Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis Soruşturma Komisyonu'nun eski 4 bakan ile ilgili kararını değerlendirdi.
Erdoğan, "Bu adeta bir ana karar. Bundan sonraki süreç tabi ki Parlamento, Genel Kurul. Nihai kararı orası verecek. Dert bu mu? Dert başka. Acaba buradan biz ne elde edebiliriz? Bunun gayreti içerisindeler. İnanıyorum ki bu Parlamento şu anda özellikle soruşturma komisyonunun almış olduğu, üzerinde çalışılmış bir karar neticesinde nihai kararını en ideal, en adil şekilde verecektir." dedi.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları…
En mütevazi hesaplamayla 17 ve 25 Aralık darbe girişiminin Türkiye’ye maliyeti 120 milyar dolar oldu. Eğer başarılı olsaydılar, eğer azmettikleri gibi başbakanı, ‘dönemin başbakanı’ yapabilselerdi, inanın bu maliyet kat kat fazla olacaktı
17-25 Aralık darbesinde başarısız olanlar ümitsizlik içinde yeni bir takım operasyonları devreye almak için uğraştılar ve uğraşıyorlar. Dört eski bakan üzerinden kurgulanmak istenen süreç, açık söylüyorum; 17-25 Aralık darbe girişimini yaşatmaya yönelik tamamen umutsuz bir süreçtir.
Parlamento, Soruşturma Komisyonunun almış olduğu, üzerinde çalışılmış bu karar neticesinde nihai kararını en ideal, en adil şekilde verecektir. Türkiye bu tür oyalama süreçleri içerisinde, üzerinde spekülasyonların yapılacağı bir ülke olmayacaktır, olmadığını da bu Parlamento gösterecektir.
Milli Güvenlik Kurulu, bununla ilgili (paralel yapı) tavsiye kararını almıştır. Hükümetimiz, Bakanlar Kurulundan bunu geçirmiştir ve şimdi 2015 milli siyaset belgesi içinde de yerini alacaktır. Bu artık böyle bir örgüttür.
Dürüst değiller. Samimi değiller. Geliyorlar, bizimle oturuyorlar, konuşuyorlar, kendilerine gerekli cevapları veriyoruz, belgeleri gösteriyoruz, bütün bunlara rağmen yine bildiklerini okuyorlar. Niye? Bunlar samimiyetsiz, bunlar dürüst değil. Onun için ben büyükelçilerimizden özellikle şunu istiyorum: Bunların karşısında dik durun. Bunların karşısında, onlara, yaptıkları ahlaki olmayan bütün bu asparagas haberleri, bu yalan haberleri, bunların yüzüne yüzüne çalmanız lazım. Siz, 77 milyon Türk milletinin birer temsilcisi, misyon şefisiniz. Buradan asla taviz vermemeniz gerekiyor. Çünkü bu bizim için çok çok önemli.
Özellikle Avrupa Birliği, Türkiye politikasını artık gözden geçirmek durumundadır. Yeterince oyaladılar, yeterince vakit kaybettirdiler. Şu anda AB’nin çok ciddi tehlikelerle tehditlerle karşı karşıyayken bunları görmek, bunları bir defa bir an önce değerlendirmek, bunlara çare üretmek yerine Türkiye’ye ders vermeye kalkışması inanın acınacak bir durumdur. Bakın ırkçı, ayrımcı, özellikle de Müslümanları hedef alan faaliyetler Avrupa’da artık gizlenemez bir noktaya geldi.
Erdoğan, "Bu adeta bir ana karar. Bundan sonraki süreç tabi ki Parlamento, Genel Kurul. Nihai kararı orası verecek. Dert bu mu? Dert başka. Acaba buradan biz ne elde edebiliriz? Bunun gayreti içerisindeler. İnanıyorum ki bu Parlamento şu anda özellikle soruşturma komisyonunun almış olduğu, üzerinde çalışılmış bir karar neticesinde nihai kararını en ideal, en adil şekilde verecektir." dedi.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları…
En mütevazi hesaplamayla 17 ve 25 Aralık darbe girişiminin Türkiye’ye maliyeti 120 milyar dolar oldu. Eğer başarılı olsaydılar, eğer azmettikleri gibi başbakanı, ‘dönemin başbakanı’ yapabilselerdi, inanın bu maliyet kat kat fazla olacaktı
17-25 Aralık darbesinde başarısız olanlar ümitsizlik içinde yeni bir takım operasyonları devreye almak için uğraştılar ve uğraşıyorlar. Dört eski bakan üzerinden kurgulanmak istenen süreç, açık söylüyorum; 17-25 Aralık darbe girişimini yaşatmaya yönelik tamamen umutsuz bir süreçtir.
Parlamento, Soruşturma Komisyonunun almış olduğu, üzerinde çalışılmış bu karar neticesinde nihai kararını en ideal, en adil şekilde verecektir. Türkiye bu tür oyalama süreçleri içerisinde, üzerinde spekülasyonların yapılacağı bir ülke olmayacaktır, olmadığını da bu Parlamento gösterecektir.
Milli Güvenlik Kurulu, bununla ilgili (paralel yapı) tavsiye kararını almıştır. Hükümetimiz, Bakanlar Kurulundan bunu geçirmiştir ve şimdi 2015 milli siyaset belgesi içinde de yerini alacaktır. Bu artık böyle bir örgüttür.
Dürüst değiller. Samimi değiller. Geliyorlar, bizimle oturuyorlar, konuşuyorlar, kendilerine gerekli cevapları veriyoruz, belgeleri gösteriyoruz, bütün bunlara rağmen yine bildiklerini okuyorlar. Niye? Bunlar samimiyetsiz, bunlar dürüst değil. Onun için ben büyükelçilerimizden özellikle şunu istiyorum: Bunların karşısında dik durun. Bunların karşısında, onlara, yaptıkları ahlaki olmayan bütün bu asparagas haberleri, bu yalan haberleri, bunların yüzüne yüzüne çalmanız lazım. Siz, 77 milyon Türk milletinin birer temsilcisi, misyon şefisiniz. Buradan asla taviz vermemeniz gerekiyor. Çünkü bu bizim için çok çok önemli.
Özellikle Avrupa Birliği, Türkiye politikasını artık gözden geçirmek durumundadır. Yeterince oyaladılar, yeterince vakit kaybettirdiler. Şu anda AB’nin çok ciddi tehlikelerle tehditlerle karşı karşıyayken bunları görmek, bunları bir defa bir an önce değerlendirmek, bunlara çare üretmek yerine Türkiye’ye ders vermeye kalkışması inanın acınacak bir durumdur. Bakın ırkçı, ayrımcı, özellikle de Müslümanları hedef alan faaliyetler Avrupa’da artık gizlenemez bir noktaya geldi.