Kavak Ağacı ile Kabak hikâyesini bilmeyen yoktur galiba. Çok büyük bir ders niteliğinde anlatılan Kavak Ağacı ile Kabak hikâyesi çalışmadan emek, harcamadan gelinen nokta başarı olunamayacağını ve kolay kazanılanların kolay kaybedileceğini anlatan bu kısa hikayede gerek siyasi, gerek sosyal ve gerekse ticari olarak büyük anlamlar çıkarırız.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta 35. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin kökü mazide bir devlet olduğunu belirtti. Erdoğan, Ulu çınar ağacı ile bir kabağın hikâyesini anlatmış ve "Göçebe bir devlet değiliz, 2 bin yıllık devlet geleneğimiz, 1400 yıllık medeniyetimiz var" diye çarpıcı bir örnek vermişti.
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
İşte Kavak Ağacı ile Kabak Hikayesi
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş.Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.