakalıyoruz
Atasoy, “Eroin kaçakçılığı dendiği zaman Türkiye’nin adı mutlaka geçiyor. Bunlardan bir tanesi son BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin raporunda söz konusu edilen Balkan Yolu ülkemiz üzerinde geçen yoldur. Yakalamalar dendiğinde yine en fazla eroin yakalayan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Türkiye’de yakalanan eroin Avrupa ülkelerinin tamamında yakalanan eroinden çok daha fazla” dedi.
Denetlenmeyen kaçakçılığında artış var!
Atasoy,
“Sahte “captagon” imalatı ve kaçakçılığı Orta Doğu ülkelerinin tamamını ciddi biçimde etkilediğini belirterek," Bu ülkelerden bazıları sadece hedef piyasalar değil, kaynak da olmaktalar. Ülkemizin de içinde bulunduğu bölgenin bir diğer sorunu uluslararası denetimde olmayan sentetik opioid
tramadol kaçakçılığı ve kullanımında gözlenen artış. “Captagon” ve tramadol kaçakçılığının artışına bölgenin bazı yerlerindeki çatışma, fakirlik, ekonomik fırsat yokluğu katkıda bulunuyor” dedi.Sahte “captagon”un üretimi ve kaçakçılığı Orta Doğu’daki uyuşturucu ile mücadeleyi ciddi biçimde etkilediğini, Başta Lübnan ve Suriye Arap Cumhuriyeti olmak üzere, gerek iç piyasa gerekse Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine kaçırmak amacıyla captagon imal eden yasadışı laboratuvarlar olduğuna dair işaretler bulunduğunu ifade ederek, "Bu captagon tabletlerinin bir bölümü Orta Doğu pazarlarına ulaştırılmak üzere Türkiye’ye ve Suriye üzerinden Lübnan’a kaçırıldı. İran ve Ürdün’ün amfetamin kaçakçılığında kaynak ülke olduğu ileri sürülüyor. Orta Doğu ülkelerindeki uyuşturucu mücadeleye ilişkin verilerin yanı sıra rapordaki Türkiye’ye atfedilen bölümlere ilişkin bazı çarpıcı bilgiler verdi:
Türkiye geçmiş yıllarda olduğu gibi gerek bölgesel gerekse uluslararası düzeyde gerçekleştirilen pek çok eğitim ve operasyonda yer aldığını belirten Atasoy, "Örneğin yeni psikoaktif maddelerin, sentetik opioidlerin ve esrarın kaçağa kaydığı yollarla ilgili 19 bin 500 narkotik personelinin yer aldığı ve 11 ton uyuşturucunun yakalandığı, 579 kişinin tutuklandığı Orta Asya merkezli Kanal-Center operasyonunda Türkiye gözlemciydi. Eroin eşdeğeri olarak hesaplandığında, dünya genelinde opiyatların % 39’u İran, % 26’sı Afganistan, % 14’ü Pakistan ve % 7’si Türkiye tarafından yakalandı. Bölge piyasalarının önemli bir sorunu olan cannabis reçinesinin (esrar) kaynağı Afganistan. Esrarın % 90’ı kara ve deniz yoluyla Pakistan üzerinden, % 10’u doğrudan Afganistan’dan İran’a girdi. İran’dan çıkartılan esrarın % 55’i Arap Yarımadasındaki ülkelere, % 25’i Türkiye ve Güney Kafkaslara sokuldu."dedi.Raporda, Psikolojik, sosyal ve duygusal gelişimlerinden dolayı gençler özellikle söz konusu maddelerin uzun vadeli etkilerine karşı daha fazla savunmasız kaldığına işaret edilerek, "Araştırma, ilk kullanım yaşı ne kadar erken olursa, yetişkinlikte madde kullanım bozukluğu gelişme olasılığının da o kadar yüksek olduğunu gösterdiğinden, madde kullanımına başlama yaşı en büyük endişe kaynağını oluşturuyor. INCB ergenlik döneminde sağlığın korunmasının halk sağlığının daha iyi olmasına ve ekonomiye ve topluma tahmin edilenden fazla yarar sağladığına dikkat çekiyor. Madde kullanımı ve madde kullanımı bağımlılığı gençlerin gelişimlerini olumsuz etkileyebilir. Ergenlik döneminde gelişimlerinde yaşanacak eksiklikler yaşam boyu peşlerini bırakmayacak olumsuzluklara ve hayatları için zararlı sonuçlara yol açabilecektir” denildi.
Alkol ve tütün, Cannabis ve diğer maddeler...
