Türk toplumu tarihsel süreç içerisinde doğudan batıya doğru hareket halinde olan bir toplumdur. Bozkır kültürünün bir yansıması olarak değerlendirebileceğimiz bu yaşam mücadelesi ve tarzı Türk toplumunun kolektif kodları içerisinde hala bulunmaktadır.
Bozkır kültürü içerisinde verdikleri yaşam mücadelesinin neticesinde Türk Milleti hızı yakalamış ve bu sayede de güçlü bir yapıya ulaşmıştır. Çünkü bozkırda hayatta kalabilmenin, bozkır ortamındaki savaşlarda başarılı olabilmenin en önemli koşullarından birisi hızlı hareket edebilme becerisini kazanabilmektir.
Türk Milleti bunun için, atı evcilleştirmiş, hafif silahları ustalıkla kullanabilir hale gelmiş ve bütün bu mücadele sayesinde de hızlı hareket edebilme becerisi kazanmıştır. Yerleşik hayat içerisinde bile kışlak, yaylak anlayışı çerçevesinde bir yaşam tarzına sahip olan Türk kültürünü benimsemiş toplumlarda yine hareketli yaşam devam etmektedir. Bu anlamda da Türk toplumları için birer örnektirler. Bu yönüyle bile meseleyi ele aldığımızda Türkler, bir yerde sabit kalan bir toplum değildir. Hareketi, hareket halinde yaşamayı benimsemiş ve bunu da hem hayat tarzı haline getirmiş hem de bireyden topluma bu hayat tarzının izlerini her alanda görebilecek hale gelmiştir.
Miskinlik ve merkezden uzak bir yaşam tarzı, Türk kültürüyle yoğrulmuş topluluklar içerisinde pek bulunmamaktadır. Genel kanaat olarak da buna yönelen Türk topluluklarının milli kimlik ve yapılarının bozulduğuna yönelik işaretler olduğu ifade edilmektedir. Miskinliği işaret eden ve bunu tavsiye eden anlayışlara da iyi gözle bakılmamıştır. Miskinliğin bir işareti olarak tarif edilen Türk tasavvuf yapılarında bile bir hareketlilik vardır. Bu anlamda Türk tasavvuf geleneğinde bile miskinlik yoktur. Buna yönelik kitaplarda ve Allah dostlarının tavsiyelerinde miskinliği öven bir yaklaşım görülmemektedir. Aksine çalışmayı, hareket halinde olmayı öğütleyen yaklaşımlar bulunmaktadır. Yapılan ibadetlerin bile kendi içindeki üslubuna göre bir hareketlilik vardır.
Bozkır kültürü içerisinde verdikleri yaşam mücadelesinin neticesinde Türk Milleti hızı yakalamış ve bu sayede de güçlü bir yapıya ulaşmıştır. Çünkü bozkırda hayatta kalabilmenin, bozkır ortamındaki savaşlarda başarılı olabilmenin en önemli koşullarından birisi hızlı hareket edebilme becerisini kazanabilmektir.
Türk Milleti bunun için, atı evcilleştirmiş, hafif silahları ustalıkla kullanabilir hale gelmiş ve bütün bu mücadele sayesinde de hızlı hareket edebilme becerisi kazanmıştır. Yerleşik hayat içerisinde bile kışlak, yaylak anlayışı çerçevesinde bir yaşam tarzına sahip olan Türk kültürünü benimsemiş toplumlarda yine hareketli yaşam devam etmektedir. Bu anlamda da Türk toplumları için birer örnektirler. Bu yönüyle bile meseleyi ele aldığımızda Türkler, bir yerde sabit kalan bir toplum değildir. Hareketi, hareket halinde yaşamayı benimsemiş ve bunu da hem hayat tarzı haline getirmiş hem de bireyden topluma bu hayat tarzının izlerini her alanda görebilecek hale gelmiştir.
Miskinlik ve merkezden uzak bir yaşam tarzı, Türk kültürüyle yoğrulmuş topluluklar içerisinde pek bulunmamaktadır. Genel kanaat olarak da buna yönelen Türk topluluklarının milli kimlik ve yapılarının bozulduğuna yönelik işaretler olduğu ifade edilmektedir. Miskinliği işaret eden ve bunu tavsiye eden anlayışlara da iyi gözle bakılmamıştır. Miskinliğin bir işareti olarak tarif edilen Türk tasavvuf yapılarında bile bir hareketlilik vardır. Bu anlamda Türk tasavvuf geleneğinde bile miskinlik yoktur. Buna yönelik kitaplarda ve Allah dostlarının tavsiyelerinde miskinliği öven bir yaklaşım görülmemektedir. Aksine çalışmayı, hareket halinde olmayı öğütleyen yaklaşımlar bulunmaktadır. Yapılan ibadetlerin bile kendi içindeki üslubuna göre bir hareketlilik vardır.