Avrupa emperyalistlerinin desteği ile kısa bir süre önce tebamız olan 4 küçük Balkan devleti Osmanlı İmparatorluğunu perişan etmişti. Azınlıkların ihanetleri ve Osmanlı içindeki Türk insanı idealsiz, başıbozuk, askeri disiplinden mahrum ve darmadağın bir haldeydi.
Son darbeyi vurmak üzere sömürgeci Churchill şöyle diyordu: “Birkaç günde İstanbul’da kahve içeceğiz. Hasta adamı Balkan Harbinde gördük. Düşündüğümüzden kolay olacak…” Ama öyle olmadı. Büyük Millet uyandı. Düşmana Çanakkale’yi dar eyledi. Ben savaşı anlatacak değilim, çok farklı bir yaklaşımla Bu Büyük Milletin gücünün niteliğini irdeleyeceğim.
DÜŞMAN ŞAŞIRMIŞTI, BU GÜÇ NEREDEN GELİYORDU?
General Hamilton’un yardımcılarından birinin “Dardanelles War” adlı kitabında yaptığı analizde bu büyük güce işaret ediyor. Kitabın bir bölümünde “Biz İstanbul’u alıp hasta adamın hayatına son verecektik. Büyük bir İslamlık gücü vardı, ama bu güç üç yıl evvel Balkan harbinde işe yaramamıştı. Çünkü onu fiiliyata geçirecek fiziki güç hasta ve dağınıktı. Bu eksikliği 1911 yılında kurulan Türk Derneği, 1912 yılında kurulan Türk Ocakları gidermişti. Üç yıl içinde İslam’ın manevi gücü ile Türk’ün fiziki gücü birleşmiş, bize cehennemi yaşatan o büyük bileşke güç ortaya çıkmıştı. Bunu biz savaş meydanında anladık. Ölen(bize göre şehit olan) yedek subay ve subayların yaklaşık %80’nin cebinde TÜRK OCAĞI KARTI çıkmıştı…” demektedir.
Hatta düşmanlar Milli Mücadeleyi de bu birleşik gücün yaptığına kesin olarak inanmışlardır. Bunu nereden anlıyoruz? Sömürgeciler İstanbul’u işgal ettiklerinde ilk olarak TÜRK OCAĞI merkezini işgal etmişlerdir.
İŞTE İSLAMIN YÜCE MANEVİ GÜCÜ İLE TÜRKÜN FİZİKİ GÜCÜ BİRLEŞİRSE BÖYLE HARİKA BİLEŞKELER YARATABİLİR.
BUGÜN TÜRKİYE TÜRKLER TARAFINDAN İDARE EDİLEMİYOR. İdarede bulunan azınlık ırkçıları ve dejenere mahlukatın bilinçli olarak Türkleri ya en altta tutmakta veya idareye hiç yanaştırmamaktadır. YAZININ DEVAMI
Prof.Dr.Mustafa Özdemir
Son darbeyi vurmak üzere sömürgeci Churchill şöyle diyordu: “Birkaç günde İstanbul’da kahve içeceğiz. Hasta adamı Balkan Harbinde gördük. Düşündüğümüzden kolay olacak…” Ama öyle olmadı. Büyük Millet uyandı. Düşmana Çanakkale’yi dar eyledi. Ben savaşı anlatacak değilim, çok farklı bir yaklaşımla Bu Büyük Milletin gücünün niteliğini irdeleyeceğim.
DÜŞMAN ŞAŞIRMIŞTI, BU GÜÇ NEREDEN GELİYORDU?
General Hamilton’un yardımcılarından birinin “Dardanelles War” adlı kitabında yaptığı analizde bu büyük güce işaret ediyor. Kitabın bir bölümünde “Biz İstanbul’u alıp hasta adamın hayatına son verecektik. Büyük bir İslamlık gücü vardı, ama bu güç üç yıl evvel Balkan harbinde işe yaramamıştı. Çünkü onu fiiliyata geçirecek fiziki güç hasta ve dağınıktı. Bu eksikliği 1911 yılında kurulan Türk Derneği, 1912 yılında kurulan Türk Ocakları gidermişti. Üç yıl içinde İslam’ın manevi gücü ile Türk’ün fiziki gücü birleşmiş, bize cehennemi yaşatan o büyük bileşke güç ortaya çıkmıştı. Bunu biz savaş meydanında anladık. Ölen(bize göre şehit olan) yedek subay ve subayların yaklaşık %80’nin cebinde TÜRK OCAĞI KARTI çıkmıştı…” demektedir.
Hatta düşmanlar Milli Mücadeleyi de bu birleşik gücün yaptığına kesin olarak inanmışlardır. Bunu nereden anlıyoruz? Sömürgeciler İstanbul’u işgal ettiklerinde ilk olarak TÜRK OCAĞI merkezini işgal etmişlerdir.
İŞTE İSLAMIN YÜCE MANEVİ GÜCÜ İLE TÜRKÜN FİZİKİ GÜCÜ BİRLEŞİRSE BÖYLE HARİKA BİLEŞKELER YARATABİLİR.
BUGÜN TÜRKİYE TÜRKLER TARAFINDAN İDARE EDİLEMİYOR. İdarede bulunan azınlık ırkçıları ve dejenere mahlukatın bilinçli olarak Türkleri ya en altta tutmakta veya idareye hiç yanaştırmamaktadır. YAZININ DEVAMI
Prof.Dr.Mustafa Özdemir