INCB Raporunda çocuklar ve ergenlerin alkol ve tütün kullanımının psikoaktif madde kullanımına başlamalarıyla yakından bağlantılı olduğu belirtiliyor. Çoğunlukla alkol ve tütün kullanımını,
cannabis (esrar) ve diğer kontrol altındaki maddelerin kullanımı takip ediyor. Çocukları ergenlik dönemine kadar takip eden profil araştırmalarında 16-19 yaş grubunda alkol, tütün ve cannabis (esrar) kullananların erişkinlikte opioid ve kokain kullanma ihtimalinin yükseldiğini ortaya koyuyor.
Dünyada en fazla afyon üretilen ülke Afganistan
Raporda, Avrupa, Orta Asya ve Afrika’da ele geçen opioidlerin hemen hemen tamamının menşeininAfganistan olduğu belirtilerek “2018 verilerine göre dünyada en fazla kaçak haşhaş ekimi yapılan ve afyon üretilen ülke Afganistan’dır. Afganistan aynı zamanda dünya çapında en büyük cannabis reçinesi kaynaklarından biridir ve sınırları içinde sentetik uyuşturucu kaçakçılığında artış yaşamaya devam etmektedir” denildi.Raporda Afganistan’dan Avrupa’ya uyuşturucu kaçakçılığının ana güzergâhı olan Balkanlar’da birçok yeni hattın kendini göstermeye başlamış bulunduğu, bu hatların bazılarının Suriye ve Irak ile Güney Kafkasya ülkelerini kapsadığına dikkat çekildi.
Avrupa’da kokain kullanımı
Rapora göre, Avrupa’da saflık derecesi yüksek kokain miktarı ve kullanımı artıyor. Birçok Avrupa ülkesinde 2018 ve 2019 yıllarında rekor seviyede kokain ele geçirilmesi, kokain kaçakçılığında artış olduğunu ortaya koyuyor ve bunun sonucu olarak da Avrupa’nın genelinde saflık derecesi yüksek kokain miktarında artış yaşanıyor. Kokain, Güney ve Batı Avrupa’da daha yaygın olmak üzere en fazla karşılaşılan yasa dışı uyuşturucu olarak karşımıza çıkıyor.
Avrupa’da en fazla ele geçirilen esrar
Esrar Avrupa’da en fazla ele geçirilen ve kullanılan uyuşturucu olmaya devam ediyor; bazı Avrupa ülkelerinde eroinin yerini fentalin alıyor. Avrupalı yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 29’u hayatlarının bir döneminde en az bir kez uyuşturucu kullanmış. En çok kullandıkları uyuşturucu ise esrar. Esrarın kullanım çokluğu diğer uyuşturuculara göre beş kat daha fazla.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gençlerde uyuşturucu madde kullanımındaki gelinen nokta ve alınması gereken önlemler” başlığı altında görüşlerini paylaştı ve son gelişmeleri aktardı.Madde kullanımlarının bireylerdeki etkilerine değinen Tarhan, “Opioidler çok etkili ağrı kesiciler olarak da biliniyor. Hastalar bu ilaçları zorla doktorlara yazdırarak aşırı ve kontrolsüz kullanımla birlikte bağımlı hale geliyorlar. Bu madde ABD’de büyük krize neden oldu ve sağlık kongrelerinde konuşulan bir konu haline geldi. Türkiye’de yoğun kullanımı söz konusu olan metamfetaminler dikkat eksikliğini gideriyor, çocukların ders çalışırken daha konsantre olmalarını sağlıyor ama bunların da aşırı kullanımı şizofreniye yol açıyor” dedi.
“Hastaların yüzde 70’i taburcu olduktan sonra kliniğe geri dönüyor”
2011’de uyuşturucuya bağlı 105 ölüm gerçekleşirken 2019’da bu sayının 9 kat artarak 945’e çıktığını belirten Tarhan, “Yatarak tedavi yani detoks süreci olarak adlandırdığımız dönemde Türkiye oldukça başarılı. Ancak hastaların yüzde 70’i detoks dönemini tamamlayıp taburcu olduktan sonra rehabilitasyon ve sosyal entegrasyonları ile ilgili çalışmaların yetersizliği nedeniyle yeniden kliniğe geri dönüyor.” dedi.
“Ebeveyn çocuğunun uyuşturucu kullandığını ancak 2 yıl sonra anlıyor!”
Ebeveynlerin çocuklarındaki uyuşturucu kullanımını ancak 2 yıl sonra anlayabildiğini belirten Tarhan, “Çocuk sürekli yalan söylüyorsa, ders performansında ciddi düşüşler yaşanıyorsa ve otokontrol mekanizması zayıfladığı için sıra dışı davranışlar, günlük yaşamında sürekli hatalar yapıyorsa bu durumdan şüphelenilmeli ve uzman yardımı alınmalıdır” dedi.