Kapsamhaber yazarı Hasan Basri Arslan Son zamanlarda türkiye'ye saldırıyla gündemde olan IŞİD'in nasıl bir proje olduğunu sorguladı.
Hasan Basri Arslan'ın yazısı şöyle:Hatırlayın, Musul’da İŞİD tehdidi en üst noktaya gelmişti. Ahmet Davutoğlu, konsolosluk çalışanlarımızla ilgili bir sıkıntı olmadığını söyledi.
Sonuç;
Konsolosumuz dâhil 49 kişi rehin alındı. Aylarca haber dahi alamadık, hangi tavizlerle pazarlık masasına oturduğumuzu bilmiyoruz.
Terörü ve dış siyaseti bu kadar güzel okuyan bir bürokrat Başbakan oldu.
'İŞİD terörist değil, öfkeden bir araya gelmiş insan topluluğu' diyen ise Cumhurbaşkanı koltuğunda.
HDP’nin Kobani eylemi sonrasında çıkan olaylar karşısında 'İŞİD adam öldürüyor ama işkence etmiyor' diyen başbakan yardımcısı Emrullah İşler’i de unutmayalım.
Konuya oldukça hâkim olan kadrolarla terör mücadelesi veriyoruz. Yerli yabancı birçok siyasetçi ve köşe yazarının yıllardır yaptıkları uyarıları dikkate almayan insanlar bugün terör konusunda literatürümüze yeni kelimeler kazandırıyorlar.
Öfkeli insan topluluğu olarak görmek istenen İŞİD, nasıl bir projenin eseridir.
Mantık çerçevesinde böyle bir örgütlenmenin altından ABD ve dolayısıyla İsrail’in çıkması kimseyi şaşırtmaz. Sadece dillendirilmeyen fakat belli bir plan çerçevesinde devam eden BOP’un bir parçası olduğunu hepimiz biliyoruz. BOP adı verilen ve Ortadoğu’yu yeniden tasarımlamak amacı güden planın eş başkanı seviyesinde bir liderimiz olduğuna göre İŞİD denen canavar örgütün bu kadar şımartılmasına ve müsamaha gösterilmesine şaşırmamalıyız.
Milli İstihbarat Teşkilatımız her türlü yapılanmanın farkındadır hatta jandarma istihbaratının da bu tür konularda yetişmiş elemanları olduğuna göre özellikle yurt içi ve devamında yurtdışı yapılanmasından haberdar olmama ihtimalimiz yok. Kaldı ki yakın zaman içerisinde birçok noktaya eş zamanlı baskınlar yapılarak terörist faaliyetlerin beli kırılmaya çalışılıyor.
Yurtiçi ve yurtdışında sahada çalıştırılan birçok istihbarat elemanı anlık bilgi aktarımı yapmaktadır.
Buradan çıkan sonuç şu;
Ya gelen istihbarat düzgün yorumlanmıyor ya da yorumlandığı halde hükümetimiz istediği gibi algılıyor.
Her halükarda istihbarat zafiyetimiz olduğu ve bu hükümetin dış siyaset konusunda sürekli çuvalladığı gözlerden kaçmıyor.
Reyhanlı’da yaşananlardan ders çıkarmayanlar Suruç konusunda sonuna kadar suçludur.
Gidişatın bize gösterdiği ise benzer olaylarla yakın zaman içerisinde tekrar karşılaşma ihtimalinin oldukça yüksek olduğudur.
Müslüman idarecilerimize örnek olması açısından bir rakam vermek istiyorum. Düşman bile kabul etmediğiniz, öfkeli insan kalabalığı dediğiniz İŞİD terörü yüzünden bugüne kadar 92 vatandaşımızı kaybettik.
Peygamberimiz Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında toplam 90 şehit vermişti.
Ya Müslüman olduğunuz halde kaynağınız yanlış ya da ülke yönetmeyi bilmiyorsunuz. Hele hele terörle mücadeleyi hiç bilmiyorsunuz.Hatırlayın, Musul’da İŞİD tehdidi en üst noktaya gelmişti. Ahmet Davutoğlu, konsolosluk çalışanlarımızla ilgili bir sıkıntı olmadığını söyledi.
Sonuç;
Konsolosumuz dâhil 49 kişi rehin alındı. Aylarca haber dahi alamadık, hangi tavizlerle pazarlık masasına oturduğumuzu bilmiyoruz.
Terörü ve dış siyaseti bu kadar güzel okuyan bir bürokrat Başbakan oldu.
'İŞİD terörist değil, öfkeden bir araya gelmiş insan topluluğu' diyen ise Cumhurbaşkanı koltuğunda.
HDP’nin Kobani eylemi sonrasında çıkan olaylar karşısında 'İŞİD adam öldürüyor ama işkence etmiyor' diyen başbakan yardımcısı Emrullah İşler’i de unutmayalım.
Konuya oldukça hâkim olan kadrolarla terör mücadelesi veriyoruz. Yerli yabancı birçok siyasetçi ve köşe yazarının yıllardır yaptıkları uyarıları dikkate almayan insanlar bugün terör konusunda literatürümüze yeni kelimeler kazandırıyorlar.
Öfkeli insan topluluğu olarak görmek istenen İŞİD, nasıl bir projenin eseridir.
Mantık çerçevesinde böyle bir örgütlenmenin altından ABD ve dolayısıyla İsrail’in çıkması kimseyi şaşırtmaz. Sadece dillendirilmeyen fakat belli bir plan çerçevesinde devam eden BOP’un bir parçası olduğunu hepimiz biliyoruz. BOP adı verilen ve Ortadoğu’yu yeniden tasarımlamak amacı güden planın eş başkanı seviyesinde bir liderimiz olduğuna göre İŞİD denen canavar örgütün bu kadar şımartılmasına ve müsamaha gösterilmesine şaşırmamalıyız.
Milli İstihbarat Teşkilatımız her türlü yapılanmanın farkındadır hatta jandarma istihbaratının da bu tür konularda yetişmiş elemanları olduğuna göre özellikle yurt içi ve devamında yurtdışı yapılanmasından haberdar olmama ihtimalimiz yok. Kaldı ki yakın zaman içerisinde birçok noktaya eş zamanlı baskınlar yapılarak terörist faaliyetlerin beli kırılmaya çalışılıyor.
Yurtiçi ve yurtdışında sahada çalıştırılan birçok istihbarat elemanı anlık bilgi aktarımı yapmaktadır.
Buradan çıkan sonuç şu;
Ya gelen istihbarat düzgün yorumlanmıyor ya da yorumlandığı halde hükümetimiz istediği gibi algılıyor.
Her halükarda istihbarat zafiyetimiz olduğu ve bu hükümetin dış siyaset konusunda sürekli çuvalladığı gözlerden kaçmıyor.
Reyhanlı’da yaşananlardan ders çıkarmayanlar Suruç konusunda sonuna kadar suçludur.
Gidişatın bize gösterdiği ise benzer olaylarla yakın zaman içerisinde tekrar karşılaşma ihtimalinin oldukça yüksek olduğudur.
Müslüman idarecilerimize örnek olması açısından bir rakam vermek istiyorum. Düşman bile kabul etmediğiniz, öfkeli insan kalabalığı dediğiniz İŞİD terörü yüzünden bugüne kadar 92 vatandaşımızı kaybettik.
Peygamberimiz Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında toplam 90 şehit vermişti.
Ya Müslüman olduğunuz halde kaynağınız yanlış ya da ülke yönetmeyi bilmiyorsunuz. Hele hele terörle mücadeleyi hiç bilmiyorsunuz.