TBMM’de AK Parti Milletvekilleri tarağından verilen Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine konuşan, İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri YAŞAR, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna 2013 yılında verilen ödemeler alanındaki düzenleme ve denetleme yetkisinin Merkez Bankasına verilmesini öngörüldüğünü, Ayrıca, bu düzenlemeyle, banka olmadığı hâlde posta çeki hesaplarıyla neredeyse bir banka gibi görev yapan PTT de bu düzenleme ve denetleme kapsamına alındığını söyledi.
Önümüze ikinci yargı paketi geliyor
Merkez Bankası tarafından sistemin çok iyi bir şekilde düzenlenmesi ve denetlenmesi, ödeme hizmetlerinin sorunsuz bir şekilde işlenmesi bakımından büyük önem arz ettiğini belirten Bedri Yaşar, "Biz bu düzenlemeyi başta da söylediğimiz gibi aynen destekliyoruz. Yine, önümüze ikinci yargı paketi geliyor. Burada da yine işverenlerin çok önemli bir problemi var, bu yazılan çeklerden doğan mahkûmiyetler. Hepimizin bildiği gibi, çek çok yaygın olarak bir ödeme aracı olarak kullanılmaktadır. Bu düzenlemeye göre, 2016 yılında yaptığımız düzenlemeye göre, çekin karşılıksız çıkması durumunda üzerinde yazan tutar adli para cezasına dönüşmektedir. Bu para cezasının da süreci içinde ödenememesi hâlinde adli para cezası hapis cezasına dönüşmektedir. Bugün ülkemizde sık sık yaşanan ekonomik krizler nedeniyle hem borçlu kesimi hem de alacaklı kesimi ciddi mağduriyetler yaşar hâle gelmiştir." dedi."Ekonomik suça ekonomik ceza"
Yaşanan ekonomik krizin yol açtığı sebeplerden dolayı, yıllardır ülkemizde üretime ve istihdama çok önemli katkılar sağlayan binlerce ticari kuruluş ve işletme sahibi, çek nedeniyle hapis cezasıyla karşı karşıya kaldığını belirten Bedri Yaşar, "Size şunu söyleyeyim: 2007 yılında yazılan çek miktarı 182.159; 2017'de yazılan çek miktarı 333 bin 703, 2018'de 332 bin 104, 2019'da 456 bin 968. Yani şunu söylemek istiyoruz: 2016'da çıkan çeklere hapis cezası getiren yasa teklifi hiçbir şekilde caydırıcı olmamıştır. Kaldı ki bugün bankalarda çeki yazılan bütün işverenlerin tamamı kara listeye alınmakta ve bundan sonraki kredilerinde, kredi kullanımlarında veya bankacılıkla ilgili faaliyetlerinde bu hep, tümüyle onların önüne çıkmaktadır. Mümkün olduğunca herkes çekini ödemek için elinden gelen gayreti göstermektedir. Dolayısıyla "Ekonomik suça ekonomik ceza" mantığından hareketle bunu önümüzdeki yargı reformu yasasına da ilave ederek hiç olmazsa bir miktar işverenlerimizi rahatlatmış oluruz." dedi.